Fourni’nin bal şöleni

Fourni’nin bal şöleni

Fourni Adası’nda her yıl düzenlenen Bal Festivali, adanın tarihi korsan kökenlerini ve halkın imece usulüyle gerçekleştirdiği geleneksel bal hasatını kutlayan bir etkinlik olarak öne çıkıyor.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: Ayşegül Torun

Ikaria-Samos üçgeninin üçüncü Adası olan Fourni Adası aslında yarış filosunun yakından tanıdığı bir ada. Zira Fourni-Samos kanalı, Aşşa Yarışı’nda yer alan bütün tekneler için yıllardır bu kanalda yaşanmış ve anlatılacak hikâyeler demektir.

Zaten sekiz sene önce bu adaya gelmeme sebep, biraz da Bozcaada mendirek nöbetlerinde dinlediğim bu hikayelerdir. Patmos Adası’nda hiç görmediğim bir evi bir gece yarısı kiralayınca ev sahibi evin hazırlanması için benden bir hafta süre istedi doğal olarak, zira ev 15 yıldır kapalıymış. Hâl böyle olunca ben de haritadan en yakında nereye gidebilirim diye bakmıştım. Fourni tabii ki bir anda eski bir dostu görmek gibi olmuş ve ertesi gün neredeyse iki bofor havada adaya vasıl olmuştum. O zamandan beri de git gel adanın yaşamına karışıp neredeyse onlardan birisi oluverdim.

İşte bu Bal Festivali’nde görev almak da bunlardan bir tanesi.

Korsan Adası Fourni’de 13. Bal Festivali’ne katılanlar, taze bal ve yöresel lezzetlerin tadını çıkarırken, adanın rüzgârlı doğasının ve tarihi hikayelerinin büyüsüne kapılıyorlar.
Korsan Adası Fourni’de 13. Bal Festivali’ne katılanlar, taze bal ve yöresel lezzetlerin tadını çıkarırken, adanın rüzgârlı doğasının ve tarihi hikayelerinin büyüsüne kapılıyorlar.

Fourni Adası’nın tam adı aslında Fourni Korseon yani Korsan Ocağı. Bu ismi nasıl almış ada derseniz de güzel bir hikayesi, daha doğrusu tarihçesi var. 11’inci yüzyılda yapılan haçlı seferlerinden birine katılan bir Korsika gemisi, Samos Kanalı’nda patlayan şiddetli bir fırtına sonucunda batar. Gemiden kurtulan denizciler yüzerek Fourni’de karaya çıkarlar. Birkaç gün sonra kendilerine geldiklerinde arkalarından başka gemilerin de battığını ve ganimetlerin kuzu gibi denizin altında yattığını fark ederler. Bir akşam ateş etrafında toplanan mürettebat, buradan geçerek Kudüs’e gidecek başka bir gemiye katılmak yerine adaya yerleşip batan gemilerin ganimetlerini toplayıp ticaretini yapmaya karar verirler. Bir müddet sonra Samos ve Ikaria adalarından Fourni’de geceleri yanmaya başlayan ateşlerin alevleri görülmeye başlanır. Adada sadece keçilerin olduğunu bilen halk, merakla adaya yeni yerleşenlerin kim olduklarını sorgulamaya başlar. Aldıkları cevap ise kısa ve nettir: Korsikalılar. Böylece Korsikalıların diyalektle söylenmesi sonucunda korsan kelimesi hem Yunanca’da hem de Türkçe’de yerini bulur. O yüzden adanın adı bugün hâlâ Korsan Ocağı Adası’dır.

Her zaman son sözü rüzgârın söylediği bu 45km²’lik adada kışları 900 kişiye düşen nüfus, ağustos ayında 2 bin kişiye kadar ulaşıyor.

Kıyılarında sabah erkenden taptaze tutulup akşam tavernalarında servis edilen ıstakozun şeklini de almıştır. Aynı zamanda adalar arasında, su altı arkeologlarının gözdesi olmasına sebep olan dipten çıkan anforalara da benzetmek mümkündür adayı.

Festivalde, misafirlere kuzu tandır, bal şerbetli lokmalar ve taze keçi peynirinin yer aldığı zengin bir menü sunuluyor.
Festivalde, misafirlere kuzu tandır, bal şerbetli lokmalar ve taze keçi peynirinin yer aldığı zengin bir menü sunuluyor.

İnsan eliyle dikilen ağaçlar sayılmaz ise su problemi nedeniyle diğer 12 adada olduğu gibi bu ada da yeşillik neredeyse yok. Buna bir de yaz kış hiç durmadan esen şiddetli rüzgârlar eklenince tek tük görünen ağaçların da neden telle çevrilip korunmaya alındığını anlarsınız.

Bu nedenle doğa da başka bir yolla adaya değer katmaya karar vermiş olmalı ki her yıl haziran ayında mosmor açan yabani kekik adanın her şeyi olmuş.

Arıcılık gene bütün 12 adada olduğu gibi Fourni’de de halkın geçim kaynağı, birinci sırada balıkçılık var. Bu arılar nereye gitsinler? Doğal olarak kekiklere dadanıyorlar ve Fourni’de hasat edilen ballar mis gibi kekik kokuyor. Bu nedenle de şifalı ve çok lezzetli.

Arılara şükranlarını sunmak, bal hasatını kutsamak için de her sene yazın hasat zamanı bal festivali düzenleniyor.
Bütün ada halkının imece usulü görev aldığı, belediyenin desteklediği, fırıncısından pansiyoncularına kadar adada ticaret yapanların kurduğu Fourni Ticaret Birliği’nin himayesi ve organizasyonunda, festival adanın büyük meydanında tarihi çınarın altında kutlanıyor.

Kuzu tandır, bal şerbeti dökülmüş lokmalar ve taze keçi peyniriyle içeceklerden oluşan bir menü, acıkan festival ziyaretçilere sunuluyor.
Kuzu tandır, bal şerbeti dökülmüş lokmalar ve taze keçi peyniriyle içeceklerden oluşan bir menü, acıkan festival ziyaretçilere sunuluyor.

Masalar kuruluyor, sandalyeler yerleştiriliyor. Kuzu tandır, bal şerbeti dökülmüş lokmalar ve taze keçi peyniriyle içeceklerden oluşan doyurucu bir menü, gelen ziyaretçilere festival süresince servis ediliyor.

Ayrıca her sene Ikaria’dan gelen müzik grubu, adanın yerli folklor grubunu da içine alan dans gösterileri ve verdiği konserle bu etkinliği taçlandırıyor. Müzik sabah 6.00’da susuyor.

Lokma hamurları işin ehli adalılar tarafından bir gün önce hazırlatılıp mayalanmaya bırakılıyor. Festival gecesi ise yakılan üç büyük ateş üstündeki dev kazanlarda kızartılıyor. Sonra üstlerine çubuk tarçınla kaynatılarak inceltilmiş bal şerbeti dökülüp en son da toz tarçın ile karıştırılmış susam serpilerek servis ediliyor. Ben iki senedir susamdan sorumlu olarak görev yaptım hatta bu sene biraz şerbet dökmeye de bulaştım.

Fourni gibi minicik bir adada geleneklerin bu kadar gönüllü esasıyla sahiplenilmesi, katılan misafirlere de seneye tekrar festival zamanı gelmek için bir sebep veriyor.