Schüco-Bayk Kış Trofesi’nin 2 Nisan tarihinde düzenlenen 5. ayak yarışlarında Skymarine-Aquavit, Blue Dreams teknesinin iskele kıç omuzluğundan çarpmasının ardından battı. Osman Uğur, çarpışan teknelerin kaptanları ve Yarış Kurulu Başkanı Ayberk Olcay’la konuştu, kazanın ayrıntılarını öğrendi.
Yazı: Osman UĞUR
Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü tarafından düzenlenen Schüco-Bayk Kış Trofesi’nin 2 Nisan tarihinde düzenlenen 5. ayak yarışlarında Destek sınıfında yarışan Ayhan Hatipoğlu’nun Blue Dreams adlı teknesi (Bavaria 50), iskele kontra pozisyonda iken, karşıdan sancak kontra gelen Selçuk Börekçi’nin IRC B-1 grubunda Çağatay Önür dümenciliğindeki Skymarine-Aquavit’e (First 44.7) iskele kıç omuzluğundan çarptı.
Akşam sosyal medya hesaplarına düşen ve yine kendisi de bir yelkenci olan Lale Evdüzen tarafından çekilen olayın sıcaklığını anlatan cep telefonu görüntüsü her yerde paylaşılmaya başlandı. Olayın tam olarak nasıl geliştiği, ne olduğu anlaşılmadan, sosyal medya hesaplarında yorumlar aldı başını gitti. “Bu havada yarış olur mu, acemileri denize çıkarmayalım, Bodrum parkuru hep böyle, 30 knot havada yarış olur mu, nerede bu devlet (!)” gibi yorumlar aldı başını gitti.
BAYK’ın Kış Trofesi Türkiye’nin en önemli trofelerinden. Bu trofeyi önemli kılan ise sert hava koşulları ve rotası. Buna karşın hem yarış kurulunun hem BAYK’ın hem de yarışanların tecrübesi oldukça yüksek. Peki aslında ne oldu? Merak ettik ve olayı daha net kavramak için olayın kahramanlarına yani çarpışan teknelerin kaptanlarına ve Yarış Kurulu Başkanı Ayberk Olcay’a mikrofonumuzu uzattık.
Herkes yaşanan olaylardan ve sosyal medyada yapılan yorumlardan ve yerel basında çıkan haberlerden oldukça üzgün. Ortak nokta ise can kaybının yaşanmamış olmaması. Bakalım ne demişler:
“Yol, yol diye bağırarak rotasını değiştirmesini istedik”
Çağatay Önür – S/Y AQUVAVİT
“Kaptanı olduğum Türk bayraklı, Bodrum limanına kayıtlı bulunan S/Y Aquvavit teknesi ile 2 Nisan günü BAYK Kış trofesi 5. Ayak üçüncü yarışında saat 11.00 de start aldıktan sonra, son pupa şamandırasına doğru sancak kont orsa seyriyle yol alırken, karşıdan iskele kontra seyri ile gelen Blue Dream adlı teknenin üzerimize doğru geldiğini fark ettik.
Geçiş üstünlüğü (yol hakkı) benim teknemde olduğundan “YOL, YOL” diye bağırarak rotasını değiştirmesini istedik, ancak çarpışma rotasında üzerimize gelmeye devam etti. Çarpışmaktan kaçınmak için tekneyi rüzgar üstüne döndürmemize ve devamlı olarak bağırmamıza rağmen, Blue Dream teknesinin güneş panelleri yelkenlerimizi yırttı. Ekipten bir kişi suya düştü. Can yeleği sayesinde batmadan ve yara almadan Bodrum Deniz Kurtarma Botu tarafından kurtarılarak bota alındı.
Diğer ekip elemanları da kurtarma botuna geçtikten sonra, teknemi batmaktan kurtarabilmek için motoru çalıştırıp, hasarlı yelkenlerle sığlığa doğru seyre devam etmeye çalıştım. Ancak su alan makine stop etti ve yapabileceğim başka bir şey olmadığından, ben de tekneyi terk ederek kurtarma botuna geçtim.
Tekne Bardakçı koyu açıklarında saat 13.00 sıralarında, takriben 27 metre derinlikte battı.
Karaya çıktıktan sonra BAYK Yarış komitesine durumu bildirdim ve ayrıca Sahil Güvenlik Komutanlığı’na gidip ifade verdim.”
“Dümen hakimiyetini kaybettik”
Ayhan Hatipoğlu – BLUE DREAMS
“Kardinal fenerine doğru giderken şamandıra olarak orayı kullanacaktık. Bizden önce çıkan IRC B grubu bizden önce dönüş yolundaydı. Yol istediler biz de onlara yol verdik. Önden iki tanesine veridk. Üçüncüye de iyice açtım kafayı geniş apaza geçtim. Geçmelerini beklerken birdenbire broş yedik ani rüzgarla… Rüzgar zaten 27-28’lerde geziyordu. 30’ların üstüne çıktı sanırım o arada. Dümen hakimiyetini kaybettik. Zaten bir 5-6 saniye içerisinde oldu olay!
