Toplum içinde yaşamak, nerede olursak olalım bir görgü ve nezaket kurallarına da uymayı beraberinde getiriyor. Karadaki hayatımızdan uzaklaşmak, dinlenmek, stresten arınmak, dostlarla keyiflenmek için tekneyle koy koy gezerken bu adabımuaşeret daha da önemli bir hal alıyor.
Bundan 15 yıl önce Sevgili Rahmi Koç ile Nazenin’de bir söyleşi yapma fırsatı bulmuştum. Denize olan sevgisini anlattığı söyleşimizin sonunda, 1988 yılında yayınlanan -ve bana da imzalı bir kopyasını hediye ettiği- kitabı “Gök, Deniz ve Biz’in son bölümünü okumamı rica etmişti. Bölümün adı “Deniz Adabı”ydı. Atlantik seyahatini anlattığı kitabında onun en önemsediği yer bu bölümdü işte…
Temmuz ayı gelmiş, herkes teknesinde ya da mavi turda bütün bir yılın gerginliğini atmak isterken ben de Rahmi Bey’in kitabından “Marina ve demirleme adabı” üzerine bir kaç alıntı yapmak istedim.
- Marinadasınız, yanınıza bir tekne yanaşmak ister, mutlaka yardım ediniz. Halatını alıp bağlayınız. Usturmaçaları yetmiyorsa siz birini ona bağlayın ( sonra almayı unutmayın).
- Sizden küçük bir yat ise, ihtiyacı olup olmadığını sorun.
- Karada tatlı su ile hamamda gibi sabunlanarak yıkanmayın. İlla yıkanmanız gerekiyorsa kendi teknenizin başında yıkanın.
- Marinadan sabah çok erken ayrılacaksanız, her iki taraftaki teknelere tercihen haber verin. Asgari gürültüyle çıkın.
- Tekneyi yıkarken, bilhassa sizden alçak ve yanınızda olan teknelere haber veriniz; lumbozlarını kapatsınlar, onların kamaralarını sırılsıklam etmeyin.
- Bilhassa hanımların nazarı dikkatine; güvertesi teak olan bir yatta, güneş yağı sürüp, yatmayınız. Mutlaka havlunuzu seriniz.
- Yatın lastik botuna sahilden binecekseniz ayakkabınız çıkarınız, bota çıplak ayak bininiz.
Neşeli seyirler dilerim.
Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com