Her özgürlüğün bir bedeli vardır. Mühim olan o bedeli ödemeyi göze alıp almadığınızdır. Her insanın özgürlük arayışı da kendi sınırları içindedir. İran’da kadınlar sokaklarda özgürlük arıyor bugün. Türkiye’de okula ulaşamayan kız çocukları var hâlâ. Onlar da eğitim için özgürlük istiyor. Biri saçlarını açarak, diğeri okula giderek bir başkası ise yelken basarak özgür olmak istiyor. Birinin özgürlük dediği öteki için basit kalabiliyor ya da ütopya olabiliyor.
Coğrafya kaderdir deniliyor ya öyle işte.
İstanbul’da düzenlenen Deniz Kızı Yelken Kupası’nda özgür kadınlar var. Parkurdalar ve güçlüler, birçok kadına da örnek olacaklarına inanıyorum. “Değişim bence yaşamın en büyük kazanımı. İyi ki değişebiliyoruz, dönüşebiliyoruz.” diyor Avare ekibinden Gülnur Payzanoğlu, yazarımız Özlem Ulubay Şahin ile yaptığı söyleşide. Coğrafyanın etkilemediği özgür kadınlar, onlar gibi dünya denizlerinde yol alsın istiyorum.
Yat tasarımları da değişiyor. Doğaya destek olacak, karbon ayak izinin azaltılacağı tasarımlar üzerinde çalışanların sayısı her geçen gün artıyor. Teknoloji yazarı Mark Chisnell’in kanat yelken projelerini incelediği dosyada; katlanır kanat yelkenleri kullanan bir otomobil gemisinin her bir yelkeninin, yılda yaklaşık 480 bin litre yakıt tasarrufu sağlamasından söz ediliyor. Dünya kaynaklarının da bir sonu olduğunu düşününce bu da motoryatlar, ticari gemiler için büyük bir özgürlük.
Ekim ayı bizim için de bir özgürlük ayı. 2012 yılında bağımsız dergi olarak yayın hayatımıza başladığımız ay. Bu özgürlüğün de bedeli vardı tabii. Türkiye gibi ekonomi denizinin fırtınalı, çalkantılı, rüzgârın oynak olduğu bir coğrafyada özgürce yol almak kolay değildi. Bağımsız olarak 10 yılı, yayına hayatına başlayalı 15 yılı devirdik. Değişime ayak uydurarak. Yenilenerek. Okurlarımız, yazarlarımız, reklam verenlerimizle desteklenerek büyüdük.
Değişimimiz, değişiminiz hep ileriye, hep iyiye olsun.
İyi okumalar, iyi seyirler.