Mayıs ayında Kalamış Yelken Kulübü’nde düzenlediğimiz Deniz Sohbetleri’nin başlığı Pirat sınıfıydı. Ve katılım şimdiye kadarki sohbetlerin epey üzerindeydi. Her ne kadar dergi adımızda “yachting”den daha ağır basan “motorboat” olsa da biz yelkenli ve motorlu “küçük” teknelerin en büyük destekçisiyiz. Çünkü büyük teknelerin satılabilmesi ve denizci bir toplum olabilmemiz için önce küçük teknelerin çoğalması, onlara uygun imkânlar yaratılması gerekiyor. Tekneye binmek bir “lüks” olmaktan çıkmalı…Lüks tekne tabii ki olmalı, onların yeri, konumu, verdiği haz bambaşka ama yüzümüzü denize dönüp oturmak istiyorsak denizcilik kültürünün de yaygınlaşması, amatör, sportif denizcilerin sayısının artması gerekiyor.
Pirat, ahşap ya da fiberden üretilen Alman tasarımı beş metre boyunda yarış ve eğitim teknesi. İsteyen arkasına motor takıp günlük gezi teknesine de döndürebilir. Şu anda Türkiye’de yaklaşık 70 adet pirat var. Türkiye Yelken Federasyonu’nun bünyesinde kurulan Pirat Komitesi ise bu sınıfı geliştirmek için takdir edilmesi gereken bir çaba harcıyor.
Mayıs ayında komiteyle birlikte düzenlediğimiz sohbetin ardından 29 Ekim’de de bir yarış düzenledik. Bu yarışın amacı yat yarışlarına katılan duayen isimleri pirat deneyimine davet etmek ve aynı zamanda eğlenmekti. Karayip Korsanları’dan kaptan Jack Sparrow’un gemisi Black Pearl’den ismini alan yarışımız “Siyah İnci”nin detaylarını sosyal medya hesaplarımızdan ve önümüzdeki ay dergiden okuyabilirsiniz.
Yazarımız Haluk Babacan bu ay “Yat yarışçılığı açısından açıkdeniz kısmı pek ümit vermese de one design yarışlar gelişiyor. Günlük çekişmeli, nispeten ucuz, tek tip teknelerle yapılan yarışlar daha fazla ilgi çekecek gibi gözüküyor” diye yazmış… Siyah İnci doğru yolda olduğumuzu gösteriyor…
İyi okumalar, iyi seyirler…
Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com
