Serinin yeni bebeği ST30, bolca tasarım numarası ve denizciliğiyle gözünü yükseklere dikiyor.Bu ay Beneteau Swift Trawler 30 inceliyoruz.
Bénéteau satış ve pazarlama ekibinin üyeleri başlarını kaldırmış üzerlerinden süratle geçen kara bulutlara bakıp omuzlarını kaldırarak, ellerini kollarını Fransızlara has bir şekilde sallıyorlar. Real Club Nautico de Palma’da bir sürü yeri ayırtırken davetsiz rüzgârın ve bulutların partilerini berbat edeceğini planlamamışlardı.
Bunlara bağlı olarak deniz durumu da, en hafif tabirle, zorlayıcı hale gelmişti. Dalgalar büyük olmasa da, ‘sevimsiz bir çırpıntı’nın resmi gibiydi; dik, kesik ve kuvvetli çırpıntı teknenin ritmini bulmasına engel oluyordu. Bu havada seyir yapabilmenin tek yolu gaz verip-kesmek, bu durumda otopilotla konforlu bir seyir yapmak mümkün olmuyor, en sorunsuz rotayı bulup manüel seyir yapmak en akıllıcası. Buna rağmen 30 takdiri hak ediyor. Ufak boyutlarına rağmen yalnızca ara sıra çarpma yaparak, sorunsuz bir şekilde yolunu buluyor. Islanıyoruz –hem de çok– ancak serpintinin asıl nedeni rüzgârın tuvale boyayı çarpan çılgın bir sanatçı gibi suyu ön cama taşıyarak çarpması oluyor.
Gövde genel olarak büyük model 34’e benzer, yani zarif bir şekilde suya giren pruvadan geriye doğru uzanan karina gövde boyunun dörtte üçü boyunca devam ederek, hemen şaftın çıktığı noktada yüzeye sıfırlanıyor. Ancak büyük kardeşi gibi 30 da çapraz dalgada yuvarlanmaya eğilimli olduğundan pupa seyrinde dümene dikkat etmek gerekiyor.
Yazının devamı Temmuz 2016 sayımızda..