Tüm dünya denizlerinde artan plastik kirliliği hem deniz ekosistemi hem de insanlar için büyük bir tehlike oluşturuyor. Artan kirlilik oranları korkutucu bir seviyeye gelirken birçok yelken takımı deniz kirliliğine karşı açtıkları savaşla gelecek adına umut veriyorlar.
Kayıp balık ağlarından kozmetiklerdeki mikroskobik partiküllere kadar bugüne kadar üretilmiş olan her plastik ürün hâlâ gezegenimizde varlığını sürdürüyor. Her yıl dünyada 300 milyon ton gibi inanılmaz bir miktarda plastik üretiliyor. Bu ürünler biyolojik olarak çözülmüyor. Bununla birlikte, bilim insanları her yıl bunların yüzde dördü gibi bir miktarının denize sürüklendiğini ya da atıldığını tahmin ediyor.
Okyanusa karışan plastikler, güneş ve dalgaların etkisiyle milimetrik boyutlarda mikroplastik atığa dönüşebiliyor. Bu atıklar deniz memelileri, balıkçıl kuşlar, balıklar ve diğer canlılar tarafından yiyecek olarak algılanıyor. Bu da tehlikenin büyümesi anlamına geliyor.
Ancak plastik kirliliğiyle ilgili artan kampanya sayısı, sorunu teşhir eden belgeseller ve atıkları toplamak üzere yapılan icatlar küresel anlamda bir uyanış başlatmış durumda. Tüketiciler ve denizcilerin olumlu bir etki yaratma potansiyeli var.
Plymouth Üniversitesi’nde deniz biyolojisi profesörü olan Richard Thompson, Uluslararası Deniz Atık Araştırma Ünitesi’ni yönetiyor. Kendisi 2004 yılında “mikroplastikler” terimini literatüre kazandırmış. Thompson zamanla plastiğin üretim, kullanım ve elden çıkarma şeklini değiştireceğimiz konusunda iyimser, ancak bunun kestirme bir çözümü olmadığını da belirtiyor. Thompson, “Plastiksiz yaşamamız mümkün değil çünkü pek çok toplumsal yararı var. Neticede tüm mesele plastiğin farklı bir şekilde tasarlanması ve kullanılmasında yatıyor. Plastik maddeleri kullanım ömürlerini göz önüne alarak tasarlamamız önemli. Buna karşın üretilen plastiğin yüzde 40’ını oluşturan tek kullanımlık ürünleri azaltmak gerekiyor.Tek kullanımlık plastikler deniz kirliliğinde önemli bir oranda yer tutuyor, dolayısıyla okyanuslardaki plastik sorununu ele alırken bu konu önemli bir başlangıç noktası” diyerek bir anlamda çözüm yolunu da ortaya koyuyor.
Çöp adaları
Karadan denize her yıl 8 milyon ton atık plastik karışıyor (Prof. Jenna Jambeck, Georgia Universitesi, Fen Bilimleri, 2015) ve global olarak kumsallarda bulunan çöpün yüzde 50’si tek kullanımlık ürünler veya onların parçalarından oluşuyor. Okyanus Koruma’ya (Ocean Conservancy) göre bu miktar her geçen yıl hızla artıyor.
1997’de, plastiğin bulunuşundan yalnızca 90 yıl sonra, yelkenci Charles Moore Havai’den California’ya geçerken Kuzey Pasifik yüzeyinde kocaman plastik atık birikintilerini keşfetti. Büyük Pasifik Çöpü Adası adı verilen şey, yüzen pislikleri büyük bir girdapın içine çeken beş ana subtropikal devre veya okyanus akıntı sistemlerinden biri olarak biliniyor. BM (Birleşmiş Milletler) çevre programına göre bu adalar o kadar hızlı büyüyor ki uzaydan görülebiliyorlar. Büyük Pasifik Çöp Adası’nın merkezinin 1 milyon kilometrekare olduğu tahmin ediliyor.
Deniz kirliliğine karşı açılan yelkenler yazımızın devamını Ocak 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.