Son zamanlarda bağımsızlık ilanıyla haberlerde sık sık yeralan, ülkenin kuzey-doğu tarafındaki bu İspanyol kıyı bölgesi son derece baştan çıkartıcı.
YAZI Peter Cumberlidge
Katalonya, Akdeniz kıyılarının kuzey ucunda, İspanya’nın oldukça farklı bir bölgesi. Fransa’yı çevreleyen ve Pirenelere sırtını veren Katalonya, Aragon Krallığı’nın tarihi zenginliğini taşıyan, farklı kültürlerin kaynaştığı sıra dışı bir bölge. Balear Adaları’nın yaklaşık 100 mil kuzeyinde bulunan uzun ve çeşitli kıyı şeridi bazı harika limanlara ve demirleme yerlerine ev sahipliği yapıyor. Birçok Katalan marina, balıkçı limanlarında inşa edilmiş ve hâlâ mükemmel deniz ürünleri sunuyorlar. Bölgede millerce uzanan cazip kumsallar ve yüzlerce koy, tarihi Yunan ve Roma kalıntılarının göze çarptığı muhteşem hisarlı kentler bulunuyor. Barselona şık bir kıyı kenti; dağlık kuzeydoğusundaysa çarpıcı kayalık koylar ve bükler bulunuyor.
Kendi dili ve parlamentosu bulunan Katalonya’nın bağımsızlık hareketi 1920’lere uzanıyor. Ekim 2017’de eski başbakan Carles Puigdemont İspanya’dan bağımsızlığını ilan edip gazete manşetlerinde yer alarak, bir süredir devam eden anayasa krizini ateşlemiş oldu. Denizden gelerek bölgeyi ziyaret eden turistler bu gerginliği hissetmiyorlar; yine de Katalonya’nın kendine has karakterini kullandıkları lehçede, doyurucu yemeklerinde ve sizinle yakınlaşana kadar çekingen olan insanlarında görebiliyorsunuz.
Katalonya’yı ilk kez yanındaki Fransız kıyısı La Cote Vermeille’de seyir yaparken, neredeyse yanlışlıkla ziyaret etmiştim. Zamanımız daraldığından kuzeye, Sète’e dönmek üzereyken güneşli sakin bir günde şeytan dürttü ve rotayı Cabo Cerbére’i çevirerek İspanya sularına girdik. Buradan kumsalın ve yüksek tepelerin çevrelediği, korunaklı ve sevimli bir liman olan Puerto Llança’ya geçtik. Öğlen, tadı hâlâ damağımda olan –Suquet de Peix- denen nefis bir balık yemeği yedik. Bu tanışmadan sonra birkaç kez Katalonya’da tekne tatili yaptık ve tüm kıyılarını büyük bir keyifle dolaştık.
LLANÇA VE CAPE CREUS
Puerto de Llança Fransız sınırının yalnızca beş mil güneyinde yer alıyor. Marinanın batısında geniş bir kumsal uzanıyor; liman güneşli tepelerle çevrili. Deniz kenarında bolca bar ve bistro bulunan Llança, sükunet içinde günler geçirebileceğiniz sakin bir yer. Burada deniz kayağı kiralayarak kuzeydeki minik koyları dolaşarak zaman geçirebilirsiniz. Puerto de Llança’nın güneyindeki dağlık bir burun denize doğru epey çıkar, ucunda etkileyici bir deniz feneri vardır. Burası, dağların ötesinden gelen rüzgâr denizi köpürttüğü zaman ürkütücü gözükebilen Creus Burnu’dur. Ancak sakin havada tüm Creus yarımadası harika bir seyir alanıdır; dışarıda hava patlarken bile korunaklı olan pek çok koy bulunur. Port Roses marina Creus’un güneyinde yer alır ve günlük seyirlere çıktıktan sonra dönmek üzere iyi bir merkezdir. Creus Deniz Feneri ve Roses arasındaki kıyı özellikle çarpıcıdır, burada dağlarla çevrelenmiş harika demirleme yerleri bulunur. Jugadora ve Fredosa Creus Burnu’nun güneyinde yer alan iki bakir koydur ve sakin havalarda büyüleyicidirler. Lligat aşağıdaki adanın içinde yer alan pitoresk bir limandır. Hemen kıyıda Salvador ve Gala Dali’nin kubist villasını görebilirsiniz. Cadaqués Koyu’nun hemen ucunda eski bir Katalan kasabası yer alır.
Bir milli park olan Creus Burnu turistik tesisler ve medeniyetten uzaktır. Kimi demirleme yerleri sezonda kalabalık olsa da akşamları boşalan koyların tadını çıkarmanın en iyi yolu buralarda gecelemektir.
Gerçek Katalonya gezi yazımızın devamını Haziran 2019 sayımızda okuyabilirsiniz.
