Belgesel bir balığın soyunu kurtarabilir mi? Deniz biyoloğu ve yönetmen Mert Gökalp, bu soruyu sorarak düşüyor lüferin peşine. Balığı, balıkçılığı, Marmara Denizi ve Boğazları anlattığı belgeselde farklı bir İstanbul gösteriyor bizlere.
Röportaj: Yazgülü Yüksek – Fotoğraflar: Mert Gökalp
Mert Gökalp, 1978 yılında Ankara’da doğdu. ODTÜ mühendislik mezunu Gökalp, öğrencilik yıllarında ODTÜ Sualtı Topluluğu’nda amatör bilimle tanıştı ve burada yaptığı çalışmalar sayesinde profesyonel anlamda denize yöneldi. Daha sonra Miami Üniversitesi’nde okyanus bilimi; Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü’nde deniz süngerleri üzerine okudu. Öğrencilik yıllarında birçok bilimsel projede görev alan Gökalp, sualtı fotoğrafçılığına bu sayede başladı. 2011 yılında Türkiye Deniz Canlıları Rehberi adlı bir kitap çıkararak, Türk denizlerini en iyi bilen kişilerden biri olarak kendini ispat etti. Videoyla fotoğraftan çok daha fazla kişiye ulaşabileceğini fark eden Gökalp, daha sonra yönetmenliğe başladı, birçok şirket ve sivil toplum örgütü için reklam filmi hazırladı. İlk bağımsız filmi İRME’yi (2014) çocukluğunun geçtiği Bodrum’da süngercilik üzerine çekti. Mert Gökalp şu an entegre sürdürülebilir deniz ürünleri yetiştiriciliği üzerine Hollanda’da doktorasına devam ediyor.
Mert Gökalp’in Lüfer belgeseli, ilk gösterimini 2017 yılında İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde yaptı. Ondan beridir dünyanın farklı noktalarında önemli festivallerde ve özel gösterimlerde yer alıyor. Geçtiğimiz ay CNR Avrasya Boat Show’da da izleyiciyle buluştu. Emek verilmiş, ter dökülmüş bir film yapmak istediğini söyleyen Gökalp, üç sene boyunca bir balığın peşinden gittiği belgeselde, kendi imkânlarıyla Karadeniz sularından Bodrum’a kadar yaklaşık 50 ayrı noktada çekim yaptı. Lüfer sadece bir balığın hikâyesi değil; meyhanede lüfer yemeyi seven adamdan yasak avlanmaya karşı çıkan aktiviste kadar balıkla temas etmiş herkesi içeren bir belgesel. Gelin, izleyenler üzerinde sarsıcı bir etki bırakan bu filmi, yönetmeni Mert Gökalp’ten dinleyelim.
Lüferle ilgili bir belgesel yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
O sıralar Greenpeace’in bilim takımı içerisinde Kaş koruma bölgesi için bir projede çalışıyordum. Greenpeace’in “Seninki kaç santim?”; Slowfish’in “İstanbul Lüfer’e hasret kalmasın” kampanyaları dönüyordu. Ben de bunlarla ilgili bir şeyler yapmak istiyordum ama beni asıl uyandıran dayımlar oldu. Beni baya iteklediler “niye yapmıyorsun?” diye. Ben de bu belgesel yapılamaz dedim. Balığı takip etmek çok zor, balık kaçan bir balık. Göç ediyor, sürekli hareket halinde. Derken araştırmaya başladım ve balığın peşine düştüm. Aldım makineyi, çıktım dışarı, başladım röportajlara.
Mert Gökalp röportajının devamını Nisan 2019 sayımızda okuyabilirsiniz.