İpleri koparıp uzaklara yelken açmak için doğru zaman nedir? Helen Fretter’ın hayatının farklı dönemlerindeki gezginlerden aldığı bilgiye göre cevap: Ne zaman isterseniz.
Kendimizi bizi tutsak eden bağlardan nasıl kurtarırız? Aile, iş, ev, okul, evcil hayvanlarımız, dostlarımız… Hayatımızın temelinde binlerce ufak bağlantı ve yaşam boyu aldığımız önemli kararlar yatıyor.
İstifayı basıp, kapıyı bacayı kilitleyip gün batımına doğru yelken açma hayali ne kadar cazip olsa da, gerçekte karayla bağlantılı rutinleri çözmek inanılmaz bir planlama ve organizasyon gerektirebiliyor.
Gitmek için ‘doğru’ zaman yok; açıkdeniz macerasını yeni doğan bebeğiyle yapan da var, 70’li yaşlarına kadar bekleyen de… Hayatla ilgili planlarında ciddi değişiklikler olmasına karşın seyir planlarını bunlara adapte edip yola devam eden pek çok kişi de var.
Teknede yaşama geçen ya da uzun seyirlere çıkanları bulup, neden bunu tercih ettiklerini ve aynı adımı atmayı düşünenlere neler önereceklerini sorduk.
YAŞÇA BÜYÜK OLANLAR
Kathleen Casey-Kirschling 1 Ocak 1946 günü saat 00:01’de Pensilvanya’da doğduğunda, Amerika’da doğum oranının yükseldiği ‘boomer’ (ekonomik büyüme) döneminde dünyaya gelen ve ‘emeklilik’ olgusunu yeniden tarif eden jenerasyonun ilk bebeği oldu. Kocasıyla birlikte emekli olmaya karar verdiklerinde teknede (Grand Banks 42 bir motoryat) yaşamayı seçtiler. Teknenin adı First Boomer’dı.
1946-1964 yılları arasında doğan savaş sonrası jenerasyon artık 50’lerinin ortasında ya da 70’lerinin başında ve istatistiklere göre kendilerinden önceki jenerasyonların hepsinden daha sağlıklı, daha zengin ve aktifler, yani uzun süreli seyirler için en uygun koşullara sahipler.
Emeklilik çağındaki gezginlerin çoğu için tekneleri 40 yıllık başarılı bir kariyer ya da iş hayatının ödülüdür. 50’li ve 60’lı yaşlarında olanların işi biraz daha güç; yaşını almış ebeveynler, aile evinde yaşamak üzere dönen çocuklar ve yeni torunlar duygusal olarak karayla bağlantılarını kesmelerini güçleştiriyor. Seyahat masraflarının ve 65 yaş üzeri kişilerin sağlık sigorta primlerinin artması da işleri biraz daha karışık hale getirebiliyor.
Ancak bunu başaran pek çok kişi var ve denizde geçirilen emeklilik hayatı onlar için hayatlarının en iyi yıllarını vaat ediyor.
2013’ten beri eşi Terry ile yelken yapan Alan Ryall, “Bunu düşünmeye başladığınızda hazırlıklara da başlamanız gerektiğini söylerler ancak sınırsız imkanlara sahip değilseniz ipleri koparmak sanıldığı kadar kolay değildir. Terry ve benim için bu gerçekleşmesi imkansız bir hayal olarak başladı, birkaç ekonomik durgunluk döneminde sekteye uğradı ve yavaş yavaş bir plana ve nihayet gerçeğe evrildi” diyor. Her ikisi de 60’larının ortasındalar.
25 yıldır çeşitli teknelerin sahibi olan Ryall’lar, Seminole Wind adını verdikleri Island Packet 465’i 2011 yılında, açıkdeniz seyri yapmak üzere satın almışlar. Yachtmaster, ilk yardım ve hayatta kalma eğitimini tamamladıktan ve bir yıl boyunca alıştırma seyirleri yaptıktan sonra 2013 yılında Atlantik’i geçmişler.
Çift, ilk önce tam zamanlı çalışmadan yarı-zamanlıya geçerek hayatlarını basitleştirmeye çalışmış: “Böylece ikisini bir arada götürmeyi denedik” diyor Alan, “ancak başarısız olduk.”
Açıkdeniz seyrine hzırlık yazımızın devamını Şubat 2020 sayımızda okuyabilirsiniz.
