Tüm ekibin yorgunluktan bittiği günün sonunda -koşulların ciddi yardımı da olsa-, bir “devi” arkamızda tutabilmek hepimizi çok mutlu etti.
Rüzgâr Sörfü RSX’te Dilara Ural’ın da kota almasıyla birlikte olimpiyat takımını tamamlamış olduk. Son dakikada alınan bu kota hepimizi büyük sevince boğdu, kendisini yürekten kutluyorum. İşin en güzel yanı, bu yılki oyunlara davetle değil, savaşa savaşa kotaları alarak katılmamız. Takımımız her geçen yıl biraz daha zorlaşan kota mücadelesinden alnının akıyla çıktı. Bundan sonraki bölümse sınav öncesi dersleri iyi çalışmaktan geçiyor. İdman çok önemli olsa da Olimpiyat Oyunları yarışlarında en kritik nokta mental hazırlık. Yarışlara başlarken kafaca hazır olmak gerekiyor. Sporcularımız dört yıl en ağır antrenmanları yaptılar, şimdi bize düşen onlara vereceğimiz destek. Birçok gereksinimleri olacak diye düşünüyorum. Kota alarak ülkemizi ve yelken sporunu en üst düzeyde temsil ettiler, şimdi hedef hem kendilerini hem de bizleri gururlandıracak dereceler.
Doğuş Grubu’nun Olimpiyat Oyunları’na katılacak yelkencilerimize destek açıklaması ise müthiş bir haber. Umarım gelecek olan bu destek sporcu sayı ve kalitemizi artıracak şekilde kullanılır. Doğuş Grubu ve TYF arasındaki ortak çalışma uzun vadeli ve büyük hedefleri içeren bir proje olur. Bu işbirliği, en büyük sıkıntılarımızdan olan kaynak eksikliğini de bir nebze azaltır. İngiliz olimpik yelken takımının başarısında, Lottarie’den aktarılan büyük kaynakların ve daha da önemlisi akılcı planlama ve uygulamaların payı büyük. Yelken için yaratılan kaynakların geniş tabanlı bir mutabakatla oluşturulacak hedefler doğrultusunda, bir nevi “Akil Adamlar” tarafından yönetilmesi taraftarıyım. Bugün başlanacak bir proje en az 10-15 yıl sonra başarıyı getirebilir. Başarı diye nitelendirdiğim ise, sadece madalya alınan değil; kendi eğitmen ve antrenörlerini yetiştirebilen, yarışçı sayısının çok arttığı, kendi içerisinde rekabeti ve gelişimi sağlayabilmiş bir sistem. Böyle bir sistem oluşturabilirsek, hem Centerboard’da hem de profesyonel yat yelkenciliğinde yarışan ve başarılı olan Türk yelkenci sayısı artabilir. Aksi takdirde zaten kısıtlı olan kaynaklar boşa gideceği gibi, başarılar da dönemsel ve kişisel olarak kalır.
Yat yarışları ise tam gaz devam ediyor. En büyük sıkıntı rüzgârsızlık. Aşırı artan yapılanma şehrin rüzgâr rejimini tamamen değiştirdi. Eskiden alışık olduğumuz imbat ve poyraz rüzgârlarının yerlerinde yeller esiyor. Umarım temmuz ve ağustos ayında yapılacak yarışlarda daha kuvvetli rüzgârlar eser. Özellikler Marmara adası, Farr 40 şampiyonası ve güney yarışı tüm yarışçıların merakla ve sabırsızlıkla beklediği yarışlar. Farr 40 şampiyonası ise bizler için bir ilk olacak, başhakem ve yarış kurulunu oluşturacak isimler yarışçılar kadar büyük bir hazırlık içerisinde. İyi yönetilip katılan sporcuları da tatmin eden bir yarış olması yarışın bundan sonraki yıllarda da yapılmasının garantisi olur.
Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim. MBY