Yat kaptanı Nazenin Özer, kaptan olma yolunda yaşadıklarını, ilham verici hikayesini, kadın kaptan olarak karşılaştığı ve aştığı zorlukları ve azmini okurlarımız için kaleme aldı.
Nazenin Özer, denizcilik sektöründe kadınların tüm zorluklara rağmen var olduğunu gösteren başarılı bir kadın kaptan. 30 ila 70 metre arasındaki özel ve ticari yatlarda görev alan Nazenin Kaptan, açıkdenizlerde uzun seyirler yapmış. En uzun kesintisiz seyri 28 gün sürmüş.
Denizcilik sektöründe kadınların daha fazla yer almasını sağlamak ve karşılaştıkları önyargıları yıkmak, Nazenin Kaptan’ın en büyük hedeflerinden biri. Özer, ilham verici hikayesini, azmini ve aştığı zorlukları okurlarımız için kaleme aldı.
“Deniz, sonsuz bir özgürlük alanı gibi görünse de bu özgürlüğü elde etmek, hele ki bir kadın olarak bu meslekte var olmak hiç de kolay değil. Denizcilik, yüzyıllardır erkek egemen bir alan olarak görülüyor. Kadınların burada sadece belirli görevlerde çalışabileceği, bir gemiyi ya da yatı yönetemeyeceği fikri hâlâ çok güçlü. Ama ben bu önyargılara boyun eğmedim. Yıllar boyunca süren mücadelem, iniş çıkışlarım ve pes etmeyişim beni bugün buraya getirdi.
Türkiye’de sınırsız yat kaptanı ehliyetine sahip olan nadir kadınlardan biri olarak, sektörde kadınların nelerle karşılaştığını ve nasıl başarılı olabileceğini anlatmak istiyorum. Bu yazı da, denizcilikte var olmak isteyen ama önlerine çıkan engellerden dolayı tereddüt eden kadınlar için bir mektup niteliğinde.
Denizcilik Hayalim Nasıl Başladı?
Denizcilik benim için başından beri bir tutku muydu? Hayır. Aslında üniversiteye başlarken hedefim çok farklıydı. Piri Reis Üniversitesi’nde Denizcilik İşletmeleri Yönetimi okudum ve babam gibi ekonomi alanında uzmanlaşmayı düşünüyordum. Amacım, denizcilik sektöründe finansal alanda çalışmaktı.
Ancak üniversitede aldığım dersler bana mesleğin yönetim kısmından çok, doğrudan denizde olmanın heyecan verici olduğunu gösterdi. Denizle iç içe olmak beni daha fazla cezbetti. Bu yüzden yandal olarak Yat Kaptanlığı ve Yönetimi okudum ve ilk ehliyetimi aldım. Ancak bu ehliyeti almak yetmezdi. Çünkü sektörde kadınlar için görünmez duvarlar vardı.
İş aramaya başladığımda, ilk öğrendiğim şey şu oldu: “Kadınlar iç mekanlarda çalışmalı, güvertede ya da makine dairesinde değil. – Kaptan olmak isteyen bir kadına ilk teklif edilen iş, hostesliktir. – ‘Kadınlar lider olamaz’ inancı, yetenekten daha güçlü bir kriterdir.
Bu gerçekleri görmek moralimi bozdu mu? Evet. Ama sonra bir karar verdim: Kimsenin benim için sınır çizmesine izin vermeyecektim. Eğer kaptan olmam için önce hosteslik yapmam gerekiyorsa, yapacaktım. Eğer en alt seviyeden başlamak zorundaysam, en alttan başlayıp zirveye çıkacaktım.

Denizcilikte kadın olmanın gerçekleri: Mobbing ve önyargılar
Denizcilikte kadın olarak çalışmak, sadece fiziksel zorluklarla değil, psikolojik savaşlarla da dolu. En büyük engel, sistematik mobbing ve erkek egemen bakış açısı. Çalıştığım birçok yerde, özellikle erkek mürettebat ve yöneticiler tarafından kasıtlı olarak zorlandım.
