Son yıllarda sigorta kuruluşları, gümrük veya yurtdışı limanlardaki otoritelere karşı teknelerin ciddi, bilinir ve tanınır bayraklarla tescili had safhada önem kazandı. Xone Superyacht Group Yönetim Kurulu Başkanı Levent Baktır’a bayrak tescili konusunda merak edilenleri sorduk.
2011 yılında beri faaliyet gösteren Xone Superyacht Group, tekne sahiplerinin, kaptan ve yöneticilerinin taleplerine cevap vermek ve ihtiyaçlarına destek olmak amacıyla kuruldu. Xone, 2018 yılında Malta ve Lübnan’da açtığı şubeler ve bu bölgelerde yürüttüğü başarılı operasyonlarla adını tüm Akdeniz’de duyurdu ve Türkiye’nin gururu oldu.
Xone Superyacht Group, uzun süredir bölgesel resmi bayrak tescil ve survey yetkilisi olduğu Cook Islands bayrak devletine ek olarak, 2022 yılında dünyanın beşinci en büyük bayrak devleti olan Malta‘yı ve bu yıl mart itibariyle de 20’nci sıradaki Antigua ve Barbuda’yı katarak Türkiye’de resmi imza yetkilisi olduğu ve “bayrak tescil devletleri” sayısını üçe çıkardı. Birbirinden avantajlı fiyat, performans ve güvenirliliği olan IMO üyesi bu bayrak devletleri adına “bayrak” tescili yaptıkları tekne sayısı hızla artıyor.
Özel ve ticari yatların tüm teknik, finansal, personel yönetimini ve raporlamasını tek çatı altında sunan Xone Superyacht Group Yönetim Kurulu Başkanı Levent Baktır’dan konunun merak edilen detaylarını öğrendik.
Yatların bayrak tescilinde en önemli kriterler nelerdir?
Teknelerin bayrak tescillerinin mutlaka Türkiye’de “aracısı” değil resmi temsilcisi bulunan ve ileride oluşacak herhangi bir sorunda karşısında muhatap bulabileceği bir kuruluşla yapılması gerekir. Özellikle son zamanlarda yaşadığımız ve süregelen Delaware şoku sonrasında sigorta kuruluşları, gümrük veya yurtdışı limanlarındaki otoritelerine karşı teknelerin ciddi, bilinir ve tanınır bayraklarla tescili had safhada önem kazandı. Buna ek olarak bu bayrakların “siyah liste” de olup olmadığına kesin olarak emin olmak gerekir.
Bölgemizde yatların yönetimi konusunda hangi eksiklikler var?
Yatçılığın beyni diyebileceğimiz Batı Akdeniz’de dolaşım yapan 24 metre üzeri yatların yüzde 86’sı tam profesyonel ve akredite bir yat yönetim şirketiyle çalışıyor. Yıllardır hatasız şekilde çalışan bu sistemde kaptanın asıl görevleri; teknik ekibiyle, teknenin seyir planlaması ve periyodik bakımlarını takip edip, aynı zamanda misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak olarak görülüyor. Oysaki geriye kalan ve hepsi kendi alanında ayrı eğitim, tecrübe ve bilgi gerektiren işler, sofistike bir planlama ve apayrı bir ekip istiyor.
Bugüne kadar gelmiş olan yerleşik ve belirlenmiş standardı olmayan bu sistemi nasıl değiştirdiniz?
Öncelikle var olan sistemin açıklarını ve profesyonel management sisteminin neler sunduğunu ve kazandıracağını anlattık. Birçok yerli ve yabancı tekne sahibi, yat işletmecisi ya da kaptan, örneklerle ve halihazırda var olan filomuzdaki teknelerin ışığında potansiyel zararlarını nasıl önlenebildiğine şahit oluyor. Bu toplantıların sonunda ve genelde her platformda söylediğimiz çok net bir final mottomuz var. “Biz charter firması değiliz ve size para kazandırmayı vadetmiyoruz. Biz sizin kayıplarınızı önleyeceğimizi garanti ediyoruz”. Bugün yönetim portföyümüzde boyları 12 ila 73 metre arasında değişen ve çoğunluğu yabancı bayraklı 74 yatımız var.