Dünyanın en heyecanlı yarışmaları arasında sayılan Extreme Sailing Series, uçan katamaranları, başarılı sporcuları ve göz kamaştırıcı organizasyonuyla 1-4 Ekim tarihlerinde İstanbul’da olacak.
Yazı: Baran Atasoy
Sıradışı katamaranların yarışı Extreme Sailing Series’de bu sezonun 7’nci ayağı İstanbul’da gerçekleşiyor. 2015 yılı içerisinde üç kıtada toplam sekiz farklı ülkeyi dolaşan seri, İstanbul’a ilk kez 2011 yılında gelmişti. Haliç’te düzenlenen regattada, yarış parkuru biraz küçük kalınca ertesi yıl organizasyon Yenikapı’ya alınmıştı. 2013’te Gezi olayları nedeniyle iptal edilen İstanbul ayağı, geçtiğimiz yıl yine Yenikapı’da gerçekleşmiş, ilk kez bir Türk ekibi davet edilmiş ancak seyirci sayısı kısıtlı kalmıştı. Bu yıl Kadıköy sahilinde yapılacak yarışlarda izleyici sayısının artacağı bekleniyor. Zira geçen yılın davet üzerine seriye katılan ekibi Team Turx, bu sezon serinin bir parçası haline geldi ve aldığı derecelerle henüz podyum görememiş olsa da bizleri heyecanlandırmayı başardı.
Team Turx ekibinin temelleri Edhem Dirvana’nın çabalarıyla 2012 yılında atıldı. O dönemde, seri iki yıldır Türkiye’de düzenleniyordu ve böyle bir seride bir Türk takımının yarışmıyor olması kabul edilemezdi. Dirvana, kendi imkanlarıyla Avustralyalı Mitch Booth’u Bozburun’a getirdi. İki olimpiyat madalyası olan, iki kez de America’s Cup’ta yarışmış Booth, katamaran yarışçılığında söz sahibi olan bir isim. Ekibin geri kalanı Türkiye’nin en iyi olimpik yelkencilerinden oluşturuldu ve antrenmanlara başlandı. Mayıs 2013’te başlayan Gezi olayları gerçekleşmemiş olsaydı Team Turx aslında o sene parkurda yerini alacaktı. Ancak talihsiz olaylar onları da etkiledi. Bütün bu şanssızlıklara rağmen Dirvana ve arkadaşları çalışmaya devam ettiler ve antrenmanlarını kışın bile sürdürdüler. Nihayet geçtiğimiz yılın eylül ayında Yenikapı’daki start hattında boy gösterdiler. İlk regattalarında son sırayı almış olsalar da yarışların birinde aldıkları birincilik gelecekte yapacaklarının da sinyallerini vermişti. Performanslarından etkilenen yarış yönetimi ertesi yıl için onları seriye dahil etme kararı aldı.
Bu yılın başında sponsorluk görüşmeleri de hızlanmış, ilk ayakta Beko, daha sonra Kaya Ropes ekibe sponsor olma kararı almıştı. Number1 TV ve Sail Racing’in de katkılarıyla yarışan Team Turx, Singapur’da başlayan 2015 sezonuna iyi bir başlangıç yaptı ve Umman’daki ikinci ayakta gösterdiği çıkış neticesinde Land Rover Above and Beyond ödülüne layık görüldü. Sırasıyla Qingdao (Çin), Cardiff (İngiltere), Hamburg (Almanya) ve St. Petersburg (Rusya) ayaklarında başarıyla mücadele eden takımımız, İstanbul ayağı öncesinde sekiz takımlı seride yedinci sırada bulunuyor.
Son üç ayağa girilirken takım, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da desteğini aldı ve ülkemizin yurtdışı tanıtım kampanyasında kullanılan “Home Of” sloganının yelkenciliğe uyarlanmasıyla oluşturulan “Home of Sailing” (Yelkenciliğin Evi) yazısı da teknenin anayelkeni üzerinde yerini aldı. Bu sezon itibarıyla ekip üyelerinde de birkaç değişiklik oldu. Mitch Booth dümende olmasına rağmen Edhem Dirvana ile birlikte eş-kaptanlık görevini sürdürüyor. Anayelken trimcisi Selim Kakış belki de Türkiye’de yetişmiş en önemli yarışçılardan biri. Laser sınıfında bir Avrupa Şampiyonluğu, bir de Dünya 3’üncülüğü bulunan Kakış, St. Petersburg etabında bel sakatlığı nedeniyle yer alamamıştı. Ekibe bu yıl katılan iki yabancı isimse flok trimcisi Diogo Cayolla ve başüstünde görev yapacak Henry Bomby.
St. Petersburg ayağındaki analizlere göre Team Turx, en hızlı start yapan ekip. Diğer tüm takımlardan bir buçuk mil kadar daha hızlı yarışa başlamalarına ve parkurda daha kısa bir rota tutturmalarına rağmen sayıca daha fazla tramola ve kavança atmak zorunda kalışları üst sıralara çıkmalarını engelledi. Zira Neva nehrinin 2 millik akıntısı ve sadece 8 millik bir rüzgâr olduğu düşünülürse manevra sayısının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
The Wave Muscat, bu sezon büyük bir sürpriz olmazsa seriyi ilk sırada bitirecek gibi gözüküyor. Leigh Mcmillan ve ekibi bu seriyi 2013 ve 2014’te üst üste iki kez kazanmıştı. Avusturyalı Red Bull ve Danimarkalı SAP, podyuma çıkması muhtemel diğer ekipler arasında. Edhem Dirvana ve arkadaşları şu anda genel sıralamada 6’ncı sırada olmalarına rağmen önlerindeki üç takımla aralarında çok az bir puan farkı var. Burada alacakları iyi sonuçlarla seriyi orta sıralarda bitirmeleri mümkün. Diğer taraftan arkalarındaki Lino Sonego’yu gözden kaçırmamaları lazım çünkü İtalyan ekip dümenci değişikliğinden sonra Rusya’da çok iyi yarışlar çıkardı.
Diğer taraftan, yıllardır bu seride kullanılan 40 feet’lik katamaranlar artık son günlerini yaşıyor. Zira gelecek yıldan itibaren sualtı kanatları (foil) kullanan GC32 sınıfı katamaranlara geçiş yapılacak. The Great BV tarafından üretilen GC32, daha önce Hobbie WildCat ve Formula 18 gibi sükse yapmış katamaranları da tasarlamış Martin Fischer tarafından dizayn edildi. Son America’s Cup’la parlayan “foil” teknolojisi, kısa sürede yarış teknelerine adapte edildi ve bu sayede zaten çok hafif olan bu tekneler hızlandıkça suyun üzerinde adeta havaya kalkarak daha önceden tahmin bile edilemeyen süratlere çıkmaya başladılar. GC32’nin en büyük farkıysa görece büyük kanatları sayesinde tekneye daha dengeli bir sürüş kazandırıyor ve 7 knot kadar az bir rüzgârda bile gövdeyi sudan havalandırmayı başarıyor olması.
1-4 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek İstanbul ayağında yine katamaranların muhteşem gösterisine tanık olacağız. Bunun yanı sıra Extreme Sailing Series‘in basın sponsoru olan dergimizin geçtiğimiz ay sosyal medya üzerinden düzenlediği yarışmaları kazanan beş okuyucumuz da takımlarda 6’ncı adam olma hakkını kazandı. Adrenalin yüklü yarışa katılan ve ekiplerle tanışma şansını yakalayacak okurlarımızın hikayelerini bir sonraki sayımızda okuyabilirsiniz. MBY