Kahraman bakkal süpermarkete karşı

Kahraman bakkal süpermarkete karşı

Yelken takımı olmayan yelken kulüpleri - 2018 Nisan ayı editoBu ay size teknelerden, yelken yarışlarından bahsetmeyeceğim. Denizcilik üzerine ise hiç yazmayacağım. Yaklaşık 11 yıldır her ay yazdım. Ama bu ay içimden gelen şu an elinizde tuttuğunuz derginin, ya da artık almayı bıraktığınız gazetelerin, kitapların hammaddesi KÂĞITTAN söz etmek.

Bildiğiniz gibi kâğıt ağaç hamurundan yapılan bir malzeme. Eski Mısırlılar yazı yazmak için papirüsü kullanıyordu ancak günümüzde kullanılan kâğıt, milattan önce ikinci yüzyılda Çin’de icat edilmiş.
Ülkemizde, Osmanlı döneminde 18’inci yüzyılda İzmir ve Beykoz’da kurulan imalathaneler var ancak yabancı şirketlerle rekabet edemediklerinden kısa sürede kapatılıyorlar. 1843 yılında, İtalya’dan üç yıl önce İzmir’de kâğıt üretimine başlanıyor ancak o da ithalatın daha kârlı olması nedeniyle sadece altı ay sürdürebiliyor üretimini.

Cumhuriyet döneminde ise Mehmet Ali Kağıtçı’nın büyük çabaları ve Celal Bayar’ın da desteğiyle kâğıt sanayiimizin temelleri atılıyor. İlk kâğıt fabrikamız 1936 yılında İzmit’te açılıyor. Kamu kuruluşu olan SEKA, 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınıyor ve maalesef 2006’da da tamamen sektörden çıkıyor. Aradaki süreci ve detayları konu üzerine yapılan araştırmalardan okuyabilirsiniz. Buradaki asıl mesele o tarihten sonra gazete, dergi, kitap basan tüm yayıncıların ithal kâğıtlar kullanmak zorunda kalması ve artan kurlarla yaşamalarının zorlaşması. Son üç ayda kapanan dergi, gazete ve yayınevi sayısı maalesef hiç az değil. Kâğıt fiyatlarının yükselişine ek olarak bir de tabii ki her geçen gün kullanıcısı artan dijital yayınlar var. Kâğıdın neredeyse altın değerinde olduğu bir Türkiye’de maliyeti gayet düşük bir çözüm.

Lafı nereye getirmek istiyorum? Artık her bilgiye elimizdeki telefon üzerinden ulaştığımız bir gerçek ki bu aynı zamanda büyük de bir lüks. Yanlış anlaşılmasını istemem, karşısında olmadığımız ve hatta uzun süredir çeşitli projelerle, dijital dergimizle ve sosyal medya hesaplarımızla da içinde yer aldığımız bir dünya bu. Ama yine de ister istemez, benim gibi yıllardır dergicilik-gazetecilik yapan arkadaşlarımı görünce aklıma Ferhan Şensoy’un o meşhur oyunu geliyor aklıma.

Kahraman bakkal süpermarkete karşı. Eğlenceli aynı zamanda da kaygılı, 90’lı yıllar Türkiye’sini anlatan bir oyun bu. Bugün her yerde market zincirleri var, çoğunlukla da oralardan alışveriş yapılıyor, doğru. Ancak unutmayın bakkallar da hâlâ her mahallede…

İyi okumalar,

Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com

Dergimize Abonelik Merkezi web sitesinden hızlı ve kolayca abone olabilirsiniz.