Britanya Etrafında Seyir – 2. Bölüm

Britanya Etrafında Seyir – 2. Bölüm

Karlı zirvelerin denize doğru inerek yeşil haliçlerle buluştuğu bu güzeller güzeli ülke, fotoğraflarıyla bizim memleketi anımsatıyor. Sadece gözlere hitap eden soğuk güneşi parladığındaysa yüksek enlemlerde olduğunuzu hemen anlıyorsunuz. Lossiemouth’dan Oban’a, İskoçya kıyılarında seyreden bu 510 millik yolculuk aslında bir ülke içindeki ülkeye yapılan derin bir kültürel yolculuğa dönüştü.

YAZI VE FOTOĞRAFLAR: R. Kağan Aybudak – kaybudak@gmail.com

Seyir defterine yazılanlar, eğer okuyan biraz dikkatli bir göze sahipse coğrafi bilgilerin çok ötesinde anlamlar taşıyor. Saatler okunmasa bile değişen el yazıları vardiyaların kaç saatte bir değiştiğini belli eder. Mesela hava durumunun o saatte nasıl olduğu, bazen bir kelimeyi okuyarak değil de ıslak parmaklardan damlayan damlaların mürekkebi dağıtmasından anlaşılır.

Hele ki birkaç 100 mili aşan uzun bir açıkdeniz seyrine göz atıyorsanız, defterde yazılanların aslında basit bir şifreyle yazılmış hava durumu hikâyesinden başka bir şeyden ibaret olmadığını fark etmeniz çok da zor değildir. Yedi gün önce keşişlemeyle başlayan bir yolculuktaki “soğuk ve yağışlı” hikâye, enlemleri kuzeye doğru tırmandıkça lodosa dirise eden ve haftanın sonuna doğru karayel-yıldıza saat yönüne doğru dönen yüksek basınç kütlesinin varlığından tahmin edilebilir.

Britanya gezi yazısı - 2. bölüm harita
Britanya gezi yazısı – 2. bölüm harita

YENİ TAYFA YENİ PLAN

21 Nisan günü yeni tayfayla Lossiemouth’da bir araya geldik. Kuzey Denizi’yle Norveç Denizi’ni ayıran çizgide, önce 50 mil kat edip 58’inci paralelde yer alan Wick’e uğruyoruz; bu yolculuk Göcek-Marmaris arasından daha uzun olmasa da şu ana kadar yapılanlardan çok daha önemli bir seyir toplantısı gerektiriyor. Hava güneye dönüyor ve bir kez İskoçya kuzeyinden ayrılıp Shetland Adaları’na dümen tutmaya başladığımızda kolayımıza olacak bu durum, tekrar güneye dönüp Kuzeybatı İskoçya’ya döndüğümüzde Atlantik’ten gelen dev dalgaların kalıntısı soluganların da etkisiyle eziyetli bir yolculuğa dönüşebilir.

Adanın batı kıyısı dünyaca ünlü İskoç Loch’ları ile bezeli ve yüzlerce rota seçeneğimiz olacak… Gezegenin en güzel ülkelerinden birinde daha fazla zaman geçirmek ve gezegenin en sert deniz çöllerinden birinden kaçmak için rüzgârdan sopa yemek arasında seçim yapmak konusunda tayfa çok zorlanacağa benzemiyor. Hava durumunu takip ediyor olacağız ve karar yolda şekillenecek ama genel kanı Shetland’a kadar gitmektense Orkney Adaları’na geçip sonrasında Britanya’nın yani İskoçya’nın dünyalar güzeli batı sahillerine daha erken gitmek.

İMPARATORLUK TEKNESİ

Artık ortam iyice Britanyalı olmuş durumda. Herkes İngilizce konuşuyor ama ben konuşulanların bir kısmını kesinlikle anlayamıyorum. Yeni gelenlerden biri de İsviçreli Frank. Benim de buralı olmadığıma o kadar sevindi ki… Sanki küçük bir çocukla konuşuyormuşsunuz izlenimi veren Fransız aksanıyla verdiği tepkiler insanları tebessüm ettiriyor. Acil durumlarda söylenenleri tam olarak anlamıyor olmaktan şikâyetçi. Bense şimdilik sadece şakaların bazılarını anlamıyor olmaktan şikâyetçiyim.

Kuzey Avrupa etkilleri mimaride de göze çarpıyor.
Kuzey Avrupa etkilleri mimaride de göze çarpıyor.

