İster bir sal, ister yelkenli isterse son derece donanımlı bir gemiyle açılalım, denizler her zaman gizemli olacak ve işin içine gizler girdiğinde türümüzün en temel özelliği inanç da devreye girecek. Bu ay denizcilerin batıl inançlarına yakından bakmak istedik.
Yazı: Eray Emin Aydemir
Tür olarak meraklı canlılarız. Bu merak insanlığı sürekli olarak “ne var, nasıl ve nerede?” sorularıyla başbaşa bırakırken aynı zamanda bir sonraki büyük adımı atma adına bizi motive ediyor. Peki deniz kenarına gelen, dalgaların sesini duyan ilk insan ne düşündü? Elimizde bununla ilgili bilimsel bir veri yok. Ancak tahmin etmek pek de zor değil. Onun yerinde biz olsak, derinliğini, içindekileri ve nerede bittiğini merak eder, bu su dünyasının sırlarını çözmeye çalışırdık. Şu an teknoloji anlamında ilk insandan çok daha güçlüyüz. Uzak gezegenlere hatta gök taşlarına araçlar gönderiyor ve uzay hakkında bilgimizi geliştiriyoruz.
Ancak elimizdeki önemli teknolojiye rağmen denizler gizemlerini saklama konusunda halen oldukça başarılı. İster bir sal, ister yelkenli isterse son derece donanımlı bir gemiyle açılalım, denizler her zaman gizemli olacak ve işin içine gizler girdiğinde türümüzün en temel özelliği inanç da devreye girecek. Şimdi denizcilerin batıl inançlarına yakından bakalım. Bazıları size saçma gelebilir, ancak denizde başınıza gelen en ufak talihsizlikte siz de bazı şeyleri doğaüstüne bağlayacaksınız.
Kediye saygı şart
Kediler de tıpkı deniz gibi insanlara hep gizemli geldi. Kendilerine has özelliklerinin yanı sıra iyi birer avcı olarak evcilleşmeden insanların yanında yer alan kediler, güvertedeki deniz yaşamına çabuk uyum sağlarken, bu özellikleri sayesinde doğal olarak batıl inançlarda da sıkça kendilerine yer buldular. Genel olarak birçok toplumda kara kedi görmek uğursuzluk olarak sayılsa da İngiliz denizciler olaya böyle bakmazlar. Seyir öncesinde kara kedi görmek İngilizler için seyrin sorunsuz geçeceğini işaret ederken genellikle tüm denizci kültürlerinde ise geminin kedisini kızdırmak tavsiye edilmez. Eğer olur da bir denizci geminin kedisini kızdırırsa bu fırtınayı çağıran bir işaret olarak anlamlandırılır.
Ruhları öldürmeyin
Hava şartlarının oluşturduğu fırtınalar, dalgaların gücü ve derinliği sayesinde deniz tehlikeleri de beraberinde getirir. Tarih boyunca birçok denizci, farklı sebepler yüzünden denizde hayatını kaybederken dostları onların ruhlarının denizde yaşadığına inandı. Özellikle yunus, albatros ve martıların denizcilerin ruhlarını taşıdıklarına inanılırken, bu hayvanları öldürmenin büyük felaketler getireceği düşünüldü. Bir denizci topluluk olan Vikingler ise denizde kaybolan arkadaşlarının ruhlarının bir karabatakta yaşadığına inanırlardı. İşin ilginç tarafı Vikingler bu özel deniz kuşuna büyük saygı gösterirken Avrupalı denizciler bu kuşu uğursuzluk alemeti sayıyorlardı.
Batıl inanç yazımızın devamını Ocak 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.