Kurulduğu günden bu yana tarzı, kalitesi ve işçiliğiyle İskandinav ülkelerinde öne çıkan Flipper Boats, uluslararası alandaki büyümesini Türkiye’yle de sürdürmek istiyor.
Röportaj: Kadir Pirasoğlu
1966’dan bu yana sektörde faaliyet gösteren Flipper Boats, ilk motorlu teknesinin 1968’de suya indirilmesiyle, İskandinav ülkelerinde teknecilikte öne çıkan bir isim oldu. Kısa sürede yarış modelleriyle dikkat çeken marka, dünyaca tanınan tekneler üretti.
Bu tarihi gelişimi 6,74 metrelik en küçük modeli olan 650 DC’den dokuz metrelik amiral gemisi 900 DC’ye kadar, teknelerin kullanım tarzında ve kontrolünde hissedebiliyorsunuz. Modeller yalnızca heyecan verici bir sürüşten ibaret değiller, işçilik kalitesi ve performanslarıyla kullanıcıların beğenisini kazanıyor.
Türkiye’de Solemarin Yachting tarafından temsil edilen Flipper Boats’un en yeni modeli 900DC, ocak ayında açıklanacak 2024 Motor Boat Ödülleri’nde “30ft Üstü Gezi Tekneleri” kategorisinde finalistler arasında yer alıyor. Geçtiğimiz ay Bosphorus Boat Show’da hem tekneyi inceleme şansı bulduk hem de Marka Müdürü Jonathan Cole ile bir araya geldik ve Flipper Boats’un öne çıkan yönlerini, sektördeki gelişimlerini konuştuk.
Türkiye pazarında Solemarin ile işbirliğindesiniz, pazardan hedef ve beklentileriniz neler?
Evet, Solemarin bizim için Türkiye’deki güvenilir bir ortak ve ortaklığımızın başlangıcı fevkaladeydi. Flipper Boats’un Türkiye’deki marka bilinirliğini geliştirmeye devam etmek ve bizi ülke çapında pazardaki en tanınmış günlük gezi ve hafta sonu gezi markalarından biri haline getirmek konusunda beklentilerimiz Solemarin ekibiyle büyük ölçüde aynı doğrultuda. Bahsettiğim gibi, birinci yıl çok heyecan vericiydi ve bu erken başarıyı gelecek yıllarda da devam ettirmeyi umuyoruz.
Flipper olarak öne çıkan özellikleriniz neler?
Flipper bir Fin markası ve tüm modeller Finlandiya’da üretiliyor. Kuopio’daki fabrikamız 650 DC, 700 DC ve 800 DC’yi üretirken, Luoto’daki fabrikamız 900 ST ve 900 DC modellerini üretiyor. Günümüzün şartlarına uygun modern teknikler ve teknolojiler kullanıyoruz ancak yine de ustalarımızın el sanatı becerilerine ve Finlandiya’nın ünlü tekne yapım mirasına bağlı olmaktan gurur duyuyoruz. Elbette güvenilir tedarikçilerimizle yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu ortaklar üretim sürecimizde ve sonuçta tekne kullanıcılarının keyif alacağı deneyim açısından hayati önem taşıyor.
Bosphorus Boat Show’a katılma şansı buldunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bosphorus Boat Show’da hissettiğim en güçlü duygu, tekneye yönelik ciddi bir coşkuyla birleşen misafirperverlik duygusu, sıcak ve samimi atmosferdi. Gelecek yıllarda da mutlaka ziyaret edeceğimiz bir yer. Açıkdenize erişim rahat olduğundan sergilediğimiz modellerle ilgilenen müşterilerimizle birlikte pek çok test sürüşü gerçekleştirdik ve kolay, sorunsuz oldu. Çok iyi organize edilmiş bir etkinlikti.
Tekne sektöründe gün geçtikçe büyüyen boylarla karşı karşıyayız. Flipper Boats olarak bu konuda planlarınız var mı?
Kategorimizdeki tekneler söz konusu olduğunda müşterilerin ne istediğini anlamak için her zaman piyasaya bakıyoruz. Daha büyük tekneler bizim de kesinlikle dikkate aldığımız ve ciddi olarak değerlendireceğimiz bir trend. Aynı zamanda, eğlence ve sürüş kolaylığından ödün vermeden, kullanılabilirliği ve konforu en üst düzeye çıkarmak için daha küçük teknelerimizi geliştirmenin de birçok tekne kullanıcısı için kritik bir öneme sahip olduğunu biliyoruz.
Firma olarak hem dünya hem de Türkiye özelinde gelecek hedefleriniz neler?
Uluslararası alanda büyüyen bir tekne markası olarak gidişatımızdan çok memnunuz ve öngörülebilir gelecekte de bu şekilde devam edeceğiz. Yeni ve heyecan verici pazarlara ulaşmak her zaman bir hedeftir ve yalnızca 18 ay önce Türkiye de bu yeni ve heyecan verici pazarlar arasındaydı. Türkiye’de hem pazarın gelişmesine hem de modellerimizin geliştirilmesine yardımcı olmak için Umut Güler ve ekibiyle yakın işbirliği içinde çalışacağız, onların yardımıyla zaten çok şey öğrendik.