Bahçeşehir Uluslararası Yelken Kulübü’nün düzenlediği BAUISC İlkbahar Trofesi bu yıl beşinci yaşını kutluyor. 17 Mart – 2 Mayıs 2021 tarihleri arasında dört ayrı etapta düzenlenecek olan trofenin detaylarını kulüp komodoru Doğancan Öz ile konuştuk.
Röportaj: Osman Uğur
Bu yıl dergimiz MotorBoat & Yachting’in de medya sponsoru olarak desteklediği BAUISC İlkbahar Trofesi 17 Mart’ta ilk ayakla başlıyor. Bahçeşehir Uluslararası Yelken Kulübü Komodoru Doğancan Öz en genç yelken kulübü olarak hedeflerinin yelkeni gelecek nesillere taşımak olduğunu söylüyor. Öz, Bahçeşehir Üniveriste’si kurucusu Enver Yücel’in “Her şey düşlemekle başlar ve hayat yeni düşlerle devam eder” sözünü mottoları olarak kabul ediyor.
En genç yelken kulüplerimizden birisiniz. BAUISC nasıl kuruldu?
Bu oluşumun tohumları 2007 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde SailingBAU öğrenci kulübüyle atıldı. SailingBAU, denizcilik ve yelken sporunu Bahçeşehir Üniversitesi öğrencilerine tanıtma misyonu üstlenen bir öğrenci kulübüydü. 2012 yılında kendi yelkenli teknesine sahip olan ilk üniversite yelken kulübü ve 2013 yılında da BAU Bosphorus Sailing Cup yarış organizasyonuna öncülük eden ilk üniversite yelken kulübü olduk. Üniversitemizin o dönemki genel sekreteri Sayın Ziya Alpay’ın da desteğiyle SailingBAU’da emek vermiş başkan ve yönetim kurulu üyelerini kurucu üye yaparak 2016 yılında da Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Yelken Kulübünü kurduk.
Hemen ardından da artık marka haline gelmiş BAUISC İlkbahar Trofesi’ni düzenlediniz. Geniş bir katılımla başlayan trofe katılımcı sayısı artarak devam ediyor. Bunu nasıl başardınız?
BAU Sailing Team olarak, yurtiçinde ve yurtdışında birçok trofe ve regattaya katıldık. Bu yarışlarda hem yarış yönetimi hem de kara organizasyonu olarak bir trofenin nasıl olması gerektiğini deneyimledik. Bu deneyimlerin sonucunda; yarışçıların çekişmeli bir heyecanı denizde yaşadıktan sonra ödül töreninde rakibiyle birlikte eğlendiği ve vaktini ayırmaya değdi dediği bir organizasyon başarmamız gerektiğini düşündük. İyi bir yarış organizasyonunun yarışçıların fikirleri, istekleri doğrultusunda olması gerektiğini düşündük ve 2017 yılından bu yana her yıl trofeden önce yarışçılarla bir araya gelerek organizasyonu şekillendirdik.
Türkiye’ de yıllardan beri uygulanan IRC (International Rating Certificate) handikap sisteminden farklı olarak yarışlarınızda ORC (Offshore Racing Congress) handikap sistemini uyguluyorsunuz. Bu yarışlarınızda nasıl bir farklılık yaratıyor?
Ülkemizin uluslararası organizasyonlara daha fazla ev sahipliği yapmasını amaçlıyoruz. Yurtdışından daha fazla yelkencinin geldiği organizasyonlar için dünyada yaygın olarak uygulanan sistemlerin Türkiye’de uygulanması gerekiyor. Bu sayede dünyadaki gelişmiş ülkelere daha rahat entegre olmak mümkün hale geliyor. Öte yandan, mevcut handikap sistemlerine kıyasla ORC’nin dayandığı teknolojiye ve şeffaflığına daha çok güveniyoruz. Hem sertifikasyon hem yarış yönetimi hem de sonuç hesaplama aşamalarında sürece dahil olan parametrelerin mevcut handikap sistemleriyle kıyaslandığında daha fazla ve detaylı olması, ORC’yi güçlü kılan önemli etkenler arasında yer alıyor. Bu handikap sisteminin ülkemizde yaygınlaşması için çok çaba sarf ettik. 2020 yılında yelkencilere hiçbir bedel yansıtılmadan onlarca sertifika üretildi ve yat sınıfında ORC sistemi uygulanarak yarışlar gerçekleştirdik. Yat yarış camiasının da bu sistemin Türkiye’de yaygınlaşmasını arzuladığını yaptığımız görüşmelerde duyuyoruz. Birçok yelkencinin bu açıdan destek vermesi bizleri motive ediyor.
DÖNER TROFE KUPASI VELA
Üçüncü etaptaki 23 Nisan Dünya Çocukları Yarışı’nda daha önce deniz görmemiş çocukları deniz ve yelkenle buluşturuyorsunuz. Şu ana kadar bu sosyal sorumluluk projesi içerisinde hangi şehirlerden kaç çocuk katılım sağladı?
BAU International Sailing Club olarak bulunduğumuz coğrafyanın hakkını vermek en temel misyonlarımız arasında. Bu nedenle BAUISC İlkbahar Trofesi’nin 23 Nisan etabını minik kardeşlerimize armağan ediyoruz. Trofenin üçüncü etabı olan “Dünya Çocukları Yarışı”nı kapsayan tarihlerde misafir edilecek olan minik kardeşlerimiz; karada teorik denizcilik dersleri, denizde ise pratik yelkencilik dersleri alıyor. Ağrı, Hatay, Mardin, Muş ve Makedonya gibi noktalardan gelerek İstanbul’un kültürel noktalarını ziyaret eden ve tarihini öğrenen çocuklar farklı deneyimler yaşıyorlar.
Özel tasarım Vela Kupası nasıl yaratıldı?
Vela Kupası; trofemiz başlamadan önce Bahçeşehir Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü 3. Sınıfı öğrencilerine bahar dönemi birinci proje ödevi olarak verildi. Yoğun geçen 3 hafta sonrası bizlerin de katılım gösterdiği jüriyle Melis Öztürk arkadaşımızın tasarımı olan VELA seçildi. Her yıl BAUISC İlkbahar Trofesi’nin sonunda, genel klasman birincisine verilen VELA Kupası, bir sene boyunca kazanan ekibin müzesinde sergileniyor ve trofe başlamadan dümenci toplantısında kulübe teslim ediliyor.
KUPANIN HİKAYESİ
Kupanın tasarımını yapan Melis Öztürk sürecin hikayesini anlatıyor:
“Yelken sporunun 15 yaşında bir bireyin ile 65 yaşında bir bireyin aynı takımda yarışabildiği ender spor dallarında biri olduğunu öğrendim ve bunu tasarımıma yansıtmak istedim. Kupaya bakıldığı zaman yelken formunda soyutlanmış iki tane insan stilizasyonu görüyorsunuz. Bunlardan biri bir çocuğu diğeri de bir yetişkini temsil ediyor ve bunların ortasına yerleştirilen yelken formu da saydam suyun şeffaflığını yansıtıyor. Dikine yerleştirmemin sebebi sporcuların doğanın aksi gücünü kendi, lehine kullanabilme becerisini gösteriyor. Çocuk figürünü kullanmamın bir sebebi daha var; O da düzenlenen trofede hayatları boyunca hiç denizi görmeyen çocukların yelken sporu ile tanışmasıdır.”