 

DANİMARKA’YA HOŞGELDİNİZ

Ama kuzeye yükseldikçe dilin nasıl değiştiğini adım adım gözlemlemek bu diyarların bende bıraktığı en önemli anılardan olacak. Marinalardaki ve limanlardaki görevlilerin dedikleri gerçekten anlaşılır gibi değil, Britanya vatandaşı ekip arkadaşlarım bile telsizden dinlediğimiz İskoç Sahil Güvenliği hava durumu anonslarını not ederken birbirlerine teyit amaçlı sorular soruyorlar.

Yün beresi, yarısı kalmış cigarası, tombul kırmızı yanakları ve sırtına vurduğu hurcun yanına aldığı içten tavırlarıyla gülümseyerek bana bir şeyler söyleyen balıkçı amcanın dediklerinden bir kelime bile anlamıyorum. Bari ben de gülümseyeyim de üzülmesin demişken eski eşi İskoç olduğu için bu aksana aşina olduğunu söyleyen Ben muhabbete yetişiyor. Resmen başka bir dil konuşuyorlar. En basitinden “yes” yerine “aye” deniyor.

Şu an kat ettiğimiz rota boyunca inanılmaz bir yabani yaşam çeşitliliği var. Dünyanın en önemli kuş gözlemi; yunus, balina ve fok gözlem bölgelerini geçiyoruz. Bazı bölgelerde karaya çıkmak kesinlikle yasak.

BEKLENEN KARAR

23 Nisan günü planı değiştiriyor ve anakaradan 80 deniz mili kuzeyde, Orkney Adası’nda İtalyan Kilisesi denilen mevkide demirliyoruz. Böylece II. Dünya Savaşı’nın meşhur bölgesi Scapa Flow’a geçişin ilk adımını atmış olduk. Yani sonunda Lossimouth’tan Orkney Adası’na geldik. Yolda çok büyük soluganlar vardı. Sallanmayı azaltmak için anayelkeni açtık ama yetmedi. En başlarda biraz çalışıyordu ve hıza neredeyse 1kt katkısı oldu ama dalgalar ve iyice azalan rüzgâr yüzünden indirdik.

HİKÂYESİ BOL BİR MEKÂN

Kuzey Afrika savaşları sonrası esir alınan İtalyanlar burada tutulmuş ve sonradan pek çoğu Britanya vatandaşı olmuş. Scapa Flow’da hedeflediğimiz Stromness, sadece 40 millik bir seyir uzaklığına sahip. Destroyer sınıfı pek çok savaş gemisi ve gemi batığının bulunduğu gelgit akıntıları ve kayalıkların çok tehlikeli olduğu bir bölge olarak biliniyor.
Buralarda demir atılan yerler denizin tam ortası. Korunaklı diye geldiğimiz yerlerde çevre yükseltileri o kadar az ki, en az 20-25 knot rüzgârda avuntumuz dalganın olmaması. Ama 25 kiloluk pulluk demir kısa sürede tarayınca, ikinci demiri atıp rahat bir uyku uyuyalım diye düşünüyoruz. Ucunda 15 metrelik 10mm kalınlığında zincir olan yedek demir halatını, Fortress ile birlikte denize atıyoruz. Duruma göre paralel ve önde, duruma göre rüzgâr yön değiştirirse salınım dairesi büyümesin diye 90 dereceye ikinci bir demir bırakıyoruz. Demir attıktan sonra bu rotanın kaptanı olan arkadaş gelip bizden, yani botta kürek çekenlerden özür diliyor demiri düzgün atamadığı ve bizi uğraştırdığı için. Nezaket her koşulda iyi bir şey.

SCAPA FLOW

Dünya savaşları tarihinin unutulmaz yerlerinden olan bu mekânın, yelkenciler için çok eğlenceli bir seyir önerdiği söylenemez. Kış aylarında ve rüzgârın gelgit akıntısına ters yönde estiği günlerde, motoru kuvvetli olmayan küçük deniz araçlarının asla girmemesi önerilen bölümler var. Bu arada seyirde olduğumuz 46ft uzunluğundaki kayığın da kesinlikle “küçük olan tekneler” sınıfında olduğunu belirtebiliriz.

