“Uyandığımda Crowhurst’ün sesi havuzluktan geliyordu. Kendi kendine konuştuğunu düşündüm ama yalnız değildi. Sivri sakallı, kaytan bıyıklı, karanlıkta parlayan gözlerinden kötülük fışkıran, siyah pelerin giymiş birisiyle konuşuyordu. Adam bizimkini şöhrete kavuşturacağını söyleyerek kandırmaya çalışıyordu.”
Yazı: Yılmaz Bayazıtoğlu – ybayazitoglu.mby@gmail.com
Altın Küre Yarışı hazırlıklarından başını kaldıramayan Crowhurst Eylül ortasından itibaren teknenin başından ayrılmaz ama garip ve çelişkili talimatlarla işleri iyice karıştırır. Sonunda da tersane sahipleriyle kapışır. Nedeniyse John Eastwood’un teknenin dışını fiberle kaplamak yerine poliüretan esaslı boyayla boyamak istemesidir. Crowhurst’ün arma planını vaktinde göndermemesi yüzünden bu uzun işlem için zaman kalmamasını gerekçe olarak gösterir. Can sıkıcı bu gelişme üzerine Clare kocasına tekneyi teslim almamasını, hatta yarışa katılmaktan vazgeçmesini önerir. Crowhurst’se, “ama bu benim için artık çok önemli. Kalan işleri kendim yapmam gerekse dahi yola çıkmalıyım,” der.
Crowhurst bu işlerle uğraşırken Nigel Tetley 16 Eylül’de Plymouth’dan yola çıkmıştır. Chay Blyht Ümit Burnu’nu geçtikten sonra teknesinin fırtınalara dayanamayacağını anlamış ve 19 Eylül’de pes etmiştir. Onun iki gün gerisindeki Knox-Johnston’sa arızalar ve fırtınalardan ötürü zor durumdadır. Dünyayı tek başına dolaşmayı hapse mahkûm edilmekten daha büyük bir ceza olarak görmeye başlamıştır.