İnsan ırkı olarak ne kadar güçlü olursak olalım bizden daha güçlü ve zeki olan bir şey var: Doğa! Bugüne kadar birçok icat yapan insanoğlunun ilham kaynağı da işte bu doğa. Da Vinci uçabildi mi bilmiyoruz ama tasarladığı makinede kuşların anatomik yapısından yararlanmıştı.
Yüzyıllardır kullanılan fermuar sineğin ağız yapısını, radar yarasaları, denizaltı nautilus deniz canlısını, sonar yunusları, palet balinaları, tekne yüzeyleri köpekbalığı derisini taklit ediyor örneğin…
İnsanların doğada bulunan sistemleri taklit ederek malzeme, alet ya da mekanizma üretmesine biyomimetik adı veriliyor. Ve inanın bu örneklerin sayısı epey fazla…
Gagalarını dakikada 100 ilâ 300 defa ağaca vuran ama beyin sarsıntısı geçirmeyen ağaçkakanlar da son dönemde mühendislerin incelemesi altında, ağaçkakanı taklit ederek şok absorbe edici aletler üretmeyi planlıyorlar.
Hollandalı materyal bilimci Rik Breur’ün de çevre dostu tekne sahiplerine yönelik bir haberi var. Breur’ün alışılmadık keşfi teknelerin bir süredir dikensi malzemeyle kaplanabileceğini gösteriyor. Delft Teknoloji Üniversitesi’nden korozyon ve bio-kirlilik üzerine doktorası bulunan Rik Breur’ün, kimyasallar yerine fiziğe dayalı bu yeni karina koruma sistemini geliştirme fikri, amatör dalgıçlık çalışmaları sırasında oluşmuş. Yengeçlerin düz yüzeyli kabukları diğer canlılarla kaplanırken denizkestanelerinin dikenli kabuklarının temiz kalması ilgisini çekince dikenli canlıların doğal savunma mekanizmasını taklit etmeye karar vermiş. Bulduğu çözümde binlerce sert ve sivri uçlu plastik kılla kaplı özel bir polyester film kullanılıyor. Bu sistemi yakından incelemek ve uygulama detaylarını öğrenmek isterseniz inceleme yazımız sayfa 96’da.
Doğduğumuz andan itibaren taklit ederek öğreniyoruz, öğrendiklerimizi geliştiriyor ve biz oluyoruz. Doğayı, dünyayı koruyarak yaşamaya devam etmemizin bir yolu da onu taklit etmek. Belki de birçok gizli kalmış “zararsız” doğal çözümler vardır. Yeter ki bakmayı bilelim.
İyi okumalar, iyi seyirler.
Selcen Tanınmış Işıldar
MBY Yayın Yönetmeni