Biz Türkler istesek neler yaparız neler. Futbolda Avrupa şampiyonu olur, dünya lideri çıkarır, tüm renklerimizle birlikte barış içinde yaşar, uzaya gider, ürettiğimiz teknolojilerle cümle aleme meydan okuruz. Okuruz da istesek…
Sektörde 40’ıncı yılını kutlamaya hazırlanan Ege Yat’ın kurucusu Sinan Özer diyor ki “Türkiye’nin refit çalışmalarında pek tercih edilen bir ülke olduğunu söyleyemem ama biz Bodrumlu tersaneciler, akıllı bir düzenlemeyle Malta, Fransa gibi ülkelere rakip olabiliriz.”
Mesele işte o akıllı düzenlemede. Orayı bir aşsak neler olacak neler. Ama yine Özer’in dediği, sektördeki herkesin gayet yakından bildiği gibi devletin bu sektörle ilgili ciddi bir politikası maalesef hiç olmadı. Ne yat üreticisi, ne turisti ne amatör denizcisi için.. Yakın zamanda olacak gibi de görünmüyor. Üstelik bir de şimdi tekneciliğin, tüm dünyadan turist çeken mavi yolculuğun var olma sebebi olan o ıssız cennet koylar da tehdit altında… Uzun vadeli, öngörülü planlarımız olmadığı için yine ayağımızın dibine kadar gelen fırsatları görmeden gidecek gibi duruyoruz.
Oysa istesek mega yat yapımında dünya birincisi olur, Akdeniz çanağındaki tüm tekneleri marinalarımıza çeker, doğa harikası koylarımızı dünya turizmine açar, refit işinde Avrupa ülkelerine meydan okuruz. Okuruz da işte istesek. Ama içimizden gelmiyor. Sen de tembellik, ben diyeyim adam sendecilik, o desin dış güçler… Hani aslında bıraksalar yularımızı dört nala koşacağız da bırakmıyorlar işte…
İyi okumalar…
Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com
