Uzun mesafe yarışlarının çekiciliği bilinmez, öngörülemeyen özelliklerinde gizli. Ama iş bürokrasiye geldiğinde biz yelken yarışçıları için şartlar keşke böyle olmasa…
Yazı: Haluk Babacan
Güney Yarışı’nın etapsız ve mesafesi uzatılarak düzenlenmesi ilk başta çekincelere yol açsa da sanırım şimdilerde tüm yatçıları heyecanlandırıyor. TAYK, 550 millik yarışın arkasında sağlam durunca gelecekle ilgili kara bulutlar dağılmaya başladı. Bu yıl finişe gelirken Rodos Adası’nın şartlı taraf olmaktan çıkartılması rotayı daha da çekici kıldı. Bu tip uzun yarışların en çekici kısmı öngörülemeyen bilinmezliği; rüzgâr kuvveti, izleyeceğiniz rota, stratejiler, ekibin fiziksel ve mental gücü ve tabii ki şans. Meteoroloji raporları, routing’ler her ne kadar şans faktörünü azaltsa da beş ayrı routing’den hangisine karar vereceğiniz size kalmış. Talih oyunlarının insanları çekmesi gibi çok zorlanacağımızı bile bile uzun mesafeli yarışların büyüsünden kurtulamıyoruz.
İki kez uzun versiyon Güney Yarışı’na katılıp çok da keyif alınca bu kez rotayı farklı bir organizasyona çevirdim. Düzenlendiği ilk yıldan beri çok ilgimi çeken Eagean 600. Bizim yarıştan farklı olarak ciddi bir orsa seyri de var. Değişik boyda ve tipte teknelerin yer aldığı bu yarış Akdeniz uzun mesafe yat yarışlarında gittikçe daha çok ilgi çekiyor ve gelişiyor. Yarışın web sitesine mutlaka (aegean600.com) göz atmanızı öneririm.
Bu yılki yarışa Musuko adlı Beneteau First 35 teknesinde Yunanlı bir ekiple katılmak için teklif aldım. Yarışın zorluk derecesi, daha önce beraber yarışmadığım bir ekip olması beni bir hayli heyecanlandırıyor. Yarışa kadar her ay en az bir hafta sonu antrenman yapacağız ve haziranda da uzun bir seyir planlıyoruz. Mart ayı sonunda Yunanistan yarış sezonunun açılışında Hydra Adası git gel rotalı yarışa ekip elemanlarının daha önceden yapılmış planları nedeniyle katılamıyoruz. Programda olan ilk uzun yarışa ise girmeyi istiyoruz. Ekip sekiz kişi olacak ve daha önceki Güney Yarışları’nda Cheese ekibiyle başarıyla uyguladığımız dört saatlik vardiya sistemini uygulayacağız. Her vardiyada bir kişi navigatör görevini yapacak; özellikle Türkiye sahilinden kuzeye doğru çıkılan bölümde navigatörlere çok iş düşecek. Var olan yelkenlerimize uzun apazlar olacağını ön görerek bir gib-top ekleyeceğiz. Yelkenler açıkdeniz yarışına uygun şekilde üretilmiş, anayelken çift camadanlı. 6 Temmuz’da başlayacak yarışın son finiş zamanı 12 Temmuz saat 14:00. Sonrasında finiş hattı kaldırılacak, kalanlar DNF olacaklar. Tekne hazır, ilk antrenmanımız 1-2 Mart tarihlerinde.
GELİŞİM İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
Federasyon seçimleriyle yönetim kurulları oluştu. Bunun ardından işlerin bölüşüldüğü komiteler kuruldu, benim içinse bir dönemlik aranın ardından Türkiye Yelken Federasyonu çalışmaları yeniden başlayacak. Açıkdeniz Yatçılığı Geliştirme Komitesi’nde birbirinden değerli 11 arkadaşımla çalışacağız. Başkanı olduğum bu kurulda günlük işlerle değil, orta ve uzun vadeli vizyon yaratmaya çalışacağız. Aklımdan ilk geçen Türkiye Turu rekor denemelerini geliştirmek var. Rekor denemelerinin yanına yarışları da katabilmek ya da Fransa turu örneğinde olduğu gibi, 50-100 arası etaplarla, eş teknelerle tüm kıyıları geçmek. Finans kısmını düşünmek iç karartıcı olsa da ülkemizde hiçbir şeyin imkânsız olmadığı bir gerçek. Yeter ki doğru pazarlansın, devlet tarafından destek görsün.
Adil ve kolayına rüzgârlar diliyorum…