Alman üretici Bavaria’nın yeni amiral gemisi Bavaria C57, firmanın üretimde yöneldiği cesur değişikliklerin habercisi.
Gün boyunca koyu gri bir bulut Split’in kiremit çatıları üzerinde kuluçkaya yattı. Bir şeylerin geldiğini bildiriyordu, ancak bu şeyin içinde rüzgâr yoktu ve Bavaria C57 bu karanlık ortamda ancak küçük adımlarla ilerleyebiliyordu.
Turizm sezonu öncesinde yazın yoğun temposunun başlamasını beklerken Hırvatistan da kuluçkaya yatmış gibi görünüyor. Yüksek sezonda, Dalmaçya sahilleri yatçılar için mükemmel bir oyun sahası; binden fazla adayla süslü sularda öğle ve akşam yemekleri için her defasında yeni bir yer bulunabiliyor.
Test yaptığımız yeni Bavaria C57, satıldıktan sonra pek çok kardeşi gibi burada konuşlanacak. Hırvatistan dünyanın en popüler yelkenli kiralama bölgelerinden biri. Bavaria, modellerinden yaklaşık 2 bin 800 teknenin buralarda olduğunu, bunların yüzde 90’ının charter işletmelerince kullanıldığını biliyoruz. Bu gerçek, Bavaria’nın yeni amiral gemisinin konseptini büyük ölçüde açıklıyor. Charter çok büyük bir pazar. Bavaria bu tekne sahiplerinin neler istediğini iyi biliyor: kolay yelken seyri, kolay idare. Sarma sistemli bir anayelken, çok sayıda kamara, bol hacimin yanı sıra konforlu ve güvenli bir tekne istiyorlar.
Alıcıların titiz olduğunu da unutmamak gerek. Müşteriler 57ft boy bir teknenin lüks sunmasını beklediği gibi çoğunlukla yarışlardan hoşlanmasalar da iyi yelken yapabilmesini istiyorlar. Bu nedenle Bavaria süperyat öğelerine sahip, farklı ve iyi bir yelkenliyi iddialı bir fiyata sunmak amacıyla kolları sıvamış. Görünüşte imkânsız olan bu beklenti kombinasyonuna sundukları yanıt C57 olmuş.
Bavaria C57 ile büyük değişim
Seri gezi teknesi üretiminde 55-60ft aralığı bir süredir endüstrinin en aktif segmenti. Bavaria, 200’den fazla satılan Hanse 575’in başarısını beğeniyle izlediği bir dönem sonunda yeni projeleri için Consutti Yacht Design ile Pulse Yacht Design’ı biraraya getirmeye karar vermiş.
Yeni gezi serisi teknelerinin ilki olan C57, Bavaria için her yönden büyük bir değişimin temsilcisi olacak gibi görünüyor. Firma her şeye sıfırdan başlamış; yeni bir tasarımcı, yeni bir estetik yaklaşımı ve yeni bir iç mekân ekibi oluşturulmuş. Bu denklem firmanın Würzburg, Bavaria’daki tersanesinde üretim verimliliğini artırmak için tasarlanan yeni bir inşa tekniğiyle taçlandırılmış.
Gövde ve güverte vakum infüzyon ve vinilester reçine kullanılarak üretiliyor; yüzde 20 civarında daha hafif ve ozmoza daha dayanıklı olmaları sağlanıyor. İç kalıp, tulaniler ve perde destekleri inşa sonrasında ilave laminasyonla güçlendiriliyor, böylece yapısal perdelere gerek kalmıyor. Tüm iç mekânlar gövde dışında dört modül halinde üretilebiliyor. Baş kamara ve tuvaletler, salon bölgesinin iskele tarafı, salonun sancak tarafı ve kamaralar, tuvalet ve bot garajı dahil tüm kıç bölgeden oluşan bu dört modül gövde içine 125 metrelik üretim bandının sonunda yerleştiriliyor. C57’nin prototipinde, bu modüller tüm kablolar ve hortumlar dahil olmak üzere tek bir vardiyada, bir gün içinde monte edilmiş.
Bavaria C57 test yazısının devamını Ağustos 2017 sayımızda okuyabilirsiniz.