Futbolda bile popüler takımlar dışındaki maçları takip etmeyen, amatör sporlardan neredeyse hiç bahsetmeyen spor camiamızın Olimpik Takımı eleştirmeye ne hakkı var?
Bu ayın benim için en vurucu cümlesi, Haluk Babacan’ın köşesinden sorduğu bu soruydu. Tekrar tekrar okudum. Kadın voleybol takımımıza, Yusuf Dikeç’e, Mete Gazoz’a kim başarısız diyebilir ki? Mesele altın madalya mı? Hele ki bir yelken sporcusu yetişmesinin arkasındaki zorlukları bilseler bu kadar rahat yargılayabilirler miydi?
Hemen hemen her yelken kulübü başlangıç seviyesindeki sporcular için eğitim veriyor. Tüm sporlarda olduğu gibi de bu eğitimi almak için aileler kulüplere para ödüyor. Buraya kadarı normal fakat bundan sonrasına bir süredir kafam takılıyor. Başlangıç eğitimini geçip takıma giren çocukların aileleri neden hâlâ para ödüyor? Yelken için bunu söyleyemeyiz ama diğer sporlarda (voleybol, basketbol) bir yığılma olabilir. Çok tercih edildiği için takıma girmek de üstlere çıkana kadar bir “eğitim” olarak görülebilir. Ancak yelkeni tercih edenlerin sayısı diğer sporlardaki kadar çok değil. Bir sporcunun ailesine maliyetine bakılırsa bu sayı gittikçe daha da azalacak gibi. Yelkene küçük yaşta optimistle başlanıyor ve kulüpler şimdilik sporculara yarışacağı optimisti veriyor. Bundan 25 yıl önce optimist almak için kermes düzenleyip para toplanıyordu kulübe. Şimdi işin çözümü, laser sınıfından itibaren ailelerde bulunmuş. Çocuğunuzun yarışabilmesi için tekneyi almanız gerekiyor. Sıfır bir laser tekne yaklaşık 400 bin TL. Bununla da bitmediğini, donanımı, kıyafeti, kamp maliyetleri gibi ek masrafları olduğunu da söylemeliyim.
Enteresan olan maliyetlerin başarıyla artması. Genellikle, bir sporcunun başarılı olması durumunda, kulüp tarafından desteklenmesi beklenir. Ancak, yelken sporunda sporcu ne kadar başarılı olursa, masrafları da o kadar artıyor. Başarılı bir sporcu, daha fazla yarışa katılmak, daha iyi ekipman ve tekne edinmek zorunda. Şimdi siz bir milli yelkenci olup olimpiyata kadar yükselen sporcunun yaptığı maddi manevi yatırımı bir hesaplayın.
Yelken sporunun Türkiye’deki en büyük “sponsoru” yat sınıfında tekne sahibi, hareketli salmalarda ise sporcu aileleridir. Dilerim futbola akıtılan bütçelerden su sporlarının da nasibini aldığı günlere ulaşırız.
İyi okumalar…