Dümeni toparlamaya çalıştık .Yelkenleri saldık ama hiçbir şey olmadı ve diğer taraf da ‘Yol üstünlüğü bizde’ diye hiç rotasını da bozmadı son ana kadar. Son anda döndü, bu sefer de, daha kötü oldu. İskele kıç omuzluktan daha alttan vurmuş olduk. Teknenin burun kısmı öyle denk geldi. O yüzden hasar teknenin altına doğru oluştu ve bayağı bir su aldılar.
Son hamleyi yapmasalardı belki köşesine çarpıp geçecektik.O anda insanlar biz de dahil düşünememiş olabilir. İstenmeyen bir kaza. Bazı yerlerde yazıyor, hırs falan diye. Hırs falan hiç yok. Biz zaten hep buradayız, keyif amaçlı gelmişiz. Böyle bir çatışmayı asla asla düşünmüyoruz. Şu an hepimizin morali çok bozuk. O an sadece bir anlık havanın verdiği… Zaten onu da kendi kendimize sorgulamaya başladık. Bu kadar sert havada yarışmak zorunda mıydık diye.
O.U: Şöyle bir görüş var. Yarış filosunun yarış kuruluna 30 knot havada yarışabiliriz gibi bir ricası olmuş.
“İşte bu özellikle IRC A1 ve B’lerin bir talebiydi. Zaten desteklerin böyle bir talebi yok. Geçtiğimiz yıllarda 25’in üzerindeki rüzgarda hiç verilmezdi. O günkü yarışta da çıktığımızda 27-28 knotlarla başladık. Hatta biz ilk şamandırayı döndüğümüzde 30- 33 knot aralığında gittik bir süre bir ara 28’lere düştü.
Dönüşte de Karaada’nın orada sanırım Karaada biraz engelliyordu rüzgarı, Karaada’nın oradan çıktığımız anda havanın daha bir sertliğine geldik. O şekilde oldu. Bizden 15 dakika sonra aynı destek grubunda aynı bölgede iki arkadaşımız daha çarpıştı. İkisi de 40-45 yıllık kaptanlar. Hatta beni onlar teselli etti. ‘Biz 45 yıllık arkadaşız, biz denizde buluştuk, bu kadar sert havada olabilecek bir şey’ diye.
Çünkü yol hakkı o tarafta olduğu için ben vermek yol durumundaydım, yolu denedim de, çabaladım da işte olmadı. Üzücü bir durum. Ama dışarıdan bazı arkadaşlar acemiler niye yarışa giriyor diyorlar. ben de yaklaşık 15-16 yıldır yapıyorum yelken işini. O kadar da acemi olduğumu düşünmüyorum.
“Emniyetsiz görseydik yarış yapmazdık”
Yarış Kurulu Başkanı Ayberk Olcay
“BAYK’ın 5. ayak ikinci gün yarışlarında saat 11.30’da tüm filo için start saati verdik. Sabah 09.00’dan itibaren liman ağzından aldığımız ölçümlerde 125-135 dereceden 18 ile 21 knot arasından esiyordu. Liman dışına çıkarken de rüzgar ölçümü aldık. Bir de botları gönderdik ve anlık rüzgar ölçümü alabileceğimiz kardinal fenerleriyle deniz üzerindeki fenerlerden anlık ölçümler aldık.
Ortalama hava 120 ile 130 dereceden 20 ile 23 knot arasında rüzgar esiyordu stabil. Sağanaklarda ilk 25’leri gördük ama ortalaması 19,5, 20, 21, 23 arasındaydı. Bunları da kayıt altına aldık. Start uygulamalarına başladığımızda, turuncu bayrağı açtığımızda 10 dakika kala rüzgarın şiddetinin 20 ila 22 knotlar arasında olduğunu da tespit ettik. Zaman zaman rüzgar tabii ki bastırdıkça, çok kısa aralıklarla sürekli sabit olarak değil 25’in altında rüzgar ölçümü aldık. Ve yarışı başlattık.
Yarışı başlattığımız yerde rüzgarın geliş yönüne göre koy içerisinde yaptık. Dolayısıyla Tavşanburnuyla İçmeler Tersanesi arasında bulunan bölgede, dalganın kısa rüzgarın stabil olduğu alanda, herhangi bir şey olduğunda hemen müdahale edebileceğimiz bir alanda yaptık. Dalganın daha yüksek, rüzgarın daha şiddetli olduğu açık tarafa yanı Karaada’nın arka tarafı ya da Kargı ya da Celebi Adası tarafına göndermedik filoyu.
