Yarışlara katılmaya başladığı ilk yılında İstanbul Trofesi Şampiyonu olan Arçelik Yelken Takımı, üç yıldır kupasız bir yıl geçirmedi. Alize Yelken antrenörlüğünde çalışan ekip birçok parkurdan eli boş dönmüyor.
Yazı ve fotoğraflar: Osman Uğur
Arçelik Yelken Takımı bundan sadece üç sene önce kurulmuş bir ekip. İlk yıllarında Kemal Muslubaş, ikinci yıllarında ise Ateş Çınar dümenciliklerini yapmış. Bu yılsa arkalarında Sinan Sümer’in yönetimindeki Alize Yatçılık var. Şirket çalışanlarına yönelik temel ve ileri yelken eğitimiyle yoğrulmuş ekibin tamamı Arçelik çalışanlarından oluşuyor.
Takım, her hava koşuluna uygun bir disipline sahip. Zaten onlar da havanın gücünden ziyade o günkü performanslarının yarış sonuçlarında daha belirleyici olduğunu biliyorlar. 2012’de eğitime başlayan grup hemen bir yıl sonra kendilerini parkura atıyor. Aldıkları eğitimin de hakkını vererek 2013 yılı İstanbul Trofesi Şampiyonu oluyorlar. Yarış keyfini aldıktan sonra da gerisi geliyor. 2014 yılında sıkı bir mücadelenin ardından TAYK Trofesi’ni kazanıyorlar. 2014 ve 2015’te iki yıl üst üste BMW Sailing Cup birincisi olan ekibin bugüne dek akıllarından çıkmayan yarış ise bu yıl ikinci defa katıldıkları Deniz Kuvvetleri Kupası. Hatırlarsınız, Sadun Boro etabında rüzgâr zaman zaman 35 knotlara çıkmıştı. Arçelik yelken takımı da bu etapta pupa seyri yaparken zor anlar yaşamıştı ancak o günü keyifle hatırlıyorlar. Her ekibin tarihinde olduğu gibi onlar da zorlukların üstesinden beraber geldikleri yarışları ayrı bir yere koyuyorlar.
Zaten yarışların sizin için anlamı diye sorduğumuzda “Paylaşım” diyorlar. Açıkdeniz seyirlerini seven ekip yine de İstanbul boğazından vazgeçemeyenlerden. En önemli rakipleri ise Enka, Shak Shuka ve Logo. MBY
Arçelik Yelken – Ekip Üyeleri:
Sinan Sümer – Dümenci
Takım kaptanı Sümer, ekibin başarısında büyük pay sahibi. Onlar haricinde daha birçok takıma da eğitim veren Sümer, Arçelik ekibinin disiplinli ve paylaşımcı olduğunu düşünüyor
Yusuf Çölkesen – Takım Kaptanı ve Anayelken
Çölkesen, yelkeni rekabetle dostluğun birarada olduğu ender spor dallarından biri olarak yorumluyor. Başarılı olmak için deneyim, bilgi, cesaret gibi birçok özelliği geliştirmek gerektiğine inanıyor.
Özgür Ak – Trim
“Denizden uzak büyüyen bir çocuğun hayalidir denizle iç içe olmak” diyor Ak. Bugün bir yandan hayalini gerçekleştirirken diğer yandan motivasyon, konsantrasyon, disiplin gibi yönlerimi geliştirme fırsatı bulduğunu söylüyor.
Tolga Akın – Trim ve Piano
Birçok insan gibi o da aynı soruyu sormuş kendine yelkene başlarken: “Nasıl zaman ayıracağım?” Kısa zamanda tutkuların her şeyin önüne geçtiğini anlamış, ikinci çocuğu doğduğu haftasonu bile yarışlara katılmış.
Ersin Kahraman – Anayelken
Yelken yapmayı vahşi bir atı ehlileştirmeye benzetiyor Kahraman. Iskotalar elindeyken sanki rüzgârın dizginlerini tuttuğunu düşünüyor. Ama zaman zaman rüzgârın suyuna da gitmek gerektiğini bilincine varmış durumda.
Özgün Sakallı – Piyano ve Trim
Ekibin piyano ve triminden sorumlu Sakallı, denizi bir terapi yöntemi olarak görenlerden. “Her denize çıktığımda sıkıntılarımı rüzgâra bırakıyorum” diyor. Karaya bedenen yorgun, zihnen dingin döndüğü için de yelkenden kopması artık imkansız gibi.
Yavuz Soybakış – Direkdibi
“Ekibin en yaşlı ve en amatör elemanıyım” diyen Soybakış direkdibinden sorumlu. Takımıyla ahenk içinde hareket etmenin önemli bir deneyim olduğunu düşünüyor. Detaycı çünkü en ufak bir detayın sonucu değiştirebileceğini biliyor.
Serdal Korkut Avcı – Trim
Takımın gerçek bir aile gibi olduğunu söylüyor Avcı. Üç yılda paylaşımları her geçen gün artmış. “Şirket içinde farklı bölümlerde çalışan arkadaşlarıyla aynı hedef için emek sarfediyor olmak önemli” diyor.
Serhat Çetin – Sweeper
“Bir tarafta hızla akan hayatın yarattığı karmaşaya karşı bireysel direnç, diğer tarafta doğanın sunduğu tüm güzelliklerle eşsiz takım uyumu.” Çetin, yelken yaparak öğrendiği anı yaşama meselesini bu cümlelerle özetliyor.