Transat Jacques Vabre 2015, inanılmaz hava şartlarıyla 42 tekneye büyük bir sınav yaşattı ve bugüne kadar görülmüş en ağır hasarlı yarış olarak tarihe geçti.
Fotoğraflar: Hugo Boss rescue photos courtesy of Spanish coastguard
Fransa-Brezilya arasındaki 5400 deniz mili mesafeli Transat Jacques Vabre yarışı geride kalırken ardında büyük bir şaşkınlık ve birçok soru bıraktı. Startı takip eden hafta filonun neredeyse yarısı yarıştan çekilmek zorunda kalırken Transat JV 2015 bugüne kadarki en ağır hasarlı yarış olarak tarihe geçti.
Tarihi kahve ticareti yoluna atfen 1993 yılından beri her iki yılda bir düzenlenen yarış, her teknede iki kişilik ekiplerle gerçekleşiyor. Bu yıl kasım ayı sonunda Fransa’nın Le Havre limanından start alan 42 tekne için de zorlu hava ve deniz şartları öngörülüyordu ancak sonrasında yaşananlar adeta şok etkisi yarattı.
Yarışın başlamasından üç gün önce yapılan brifingde, özellikle Fransa’nın batı sahilini oluşturan Biscay Körfezi’nde 50 knot’a varan rüzgâr ve 10 metre dalga yüksekliği beklendiği dile getirilmişti. Hatta filonun deneyimli isimlerinin çoğu bu şartlarda yarışmaya karşıydı. Ne var ki yarışa katılacak teknelerin çoğu dünya etrafında durmaksızın seyir yapabilecek kapasitede IMOCA 60’lar ve maxi-trimaranlardan oluşuyordu. En azından bu hava şartlarına dayanacak şekilde tasarlanmışlardı ya da öyle olduğu düşünülüyordu. Yarış direktörü Sylvie Viant, “İsteyen katılır, istemeyen marinada kalır” diyerek son sözü söylemişti.
En büyük riski alacak tekneler şüphesiz yeni nesil IMOCA 60’lar olacaktı. Bükülebilir salmadan sonra belki de en büyük gelişme sayılan V-kanatlara sahip VPLP-Verdier tasarımı beş yeni IMOCA 60, ilk testlerini fırtınada vereceklerdi.
42 tekne, Manş Denizi’ni geçip Atlantik’e çıkar çıkmaz kötü haberler gelmeye başladı. Jeremi Beyou’nun Maitre Coq’u ıstralyası kopunca yarışı bırakmış, Rolain Jourdain’in 80 feet’lik trimaranı Prince de Bretagne, İspanya açıklarında alabora olmuş, ekip havadan helikopterle kurtarılmıştı. Gün geçtikçe kötü haberler arttı. Daha ilk hafta dolmadan 42 tekneden 19’u yarıştan çekilmek zorunda kalmıştı.
Peki bu denli bir kırıma neden olan neydi? Hava tahmin raporlarının öngördüğü kadar olmasa da 35 knot esen rüzgâr bu coğrafyada ilk defa yaşanmıyordu ancak yelkencilerin belirttiği ‘karmaşık ve düzensiz dalgalar’ bu olayların sorumlusu olmaya adaydı. Zira piramit şekilli ve yönü belli olmayan yüksek dalgalar, teknelerin üzerinde şok dalgaları oluşturmuştu. Bu ‘haydut dalgaların’ son kurbanı Hugo Boss teknesi olmuş, ters dönmekle kalmayıp üzerine bir de dikey 360 atmışlardı. Ekip üyeleri Thompson ve Altadill, helikopterle kurtarılan yelkenciler listesine eklenmişti.
Yelkencilerin çoğu, bu yaprak dökümünü sıradışı dalga şartlarına bağlasa da özellikle Vendée Globe için tasarlanan IMOCA 60’ların yarısının finiş görememesi akıllara “Değişen sınıf kuralları işe yaramadı mı?” sorusunu getirdi. Zira daha önce Volvo Ocean Race’in yaptığı gibi tekne sağlamlığını geliştirmek için IMOCA sınıf birliği tarafından ağırlaştırılmış salma ve geliştirilmiş hidrolik sistemi, tek tip tasarıma indirgenmiş direk/arma paketi gibi birkaç adım atılmıştı. Transat JV tarihinin en çok terk kaydedilen yarışı olarak tarihe geçti fakat önümüzdeki aylar tekne tasarımcıları ve yelkencilerin şapkalarını önüne koyup düşünecekleri çok fazla şey olduğunu ortaya koydu. Baran Atasoy