Şaşaalı geçmişine bir Atlantik geçişi sırasında veda eden Eilean, ünlü saat markası Panerai ile yeniden hayat buldu.
2023 yazının ilk günlerinde İstanbul Boğazı efsanevi bir tekneye ev sahipliği yapıyordu. Özellikle saat dünyasının yakından tanıdığı bu tekne, saat markası Panerai’nin marka elçisi Eilean’dı. Altı ülke ve 17 şehre uğramak için Toscana’nın Viareggio kentinden yelken açan Eilean’ın demir attığı limanlardan biri de İstanbul olmuştu.
Bu efsanevi tekne İstanbul Boğazı’nda seyrederken misafirleri de Panerai’nin denizlerden ilhamla tasarladığı saatlerini deneyimleme fırsatı buldu. Eilean bir daha İstanbul’a demirler mi bilinmez, fakat teknenin sıra dışı öyküsü her zaman keşfedilmeyi bekliyor.
Duran Duran’ı ağırladı
Panerai için tarihi ve sembolik bir değere sahip olan Eilean, markanın ikonik koleksiyonu ilk Radiomir saati ile aynı yıllarda, 1936’da İskoçya’da doğuyor. Galce “küçük ada” anlamına gelen Eilean, İskoç yat tasarımcısı William Fife III tarafından tasarlanmış. Eilean her ne kadar bir yarış teknesi olarak tasarlanmamış olsa da hatlarında o yıllarda America’s Cup’ta yarışan J sınıfı yatlardan esinlenilmiş.
1970’lere gelindiğinde ise artık Karayipler’de kiralık bir yat olarak efsane haline gelmişti. Eilean, o yıllarda yalnız denizcilik dünyasında değil, popüler kültürde dahi adından söz ettiriyordu. 1982’de meşhur İngiliz müzik grubu Duran Duran, hit şarkıları “Rio”nun klip çekimini Eilean’da gerçekleştirdi.
Uzun bir inziva
Onlarca yıl mavi sularda tüm heybetiyle boy gösteren Eilean, bir Atlantik geçişi sırasında ağır bir hasar aldıktan sonra bir daha denize çıkamaz hale geldi. Hikâyenin bundan sonrasında Eilean’ı uzun bir inziva bekliyordu, ta ki Panerai’nin eski CEO’su Angelo Bonati tarafından 2006’da yeniden keşfedilene kadar. Marka, Mangrov bataklığının içinde yarı terk edilmiş bir halde bulunan Eilean için restorasyon çalışmalarına hemen başlamış.
Restorasyon sırasında yatın orijinal malzemelerinden kurtarabildiklerini kurtarmışlar. Üstelik bu konuda ne kadar başarılı oldukları da aşikar. Yelkenlinin orijinal kaplamalarının yaklaşık yüzde 60’ı kurtarılmış. Ahşap dümen restore edilerek yeniden takılmış, gövdenin Birmanya tik ağacından yapılan kaplamalarının büyük çoğunluğu korunmuş, fakat yeniden kullanılamayan parçalar da aslına uygun olarak üretilmiş.
Teknenin köklerine atıfta bulunmak için 1936’da üretildiği Fife tersanesinin ejderha motifi gövdesine yeniden işlenmiş. Bu titiz restorasyon çalışması, 40 bin saatten daha uzun bir sürede neredeyse üç yılda tamamlanmış.
Bu hummalı restorasyon süreci sonrasında 2009 yılında, Panerai Eilean’ı yeniden mavi sularla buluşturdu. İtalyan Donanması’nın La Spezia’daki Yelken Bölümü’nde kutlanan o meşhur günde, teknenin yıllar sonra yeniden yelken açışına tasarımcının torunları ve bir zamanlar Eilean’ın sahibi olan pek çok kimse şahitlik etmek için oradaydı.
Panerai ve denizcilik
İtalyan saat ustası Giovanni Panerai’nin 1860’ta Floransa’da kurduğu Panerai, bugün adı denizcilikle anılan önde gelen saat markalarından biri. İtalyan Kraliyet Donanması’nın askeri ihtiyaçlarını karşılamak için teknik araçlar geliştirilmesinde rol alan marka, 1940’lar ikonik dalış saati Radiomir’in ilk örneklerini üretti.
İlerleyen yıllarda Radiomir ailesi büyürken Panerai’nin denizcilikle bağı da gelişerek devam etti. Marka şimdilerde America’s Cup’ta yarışan Luna Rossa takımıyla işbirliğinde saatler üretiyor. Panerai, denizlerle bağını tüm bunların yanı sıra sürdürdüğü çevre dostu sürdürülebilir politikalarla da gösteriyor. Prada ile işbirliğinde üretilen kayışlarda geri dönüştürülen malzemelerin arasında denizlerden toplanan balık ağları da kullanılıyor.