YENİDEN İSKOÇYA

25 Nisan günü Cape Wrath’i dönüp Loch Inhard adlı bir balıkçı köyüne geliyoruz. Yani İngiltere Adası’nın en kuzey kıyısı boyunca yelken yapıp en batı ucundaki burnu dönüp orda bir yerdeki köyün birindeyiz. Dağlarla çevrili bir haliç. Batı kıyısına döner dönmez kıyı yapısı tamamen değişti. Dik kaya yarları ve körfez girişleri kaplumbağaya benzer yuvarlak kaya tepelerle bezeli. 70 millik zor bir güney yolculuğu.

Atlantik kalıntısı dalgalardan yediğimiz sopalarla düşe kalka gidiyoruz. 25 knot sabit keşişlemeyle yol alıyoruz. Sağanaklar nadiren 29 vuruyor. Üç numaralı cenovanın yarısı ve anayelkenin de ikinci camadana kadar olan kısmı açık halde yoldan kâr etmek için rüzgâra girdikçe, 10.5 tonluk kayık küpeştelere kadar yatıyor. Sabah 5’ten akşam 7.30’a kadar süren seyirde vardiyam yokken gene uyku tulumundaydım. Başka bir şey yapmak mümkün değil. Zaten kimse konuşmuyor, herkes sadece işini yapıyor. Belli ki herkes bir an önce varmaya kilitlenmiş durumda. Dikiş diker gibi gide gele sonunda köye vardığımıza sevindik mi emin değilim. Tüm Kuzey Denizi ton balıklarından oluşmuş gibi görünen buz kasalarından dağlar var. Başka da bir şey yok…

KAHVALTI HASRETİ

27 Nisan’da Portree’den Sky Islands’a yol alacağımız gün yeni bir karara uyanıyorum. Bundan sonra insan kahvaltısına benzer şeyler yemek için çaba sarf edeceğim. Hadi gece geçişlerini içeren pasajlardan önce kuş yemi benzeri mısır gevreği üzerine dökülmüş sütle geçiştirilen kahvaltılara tahammül edebilirim ama buna her gün nasıl dayanılabilir? Bizim memlekette kahvaltı denilecek şeye en yakın şeye 15 gün önce, Rusların yapmayı başarmış olduğu tavada yumurtayı yiyerek ulaşmıştım. Bugün güzel bir gün mü olacak? Somon sandviç, havuç ve domatesin yol arkadaşlığı bana bunu düşündürüyor.

Bugün hiç yelken yapamadık. Göl gibi bir denizde motorla ilerliyoruz. İskoç dağlarının manzarası harika. Niğde Aladağlar’ın en az 2 bin metre alçağı ve de deniz kıyısında olanı. Zirvelerde kar var. Rüzgârın estiği yöne göre yağmur, kar ya da dolu olarak düşüyor bu mevsimde. Berbat tulumdaki salopetim, saatlerce devam eden seyirde gene suyun tamamını emdi. Vardiyamın son 15 dakikasında kuzey yıldızı gibi parlayan soğuk güneş, montu tamamen kuruttu.

Pek lafı geçmez ama botlar teknelerin en önemli parçalarıdır.
Pek lafı geçmez ama botlar teknelerin en önemli parçalarıdır.

 

LOCH LOCH İÇİNDE

28 Nisan günü Kyle of Lochalsh’tan Loch Scawaig’e 35 millik kısa yolculuğumuza İskoçya’nın güzellikleri ve midemdeki delinme hissiyle NATO tatbikatı sebebiyle bölgedeki tüm GPS verilerini bozan donanma gemileri damgasını vurdu. Chartplotter’larımız bugün tamamen iptal olmuş durumda

Midemdeki sorun sebebiyle ailenin ihtimam gören çocuğu statüsündeyim bugün. Dave’in önerisiyle, İskoç bebeklerinin hemen hepsini büyüten ‘porridge’ adı verilen yulaf lapası, oy birliğiyle benim ilacım olarak ilân edilmiş durumda. Çok az sütle kaynatılan yulaf, bizim muhallebi kıvamına gelince yeniyor. Besleyici ve hafif bir öğün gerçekten. Herkes memleketinden uzakta, bu adayı dönmeye gelmiş yabancı için çok üzüldü, mideme iyi geleceğini düşündüğüm leblebiyi tarif etmeye çalışırken mecburen “nohut” kelimesinin karşılığını kullandığım için nohut konservesi hediyesi bile aldım. Sağ olsunlar bir de gaviscon hediyesi geldi, ona çok sevindim.

Tamamen geleneksel yön bulma yöntemleriyle seyir yaptığımız rotanın geneli basit bir navigasyon uygulaması aslında, gelirken akıntısız saatlerde 5kt yapan tekne, 10.9 knot yapmaya başladı. Bu durum zaman hesabını doğru yaptığımı gösterdiği için keyfim yerinde.