Beni sektörden uzaklaştırmak için yapılan baskılar, aşağılamalar, dışlamalar ve hatta bazen fiziksel olarak zorlayıcı işler vererek yıldırmaya çalışmalar oldu. Beni görmezden gelerek emirlerimi hiçe saymak, işim için gerekli ekipmanları bilerek vermemek veya eksik bilgi paylaşmak, beni kaptan olarak değil, “yardımcı” ya da “hostes” olarak tanıtmak, kadın olduğum için fiziksel olarak yetersiz olduğumu iddia edip, sırf kanıtlamak için bana en ağır işleri vermek gibi zorluklarla karşılaştım.
Örneğin, bir projede tersanede çalışırken, özellikle bana en kirli ve ağır işleri verdiler. ‘Bakalım ne kadar dayanabilecek?’ diye arkamdan konuştuklarını biliyordum. Ama ben dişimi sıktım, o işlerin hepsini yaptım ve sonunda bana güvenmek zorunda kaldılar. Bunun gibi olaylar beni zorladı ama yıldırmadı. Aksine, her engel beni daha da güçlendirdi.
Başarıya giden yol: Fırtınalar beni yıkamaz!
Bugün, en zor teknik işleri yapıyorum. Teknenin en kirli yerlerine de giriyorum, makine dairesinde filtre değiştiriyorum, tersanede çalışıyorum, uzun seyirlerde denizler aşıyorum. Ve bunları yaparken sadece bir “kadın kaptan” değil, iyi bir kaptan olduğumu herkese kanıtlıyorum.
Beni en çok gururlandıran şey, baştan beri “yapamazsın” diyenlerin artık sessizleşmesi. Bugün, ‘Senin azmine hayranız’ diyen insanlar, geçmişte ‘Bu iş sana göre değil’ diyenlerle aynı kişiler. Ama benim asıl amacım sadece kendi başarım değil. Kadınların da bu sektörde var olabileceğini göstermek. Çünkü eğer ben yapabiliyorsam, başka kadınlar da yapabilir.
Denizcilik sektöründe kadınların daha fazla yer almasını sağlamak ve karşılaştıkları önyargıları yıkmak en büyük hedeflerimden biri. Bu doğrultuda, kadın kaptanlar, kadın gemiciler ve kadın çarkçılar için özel bir istihdam acentası kurmayı planlıyorum.
Denizcilik sektöründe kadınların daha görünür olmasını sağlamak, onların niteliklerine uygun işlere erişimini kolaylaştırmak ve sektörde cinsiyet eşitliğini desteklemek istiyorum.
Aynı zamanda denizcilik sektörünün ekonomik dinamiklerini daha iyi analiz edebilmek ve kendi işimi büyütmek için ekonomi bilgimi kullanmayı hedefliyorum. İlerleyen süreçte, kendi teknemin kaptanı olmayı, kadın denizcilerin daha fazla istihdam edilmesini sağlamayı ve denizcilik sektörüne yönelik yapısal değişikliklere katkıda bulunmayı amaçlıyorum.
Yeni kadın denizcilere tavsiyelerim
- Bu sektöre adım atacak kadınlara tek bir şey söylemek istiyorum: Kendinize güvenin!
- Önyargıları umursamayın.
- Kimse sizin yerinize karar vermemeli.
- Fiziksel güç eksikliğinizin sizi sınırlamasına izin vermeyin.
- Kadınların fiziksel olarak dezavantajlı olduğu iddia edilir ama asıl farkı yaratan şey, zekâ, teknik bilgi ve dayanıklılıktır.
- Mobbinge boyun eğmeyin. Evet, bu sektörde kadınlara psikolojik baskı yapılıyor. Ama yılmayın, sabırlı olun, işinizi en iyi şekilde yaparak yanıt verin.
- Sizi küçümseyenleri kanıtlarınızla susturun. Sözcüklerle değil, yaptıklarınızla cevap verin.
- Baskılar karşısında yalnız olmadığınızı bilin.
- Kadın denizciler giderek çoğalıyor ve birbirimize destek olmalıyız.
- Denizcilik sadece erkeklerin dünyası değil. Biz de dümen tutabilir, dalgalara karşı koyabilir ve rotamızı kendimiz çizebiliriz. Ataerkil bir meslek gibi görünse de bu algıyı yıkmak bizim elimizde.
- Bugün ben buradaysam, yarın sen de olabilirsin. Unutma, denizde fırtınalara meydan okuyabilen herkes, bu sektörde de var olabilir!