Saat 11.40 sularında teknelerin startlarını verdik. Hiç bir problem yoktu. ilk tur dönüşlerini yaptılar. ilk start IRC B sınıfına verdik. Ardından A sınıfına verdik. Son startı da Destek sınıflarına uyguladık. Tavşanburnu şamandırasını dönüp start şamandırasını döndükten sonra rotadaki kardinal feneri dönülecekti. Herhangi bir problem yoktu. Herhangi bir çatışmayı önlemek içinde Destek sınıflarının startını sonra verdik ki problem olmasın diye.
Kardinal fenerinden sonra yarış sınıfları tek kontra yukarı doğru tırmanırken sancak kontra diğer sınıflarda balon açamadılar zaten hiçbir şekilde. Normal rutin gidiyordu. Sonra bir çatışma görüldü. Ondan sonra hemen Aquavit teknesi anons etti. ‘Denize düşen bir şahıs var yardım edin’ diye. Biz kurtarma botunu gönderdik oraya. Aradan 30 saniye geçtikten sonra ikinci anons geldi, dedi ki ‘Hızla su alıyoruz, batma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyoruz’. Ki biz botları denizde tutuyorduk filoyu takip etmesi için. Gelen ekip 2 dakika içinde denizden adamı aldı.
Teknenin yanına ulaştıklarında anons etti. ‘Tekne yarıdan biraz altta hızla su alıyor.’ dedi. Tahliye yapın dedik hemen. Üzerİndeki personel hemen bota alındı. O arada Çağatay Kaptan teknenin üzerinde tek kaldı. Tekneyi kurtarmak adına tam yolla Bardakçı koyundaki sığlık, kumluk alana doğru hareket etti. Ama tekne düşünülenden herhalde daha fazla yarıkla hasar aldığı için Bardakçı koyuna girerken 24 metrede battı. .Tekneyi son terkeden de Çağatay kaptandı.
Tabii bu olaylar olunca anlık olarak Sahil Güvenlik’e bilgi verdik. Çünkü görevli bot da yanımızdaydı. Sonra emniyetli bir şekilde botlar marinaya getirildi. Orada finishleri almaya başlamıştık. Sonra finishler kapandı biz de geldik. Şunu söyleyeyim her 20-25 dakikada bir rüzgar şiddeti aldık. En yüksek olarak 29 knot gördük. Ama parkur içerisindeki stabil rüzgar 20 ila 23 knotlar arasında 125 ile 130 dereceden esti. Dolayısıyla limitlerin altındaydı.
Şöyle de bir düzeltme yapalım 25 knot’ların üzerinde yarış yapalım diye kulübe ricada bulunan yarış filosu. Fakat yarış filosu, kulüp bu 25 knot’u 30 knot’a çıkarmasına rağmen, son kararı yarış kuruluna bıraktı. Yarış kurulu başkanı emniyetsiz görürse zaten 30 knot’un hiçbir anlam ve önemi yok. Dolayısıyla biz de burayı avucumuzun içi gibi biliyoruz. Emniyetsiz görseydik yarışı yaptırmazdık. Limitlerin içinden yarış yaptırdık, güvenlik tedbirleri en üst seviyedeydi.
Keyifli bir rota oldu ama öyle yazılanlarda çizilenlerde olduğu gibi 38 knot’larda 40 knotlarda yarış yaptırdılar şeklinde haberler de çıktı. Bir şeyi daha düzelteyim. Yedi tekne hasar aldı diye bir şey söz konusu değil. Yedi tekne yarışı terk etti. Biz bu etaptan çekiliyoruz dedi. O yazılanlar çizilenler de doğru değil. Çünkü biz bunların hepsinin evrakları Sahil Güvenlik’e verdik. Yani gerçek bütün bilgiler bizde.
Dolayısıyla o 13.5 millik yarış parkuru içerisinde rüzgar şiddeti sağanaklarda 26-27’ler oldu ama sabit olarak olmadı. Her zaman için söylüyoruz keşişlemede, lodos havada rüzgar 24-25’leri liman ağzında goruyorsa dışarıda 30-35 esiyordur zaten. O yüzden biz çıkarmazdık. Ama o dediğimiz sert hava akşam 7’den, 8’den sonra vurmaya başladı. Dolayısıyla limitler içerisinde yaptık. Yarış kurulu başkanı olarak Sahil Güvenlik ve liman baskanlıkları ifadeye çağırdı. Elimizdeki tüm evrakları verdik.
1 Comment
Umut 5 Nisan 2023 at 21:01
Nedense hep ölümcül kazalar sizin parkurda oluyor..??? Bunu bir sorgulasanız iyi olur.. Birçok yaşanmışlar var hepimiz iyi biliyoruz…