Bella Italia

Bella Italia

bella italia

Princess sahibi Robert Prevezer İtalya’nın güneyinde, Sicilya ve büyüleyici adalarında 800 deniz millik bir serüven keyfini sürüyor.

Yazı ve Fotoğraflar Robert Prevezer

Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız Fransa gezisinin ardından kendimize tekneyle gidebileceğimiz yeni ufuklar arıyorduk ve aradığımızı da nihayet bulduk. Fransızlara saygısızlık olmasın, orada da çok güzel zamanlarımız olmuştu ama yemekleri, aile atmosferi ve sıcak konukseverliğiyle İtalyan kültürünü çok sevdik. Gittiğimiz her limanda palamarcılar tekneye atlayıp halatlarımızı bağlayıp içtenlikle yardımlarını sundu. Ve bunu hep bir gülümsemeyle yaptılar.

Şimdiye kadar Pontine Adaları, Ischia, Capri ve Amalfi kıyılarını dolaşarak iki sezon geçirdik. Princess 54’ümüz L’amitié, üç yetişkin çocuğumuz ve ziyarete gelen arkadaşlarımız için bolca alan ve konforla, güvenilir ve rahat bir ortamda seyir yapmamızı sağlayarak, istediğimiz her şeyi bize sundu. Bu, birlikte geçirdiğimiz altıncı sezon ve teknemiz zorlanmadan her türlü hava koşuluyla baş ediyor. Teknenin önleyici bakımına her zaman önem verdik ve Volvo Penta’nın servis kılavuzuna harfi harfine uyduk.

GAETA BEKLEDİĞİMİZ KADAR UCUZ DEĞİLDİ
Bağlama fiyatları Fransız Rivierası’ndan ucuz olsa da çekek yerleri orası kadar pahalı. Tekneyi kışlamak üzere başka bir ülkede bırakmak her zaman şans işi olduğundan iyi iletişim kurmak önemli ve bu anlamda Gaeta bizim için uygun bir yerdi. Ancak biz yerimizde pek duramıyoruz; iyi de buradan nereye dümen kırmalıydık? Elbette güneye doğru devam edecektik!

YENİ PLANLAR YAPILIYOR
Planımız kabaca İtalya’nın alt ucuna kadar inip, Aeloian Adaları’nı keşfedip oradan Sicilya’nın kuzey kıyılarına geçtikten sonra batıya, Egadi Adaları’na geçmek –yani 800 millik ufak bir seyir! Bunu yapmak için kendimize dört ay ayırdık, seyri 10-12 günlük aşamalarla sınırlandırdık ki düzenli olarak İngiltere’ye dönüp dinlenebilelim ve diğer işlerimizle ilgilenebilelim. Bu maceranın kilit noktası ağırdan alıp keyfini çıkarmak, canımız ne zaman ve nerede isterse durmaktı.

Dergideki gezi sayfalarını okurken her şeyin sorunsuz ilerlediğini düşünüyor olabilirsiniz. Fakat süreç nadiren bu şekilde sorunsuz işler; redresörümüzün domestik akülerimizi ‘pişirerek’ yakması sonucunda bizim ayrılışımız da gecikti. Aküler değiştirildikten sonraysa yola hazırdık.

AMALFİ KIYILARI
Mayıstaki kötü havanın ardından haziranda nihayet hava düzeldi ve Amalfi kıyılarına vardığımızda sıcaklık arttı, güneş açtı ve rüzgâr hafifledi. Bu iyiye alametti! Karadaki deneyimlerimizden bazıları da gezinin verdiği keyfe keyif kattı, bunlardan biri de Amalfi’deydi. Ancak çoğu turistin bildiği Amalfi’den bahsetmiyorum. Kalabalık kasabadan geçip, tepeye çıkan tek yolu izleyince bir süre sonra Kağıt Fabrikası Müzesi’ne varıyorsunuz, buradan yolun karşısına geçip dik yolu tırmanınca harika bir yere ulaşıyorsunuz. (Valle delle Ferriere). Patika, limon bahçeleri ve gürül gürül suların aktığı derelerin, şelalelerin ve berrak havuzların bulunduğu harika bir ormandan büyülü bir yürüyüş sunuyor. Kızım buranın Narnia’yı anımsattığını söyledi.

Salerno Körfezi’ni geçip, Agropoli’de Avrupa’daki en büyük ve korunmuş Yunan tapınaklarından biri olan Paestum’u ziyaret ettik. Bir sonraki durağımız Acciaroli’yi özel kılan bir şey; nüfusunun yüzde 10’u 100 yaş ve üzeri olan bu kasaba zamana meydan okuyor. Bu anomalinin nedeni henüz çözülememiş ama Acciarolililerin yerelde yetişen biberiyeye olan düşkünlüklerinin bunda payı olduğu söyleniyor.

Tekneyle İtalya gezi yazısının devamını Temmuz 2020 sayımızda okuyabilirsiniz.

Bu yazının tamamını App Store, Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasıyla hızlı ve kolayca ulaşabilirsiniz..