Birçok konuda olduğu gibi yelkene başlarken bir felsefesi olduğunu benimsemeniz ve ulaşmayı hedeflediğiniz noktaya doğru bu felsefeye sahip kişilerle çalışmanız çıktığınız yolda işinizi kolaylaştıracaktır.
Yazı: Nihan Özyıldırım (nihanozyildirim@gmail.com)
Yaşamınız boyunca hiç bilmediğiniz farklı bir dünyaya geçiş yaptınız mı? Sizin için yeni olanla tanışmakla kalmayıp onunla ilgili sonu olmayan bir keşfe çıkmayı çok arzu ettiğiniz oldu mu? Bu soruların cevabı benim için bir arkadaşımın teknesiyle çocukluğumu geçirdiğim Marmaris’te yaptığımız seyirde gizli.
Yelkenciliğe başlamamı sağlayan bu seyir diğerlerinden oldukça farklıydı. O gün, o güvertede benim için heyecanın ve öğrenme hissinin hiç bitmeyeceği yeni bir keşfe çıktım. Bu yeni dünyaya geçiş yapmamın sebebinin güzel bir rüzgârda yaptığımız o keyifli seyirden çok, doğru kişiyle bu fikrimi paylaşmam olduğunu söylemeliyim. Bunun önemini ise yıllar sonra kavradım.
Seyrin sonuna doğru denizcilikte oldukça tecrübeli olan arkadaşıma ‘ben yelkene başlamak ve bunu profesyonel boyutta yapmak istiyorum’ dediğimi hatırlıyorum. Böylece ileriki yıllarda hayatımı değiştirecek olan cümleyi doğru zamanda doğru kişiye kurmuş oldum. O da gerekli başlangıç eğitimimi almam için beni Marmaris’te bulunan İngiltere’nin köklü yelken okulu Royal Yachting Academy’ye (RYA) yönlendirdi. Kısa zaman sonra başlayan eğitimim beni bugünlere RYA Cruising Instructor, yani yelken eğitmeni olarak taşıdı. Çıktığım yolda hedeflerimi gerçekleştirebilmek çok mutluluk vericiydi elbette fakat asıl benim size anlatmak istediğim başka bir konu var.
Alışkın olduğumuz doğal ortamımızdan çıkıp deniz gibi her türlü doğa şartlarıyla baş edilmesi gereken bir ortama geçiş yaparken öncelikle nelere dikkat etmek gerekir dersiniz? Bu tanışma yelken eğitimiyle olmayabilir. İlk deneyiminizi arkadaşlarınızla bir yelken seyrine çıkarak da yaşayabilirsiniz. Hatta kimileri bu deneyimi ilk olarak yelken yarışlarında yaşıyor. Herkesin yolu elbette farklı olabilir. Bahsetmek istediğim ‘hangisi doğrudur?’ sorusundan ziyade yelken yapmaya kimlerle başladığınızın önemli olduğu. Aksi takdirde kendiniz için en iyi yolu bulana dek telafisi zor yollardan geçebileceğiniz gerçeği. Belki de onu bulamayıp yelkene veda bile edebilirsiniz. Daha da önemlisi bu alandaki yol haritanızı çizemeyebilir, ilerlemek isterken belli bir alanda sıkışıp kalabilirsiniz. O yüzdendir ki kimlerle seyir yaptığınıza ve bu konuda sizi yönlendirenlerin yetkinliklerine dikkat etmelisiniz.
YELKENCİLİĞİN ANA MESELESİ
Yelkencilik sadece bir tekneyle deniz üzerinde yol almak değil aynı zamanda kendi içerisinde zamanla keşfedilmeyi bekleyen sistemler dizisini kavramak ve bunu doğayla uyumlu hale getirmektir. Buna başlarken bir halatı alıp bir vincin üzerine koymayı ya da yaptığınız yelken seyrine göre yelkenleri doğru trim etmeyi size herkes anlatabilir. Mesele ise yelkenciliğin sadece bunlardan ibaret olmadığı, denizciliğin dolayısıyla suda güvenliğin ilk sırada geldiği, ikinci sırada gelen ‘yelken yaparken keyif almanın’ buna bağlı olduğu ve tüm bunların doğru eğitimlerden geçerek edinilebildiğidir.
Diğer bir deyişle yelkencilikte farkında olunması gereken ilk üç öncelik;
1. Güvenlik,
2. Eğlenmek, keyif almak,
3. Öğrenmektir.
Bu önceliklerin farkında olmanın yelkenciliğe başlarken size yardımcı olacağını düşünüyorum. Bu durum size doğru kişiler tarafından yönlendirilip yönlendirilmediğiniz konusunda bir fikir verecektir. O gün arkadaşımın yaptığı, yelkenin bir felsefesinin olduğunu ve bu felsefeye sahip kişilerle yol almam gerektiğini fark ettirmekti. Böylece her zaman doğru kişi ve okullarla yol aldım.
İlerleyen zamanlarda bu konuyu geniş bir açıdan değerlendirip özellikle yelken eğitimi konusunda kendi tecrübelerimi ve süzgeçten geçirdiğim fikirlerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Rüzgârınız kolayınıza olsun.
* Bu yazı Eylül 2019, 142. sayımızda yer almıştır. Nihan Özyıldırım‘ın diğer yazılara ulaşmak için tıklayınız.