Cannes fuarında dünya lansmanını yapan İngiliz tersanenin tamamen yeni Mancini tasarımı amiral gemisi Fairline Squadron 68’in güvertesindeyiz.
Cannes’da Fairline Squadron 68 ’in örtüleri açıldığında, model uzun süredir unutulmaz 78’in konumlandığı Fairline serisinin zirvesindeki yerini aldı –en azından 2021’de geleceği konuşulan 82’nin suya inişine kadar.
Fairline Squadron 68 önceki amiral gemiden 10ft daha kısa olabilir ancak Alberto Mancini ve Fairline’ın kendi tasarım ekibinin lideri Andrew Hope işbirliğiyle şekillenen dış stil, ilk 78’in suya inişinden bugüne tekne tasarımlarının nasıl değiştiğini gösteriyor. Teknenin profilinde cam baskın konumda; salon camları yalnızca ön uçlarında aldıkları mızrak şekliyle geçmiş Squadron modelleriyle görsel bir bağlantı sağlayan GRP parçalarla bölünüyor. Ön cam etrafını saran, flybridge destekleri boyunca ilerleyip ağırlığın asıl nedeni hardtop’ı destekleyen sütunları kaplayan koyu renk vinil kaplama kullanımı tasarımcıların teknenin üst kesiminin çok ağır görüneceğinin farkında olduklarını gösteriyor. Flybridge’in üstünde bir koruma bulunması talebi Fairline’ın hardtop’ı opsiyon listesi dışında bırakamayacağı kadar yüksek ancak oranların çekiciliği korunmuş.
Mancini bu tasarımda baş taraftaki geçiş yolunu kapatan kapılar gibi birçok zekice detay sunuyor. Bu kapıların nedeni emniyet değil; üstbinada yukarıda bahsettiğimiz mızrakların kesintiye uğramaması amaçlanmış. Küpeşteler aşağı çekilerek salonda oturanların manzarası genişletilmiş, baş tarafta güvertenin tamamen düz olmasını sağlamış ve ayakların çarpacağı engelleri ortadan kaldıracak şekilde tüm güverte donanımı bir heç altına saklanmış. Bu temiz ve aynı zamanda kullanışlı bir dizayn; çok iyi tasarlanmış paslanmaz çelik parçalar olan kıç omuzluktaki kurtağızları salonda bir duvara asılacak kadar şıklar. Bu model, gövde ve ana güvertesini Targa 65 ile paylaşıyor; bu nedenle Squadron farkını yaratan asıl kısım üst güverte. Burası harika bir mekân, 70ft altı bir tekne için çok geniş olduğu hissini uyandırmayı başarıyor ve sağlam bir hardtop ve kendine has döner latalarıyla çok iyi korunuyor. Görüntüleri çok etkileyici ancak açıldıklarında geriye kadar tam açılan tente kadar etkili değiller.
Ön tarafta dümenin yanında, ilave oturma yerleri veya farklı kullanımlara birlikte olanak veren ayrı bir koltuk ve güneşlenme minderi opsiyonu bulunuyor. Üst dümen ergonomik bir keyif sunuyor; ayarlanabilir koltuklar konsolda alçak bir noktada bulunan kontrollere ve lüks kaplamalı dümene yakın bir noktada. Üst konsoldaki üçlü dokunmatik MFD’ler oldukça uzakta kalıyor, ancak Fairline dümenin hemen altına bir kontrol paneli koyarak her üç ekranın ileri uzanmadan kontrol edilmesini sağlamış.
PARLAK YÜZEYLER
Fairline Squadron 68, ana güvertede kapılar sancağa doğru kayarak açılırken iskeledeki cam aşağıya inerek kıç taraftaki kuzineyi havuzluğa bağlıyor. Garip biçimde bu cam Targa’dakinin aksine tamamen inmiyor ve üst kenarı tezgâh seviyesinin üzerinde kalıyor. Salonun kıç tarafında ev tipi bir buzdolabı/derin dondurucu ve bulaşık makinesi bulunan kuzine yer alıyor. Cilalı ceviz dolaplar o kadar canlı bir parlaklığa sahip ki elle dokunmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz, görünüm gerçekten muhteşem. Merdiven boşluklarına oturan iki çekmeceyle genelde boşa giden flybridge merdiveni altındaki alanın değerlendirilmesi tasarımcıların zekice numaralarından bir diğeri. Salon yerleşimi kuzinenin aşağıda veya yukarıda seçilebildiği Targa kadar esnek değil ancak mekân çok konforlu ve şık. İki Besenzoni ayarlanabilir koltuğun alçak bir baza üzerinde bulunduğu alt dümene gelene kadar bir basamakla karşılaşmıyorsunuz.
Fairline Squadron 68 test yazısının devamını Kasım 2019 sayımızda okuyabilirsiniz.
