Türkiye’de geçen yaklaşık altı ayın sonunda Uruguay’da bıraktığımız evimiz Blue Belle’e döndük. İki ay sonra tekneye yeni bir tayfa geliyor.
Yazı: Maral Ceranoğlu Fotoğraflar: Uğur Yavaş – Maral Ceranoğlu
Hamile olduğumu öğrenmemizle beraber, Türkiye’de kalışımız bir kaç ay daha uzadı. Uğur’un da bazı beklenmedik sağlık sorunlarıyla karşılaşması, tedavi süreci derken üç ay kalmayı planladığımız Türkiye’de beş aydan fazla bir süre geçirdik.
Ne kadar, İstanbul’un şehir ritmine alışmamaya çalıştıysak da şehrin renksizliğinin, kalabalığının etkisinden kurtulamadık. Aynı zamanda bir apartman dairesinde olmanın, büyük bir mekanda yaşamanın konforuna da alıştık. Her türlü ucuza yeme içme seçeneğinin beş dakika uzağında olmak bize Uruguay’daki kısıtlı imkanları unutturdu. Sizin anlayacağınız, aktarlardaki en absürd ürüne kolayca ulaştık, ekmeğimizi onlarca seçenek arasından seçtik, evi istediğimiz gibi dağıttık, çamaşır makinesinin, buzdolabının ve sürekli sıcak su olmasının konforundan sonuna kadar faydalandık. En önemlisi, herkesin her dediğini anladık, tabi bunun avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğu ayrıca bir tartışma konusu olabilir.
İstanbul’un ritmine ve bakış açısına alışmamak, kendimi girdapta kaybolmuş hissetmemek için, hep sokaktaki yürüme hızımı kontrol etmeye çalıştım. Büyük şehir ve tekneyle gelen yeni yaşam tarzı arasındaki en belirgin ayrım zamanın akışı olmuştu benim için. Yürüme hızımı da şehirdeki akışın gerisinde tutmak, sanki kaybolmamı, sürüklenmemi engelleyecekmiş gibi, beni etrafa ve şehre karşı ayık tutacakmış gibi hissettirdi. Öyle de yaptım. Bakkala bile gidip gelirken nedensizce acele ederken yakaladığım hallerime hep müdahale ettim. Ama itiraf etmeliyim, “bu işi de kısa sürede hallettim” hissinden kaçınmakta da oldukça zorlandım, kendimi her yakaladığımda, hâlâ bir tarafımın mesafeli olduğunu fark ettikçe de rahatladım.
Ben oldukça hamile olduğumdan, Türkiye’yi Uruguay’a taşıma hayalimiz suya düştü. İkimizin toplam 70 kg hakkı varken tüm eşyaları Uğur’un taşıyacak olması işleri biraz değiştirdi. Hayal ettiğimiz kadar baharat ve tekne yedek malzemesi alamadık. Benimse okumak istediğim bazı kitapların yerini, zıbınlar, emzikler ve tulumlar aldı.
Yazının devamı Ocak 2017 sayımızda..