IRC’den ORC’ye geçiş

IRC’den ORC’ye geçiş

Yat yarışlarında reyting kuralları değişiyor. IRC ve ORC sistemleri arasındaki farklar, yeni sertifika zorunlulukları ve teknelerin geleceği bakalım yarışçıları nasıl etkileyecek?

YAZI: Haluk Babacan

Yat yarışlarının olmazsa olmazı reyting kurallarıdır. Filolar yarışılacak kurallara göre şekil alır. Ölçü sistemine göre en yavaş ama su üzerinde en hızlı olan tasarımlar seçilir, optimizasyonlar yapılarak başarı elde edilmeye çalışılır. Her ölçü sistemi, kendi düşünce sistemine göre hızlı kabul ettiği tasarım özelliklerini cezalandırır. Sistemlerin esinlendikleri mantıklar farklı olduğu için birinin cezalandırdığını diğeri görmezden gelebilir. Tekne tasarımcıları ise reyting kurallarının açıklarını bulmaya çalışıp reytingi en düşük ama reytinginden çok daha hızlı tekneyi tasarlamaya çalışırlar.

1990’lı yıllara kadar IOR (Uluslararası Açıkdeniz Kuralı) sistemi en yaygın şekilde kullanılan ölçü sistemiydi. Dünyanın geneline paralel olarak ülkemizde de aynı zamanlarda IOR sistemi terk edilerek IMS’e (Uluslararası Ölçüm Sistemi) geçildi. IMS siteminde ölçü çok daha ayrıntılı, yarış yönetimiyse reyting değerleri rüzgâra göre farklılık gösterdiği için hakemleri zorlayan bir uygulamaydı. O zamanlarda yat yarışları sadece İstanbul’da yapılıyor, rüzgârın çok değişken olması organizatörleri zaman zaman çok zorluyordu.

Offshore Racing Congress (ORC) ekibi dünya genelinde uygulanacak uzun vadeli stratejiler üzerinde çalışıyor.
ORC (Offshore Racing Congress) ekibi yaptığı toplantılarla dünya genelinde uygulanacak uzun vadeli stratejiler üzerinde çalışıyor.

 

İlerleyen zamanlarda filonun genelinin fabrika çıkışlı teknelere dönmesi, ölçü zorlukları gibi nedenler de göz önüne alınarak Marmaris Yarış Haftası’nda başarıyla kullanılan, daha çok seri üretim modellerde tekne sahibinin beyanını esas alan Channel Handicap sistemine geçiş yapıldı. Sistem her yıl güncellenen gizli bir formül üzerinden reytingleri belirliyor ve her yıl yeniden değerlendirme yaparak tekneler arasındaki adaleti sağlamaya çalışıyordu.

Adı IRC’ye döndükten sonra ölçülerle ilgili itirazları en aza indirmek için IMS’e göre basit sayılabilecek bir ölçüyle sertifikalar “endorsed” (onaylandı) hale getirildi. Ölçü formülü gizli ve değişken olmasına rağmen tekne tasarımcıları bu sistemin de açıklarını gözeten tekneler dizayn ettiler. IRC sistemi Kuzey Avrupa’da yayılırken, Akdeniz’de IMS’in bir türevi olan ORC baskın çıkmaya başladı. Tüm büyük yelken yarış haftaları ve açıkdeniz yarışları ORC sistemine göre yapılmayı sürdürdü. Akdeniz’de IRC yarışların yapıldığı neredeyse tek ülke Türkiye kaldı.

Bu yıl ise çok radikal bir kararla, TAYK hariç tüm kulüpler yarışları ORC sisteminde yapacaklarını açıkladılar. TAYK’ın düzenlediği yarışlar haricinde yarışlara katılmak isteyen tekneler, çift ölçü sertifikası çıkartmak zorundalar. En büyük sıkıntı ise teknesini yenilemek isteyenler ya da yelkenlerini yenilemeyi düşünenler. IRC optimize bir yelken tasarımıyla ORC tasarımları arasında büyük farklar var. Tekne tasarımları da büyük farklılıklar gösteriyor. Bu ayrışmanın sonu nerelere varacak, izleyip göreceğiz.

Elbette ki her yarış filosunun yarışmak istediği sistemi seçmek hakkı ancak bu seçimi nedenleriyle birlikte öğrenmek ve tarafların uzun dönemli planlarını bilmek de biz yarışçıların hakkı olduğunu düşünüyorum.
Adil ve kolayına rüzgârlar diliyorum…