DEMİR ZAMANI

RYA’nın en yaşlı sınav gözetmenlerinden ve eğitmenlerinden olan Dave, demirleme olaylarında akıl almaz derecede titiz, âdeta milim hesabı yaptırıyor. Neredeyse gelgitte zincirin kaç bakla gerileceğini hesaplayacak kadar titiz. Rotanın genelinin aksine, her yeri kayalarla bezeli, stresli bir demir yerine girdik. Bu demir atma manevralarıyla uğraşırken, tembel tembel güneşlenen iki fok fotoğrafını kaçırdım. Eğer gelgit akıntıları atlasına bakmazsan, bu kanal harita üzerinde çocuk oyuncağı gibi görünüyor. Ama yanlış rüzgâr yönü ve akıntıda girilirse burada da ters akıntılar ve girdaplarla karşılaşma riski var. Bu durum günde dört defa, altı saat 12 dakikalık aralarla değiştiği için iyi ders çalışmak şart. Özellikle derin su çekimi olan teknelerin ihtiyatlı bir şekilde kerterizlerle girmesi gereken bir demir yeri.

Fener ve şamandıra sistemleri çok sık ve mükemmel çalışıyor.
Fener ve şamandıra sistemleri çok sık ve mükemmel çalışıyor.

 

RÜZGÂRSIZ YELKEN

29 Nisan. 50 mil sonra Tobermory’nin güzellikleri var. Sonunda İskoçya’nın doğasını gösterebileceğim birkaç güzel fotoğraf çekmiş olabilirim ama dün kaçırdığım fok fotoğraflarının sızısı hâlâ içimde. Loch Scawaig, kaya tırmanış rotalarının olduğu, turistlerin günübirlik tekne turuyla geldikleri bir bük. Kayalardan kat kat aşağı inen ufak bir şelalesi var, doğru düzgün rüzgâr yok ama yıllık izinlerinin ya da ailelerinden aldıkları izinlerin 10 gününü böyle bir yelken macerasına ayırmış tayfamız, her fırsatta yelken açma heveslisi. 5kt rüzgâr olsa yelken açıp Allah ne verdiyse gitmek isteyen bir tayfa. Tabi akıntının yardımıyla kendini bırakıversen, 5-6 knot hız yapabileceğin saatler olduğu için eğer kolayına bir saat bulabilirsek, bu istekleri yerine getirebileceğimiz anlar yakalayabiliyoruz.

VİKİNGLER HÂLÂ BURADA

Bir önceki haftanın etabıyla karşılaştırıldığında çok daha zor doğa koşullarında, daha uzun süre devam eden bir seyir olmasına rağmen toplam 510 deniz mili yolcuğun 10 güne yayılması, günlük ortalama mesafenin tayfayı yormadığı bir hale gelmiş oldu.

Sadece kıyılarında seyretmemize rağmen, aslında İskoç ülkesinin farklı kültürünün derinliklerine yaptığım bir seyahatti bu. Türkiye’den belki de ilk defa Orkney Adaları’na yelkenle ulaşmış olmak ya da II. Dünya Savaşı’nın en çarpıcı mekânlarından olan Scapa Flow’un tehlikeli rotası ve heyecan veren hikâyesi bile anılarımda İskoçya kadar yer etmedi. Kuzeye tırmandıkça aynı ülke içindeki kültürün, başta dil farklılığı olmak üzere, doğa ve mimaride gösterdiği farklılığı bu kadar kısa sürede gözlemlemiş olduğumu şimdilerde seyahati düşündüğümde yeni yeni fark ediyorum.

Buraları tanıyanların anlattıklarına göre bazı balıkçı köylerine gittiğinizde, Danca konuşsanız daha rahat anlaşabilirmişsiniz. Önce benimle dalga geçildiğini sansam da bunun doğru olduğunu öğrendim. Vikingler hâlâ peşimizde… DEVAM EDECEK.

DİPNOTLAR
Küçük körfez, bük, koy ya da ufak haliç anlamına gelen “loch” kelimesi İskoçya’nın batı kıyısındaki tüm irili ufaklı girintileri belirtmek için kullanılıyor. Mesela Göcek bir “loch”.

Britanya Etrafında Seyir gezi yazısının ikinci bölümü Nisan 2020’de 149. sayımızda yayınlanmıştır.

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.