2016 dev projelerin yılı oldu. Bu dev projelere yakından bakmak üzere gigayat dünyasının derinliklerine dalıyoruz.
Sadece Eider Nehri’nde bulunan tüm diğer tekneleri değil, sahildeki binaları da gölgede bırakan, gövdesi tek katmanlı yelkenli tekne A, 2016 sonbaharında Hamburg’daki Nobriskrug tersanesinde suya indirildiğinde tüm dikkatler üzerindeydi. 142m’lik, sekiz güverteli dev, “gigayat” kavramının çarpıcı bir örneğiydi ve sadece boyutlarıyla değil, radikal özellikleriyle de çok konuşuldu.
Philippe Starck tasarımı yelkenli tekne A, 20m borda yüksekliğiyle “Bu gerçekten bir yelkenli tekne mi?” sorusunu akla getiriyordu. Benzer şekilde görüş farklılıkları yaratan ve yelkenden uzak kitlelerin hayret ve hayranlığını üzerine çeken son tekne, Silikon Vadisi sermaye sahiplerinden Tom Perkins için tasarlanan megayat görünümlü Maltese Falcon’du. Ancak Falcon denize ineli yaklaşık 10 yıl oluyor. Yelkenli tekne A ise 2016’da suya inen olağanüstü gigayatların veya 80, 90 ve 100m üstü yelkenli süperyatlar sınıfına mensup bir tasarım.
142 metrelik A’nın yanında, diğer bir üç direkli tasarım Oceanco tarafından denize indirilmişti. Y712 proje adlı Black Pearl dünyanın en büyük yelkenlisi olmaya adaydı, en azından bir süreliğine!
Black Pearl öncülüğünü Maltese Falcon’un yaptığı döner Dynarig’in modern versiyonunu kullanıyordu. Öte yandan, dünyanın en büyük Bermuda armalı teknesi olan 86m’lik ketch Aquijo, bahar aylarında dünya turu hazırlıkları çerçevesinde deneme seyirleri yapıyordu.
Devam eden başka projeler de var. Royal Huisman sonbaharda Project 400 olarak adlandırılan yine bir üç direkli, ancak daha klasik bir arma taşıyacak olan 86 metre bir tekne için tasarım ve inşa anlaşması yaptıklarını duyurdu. Daha sonra, üç ay boyunca destek almadan seyir yapabilecek şekilde tasarlanan bir kaşif konseptine sahip 114m Endurance’ın teklif aşamasında olduğu haberini aldık. Ayrıca Fransız çok gövdeli uzmanları VPLP’nin, Komorebi adlı deneysel kanat-yelken destekli 86 metrelik bir hibrit trimaran tasarladığı da gelen bilgiler arasında.
GİGAYATLARIN YÜKSELİŞİ
Bu aşırı tutkulu projeler furyası nereden çıktı? Aslında bu saydıklarımız o kadar ani gelişmeler değil; yelkenli tekne A olarak ortaya çıkan projenin ön fikirleri 2008 yılında atılmış ve ilk çalışmalar 2011’de başlamıştı. Projeler arasında 10 yıllık süre, tasarım ve inşanın beş yıl sürdüğü düşünülürse oldukça kısa görünüyor.
Öte yandan, asıl dikkat çeken nokta teknelerin boyutlarında yaşanan artışın hızı. 10 yıl içinde tavan 88 metreden 140 metreye çıktı. Hollandalı tasarım grubu Dykstra dünyanın en yenilikçi megayatlarının çoğunda önemli bir rol üstlenmiş ekip. Bunlar arasında yelkenli A, Y712 ve Maltese Falcon bulunuyor. Genel müdür Thys Nikkels, “10 yıl önce büyük tekneler bugününkilerden çok daha farklı boyutlardaydı. 1991’de 40 metrelik bir projede çalışmaya başladığımda bu o günler için büyük bir tekneydi. 90’ların ortalarında 80 metrelik bir yelkenli olan Athena’yı tasarlamaya başladığımızda bunun hayatımız boyunca göreceğimiz en büyük tekne olacağını düşünüyorduk.”
Dünyanın en büyük tek direkli yelkenlisi hâlâ Mirabella V. 2003 yılında denize inen ve bir tadilat projesi sırasında boyu bir miktar uzatılarak adı M5 olarak değişen tekne 77 metrenin biraz üzerinde. Ron Holland tarafından yönetilen projede görev alan Rob Doyle şunları ekliyor: “Tasarımına 17 yıl önce başladık. Mirabella ile doğal bir optimum yakaladık, diğer teknelerin boyunu ve arma yüksekliğini geçmelerinin bu kadar uzun sürmesinin nedeni budur.”
“Mirabella hâlâ bumbadan direk tepesine kadar ölçülen ‘P’ değeri en yüksek olan tekne ve dünyanın en uzun bumbasına sahip. Ancak bugün daha yüksek direkler var.”
Yazının devamı Mart 2017 sayımızda..