Chris ve Helen Tibbs bu yıl Pasifik sularında seyir yaptılar. İki denizci, kültürel farklılıklar, hayranlık uyandıran yaban hayatı ve insanların inanılmaz cömertliğiyle tarifsiz hazlar yaşadılar. Hikâyelerini ise Chris anlattı.
Pasifik oldukça engin bir deniz. Galapagos’tan Markiz Adaları’na seyir yaptığımızda Atlantik geçişinden daha uzun bir mesafe katetmiş olmamıza rağmen önümüzde Avustralya’ya ulaşmak için aşmamız gereken yaklaşık 6 bin millik bir mesafe vardı. Ticaret Rüzgârları rotası boyunca bu büyük mesafeler Markizler’in yüksek dağlarından Tuamotu Adaları’nın lagün ve atollerine kadar uzanan kültürel ve coğrafi farklılıkları da beraberinde getiriyor.
Adaların görünümleri coğrafi yaşlarına ve yerleşik yerli ya da göçmen nüfusa bağlı değişebiliyor. Ada halkları yerel dilleriyle resmi dilin bir karışımını kullanıyor. İnsanlara yardım etmenin her yerde kültürün bir parçası olduğunu ve insanların bizimle iletişim kurmaya gerçekten istekli olduğunu kolayca görebiliyoruz.
Epey farklılık gösterdiklerinden tüm Pasifik adalarını gruplandırmak yanlış olur. Biz seyrimizde bu uçsuz bucaksız suların ancak tadına bakabilmiş olduğumuzu düşünerek tamamladık. Pek çok denizci fırsat buldukça bu sulara geri dönüyor ve buna rağmen hâlâ Pasifik’in ancak küçük bir bölümünü öğrenebilmiş olduklarını dile getiriyor. World ARC gibi ralliler okyanusun çok küçük bir parçasının görülmesini sağlasa da organizasyon bize ve mevcut zamanımıza çok uygun olduğundan katılmayı seçiyoruz.
Markiz Adaları etrafında bir geziden sonra Tuamotu’lara geçiyoruz. Markizler yüksek ve yağışlı adalar. Kullanacağınız bir tür yağmur suyu toplama sistemiyle tatlı su tanklarınızı defalarca doldurabilirsiniz. Bir su yapıcı ideal bir çözüm sağlayabilir ve sizi sürekli içme suyu bulma telaşından kurtarabilir. Suyun bulunduğu yerlerde bile kalitesi şüpheli olabilir. Tanklarımızı marinalarda doldurduğumuz birkaç istisna dışında su yapıcımız sayesinde kendimize yetebiliyoruz. Plajlarda kıyıya vurmuş veya suda yüzen onca plastik şişeyi görünce daha fazlasını satın alarak sorunun kaynağına katkıda bulunmaktan vazgeçmemiz zor olmuyor.
Yağmur ve boralar ilk gecemizde de sürüyor. Şimşekler gece karanlığında parlıyor. İki camadan ve bumbayla açılmış flok ile yelken alanını küçük tutuyor ve seyir cihazlarıyla ilerliyoruz. Böyle gecelerde ay ve açık bir gökyüzünün değeri daha iyi anlaşılıyor.
Gezilerimiz sırasında güneş ve ayla yaşıyorduk, gündoğumunda kalkıyor ve daha uzun seyirlerimizi dolunay gecelerine rast gelecek şekilde ayarlıyorduk. İlk gece çizmelerimizi St Lucia’dan sonra ikinci kez kullandık ve gündoğumunda oldukça rahatladık. Seyrin geri kalanı sakin havalarla geçti ve Tuamotu’lardan Tikehau’ya resiflerden geçiş için gündoğumunda ulaştık.
Pasifik sularında gezi yazısının devamını Şubat 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.