Bu yıl içinde solo Türkiye Turu rekorunu belirleyen bir maceraya imza atan Tolga Pamir, yeni hedefi Duo Challenge4seas için çalışmalarına başladı. Bu sefer yanında bir kadın yelkenciyle birlikte dört denize meydan okuyacak.
YAZI: Betül Usta
Tolga Pamir yenilikçi maceralarına yıllardır devam eden bir yelkenci. Bu yıl da kendisinden sıklıkla söz etmemize neden olacak yeni projelere başladı ve devam ediyor. Sinan Sümer ile birlikte Transquadra yarışına katılan yüzde yüz Türk ilk ekip oldular ve ilk etabı ikinci sırada tamamlamayı başardılar.
Pamir’in bu sene gerçekleştirdiği bir başka başarı da Türkiye’nin etrafında yaptığı solo Türkiye Turu Rekoru oldu. Yelken sporunun açıkdeniz branşının gelişimi, ülkemizi çevreleyen denizlerin uluslararası platformlarda daha iyi tanıtılması ve yelken sporuna ilginin artması amacıyla Pamir dört denize meydan okudu. “Challange4Seas” adı verilen projeyle tecrübeli yelkenci Artvin Hopa’dan yola çıktı ve sadece rüzgârın gücünü kullandığı turunu İskenderun’da tamamladı. Pamir turunu “Merak ve hayranlık uyandırıcı, keyif, mutluluk ve heyecan dolu 16 gün 16 saat 27 dakika 31 saniye…” diyerek tanımlıyor.
“Challange4Seas”e Pamir’in, önceki tecrübeleri fikir vermiş. Uzun yıllar Fransa’da Solo Açıkdeniz branşında birçok yarışa katılan yelkenci, MiniTransat (Class Mini 650), Transat AG2R La Mondiale (Class Figaro Beneteau), Transat Jacques Vabre (Class IMOCA 60) gibi Atlantik aşırı yarışlarda yer aldı. Tolga Pamir, bu sıralarda Trofe Jules Verne (Dünya Turu Rekoru), Around England/Ireland (İngiltere ve İrlanda Turu) gibi Avrupa’da yaygın rekor denemelerini de takip ediyormuş. “Neden bu tip bir rekorla ülkemizde bu branşın gelişimine yön vermeyelim sorusu, tur fikrinin özü oldu diyebiliriz. Bu kadar seyir ve okyanus tecrübesi sırasında hâlâ kendi denizlerimizi bu denli keşfetme imkanım olmadığı gerçeği de aklımı kurcalıyordu” diyor Pamir.
Atlantik kıyılarında, okyanusun çetin doğasal gücüyle, gelgitlerin, güçlü akıntıların etkisiyle yelkenciliğin ne denli özveri isteyen bir spor olduğunu hatırlıyormuş Pamir. Ülkemizde ise buna kıyasla daha avantajlı olduğumuzu vurguluyor. “Ama yine de sırtımız denize dönük. Aslında dört denizimizin kendine has özellikleri ve güzellikleriyle tam aradığımız oyun alanını sunduğuna dikkat çekmek istiyordum. Denizlerimizi yeterince kullanmadığımızı, bu zenginliğimizi göz ardı ettiğimizi hatırlatmak istiyordum. Bana da tanımadığım bu kıyı sahamızı keşfetme imkânı sunabileceğine emindim. Bu tip sıradışı meydan okumaların insana yaşadığını hatırlatan parçalar olduğunu es geçmemek lazım. Bu tip hayaller kurmak ve gerçekleştirilebildiğini göstermek bu projede benim için motivasyon kaynaklarıydı.”
Denizlere meydan okumak yazısının devamını Kasım sayımızda okuyabilirsiniz.