Bu ayın kafama yazılan cümlesi bu oldu. Samimi, içten ve biraz da tedirgin.
Cümlenin sahibi; adalı, denizde büyümüş, denizi, gezmeyi, doğayı seven yazarımız Ali Çiçekli. Gezdiği yerleri fırsat buldukça dergimiz aracılığıyla birçok deniz ve tekne tutkunuyla paylaşıyor.
Ağustos ayında birçok okurumuz denizde; ya kendi teknesiyle, ya arkadaşınınkiyle ya da kiralık bir tekneyle… Doğa harikası o kadar çok koyumuz var ki yıllarca gezseniz bıkmazsınız. Dünyayı dolaşanlardan, yıllardır yurtiçi-yurtdışı tekne turu yapanlardan duyduğumuz bir gerçek var, o da Ege koylarımızın dünyanın hiçbir yerinde olmadığı…
İşte bu yerlere hayran gezginlerden biri de Ali Çiçekli. Bu vesileyle kendisinden Bodrum ile Göcek arasındaki en sevdiği koyları yazmasını istedik. O da bizi kırmadı ve gezip gördüklerini yazdı. Ama bir isteği vardı yazısında.
“Koylarımıza iyi bakın olur mu?” diyordu.
Haklıydı.
İnsanoğlu geçtiği yerde öyle bir iz bırakıyordu ki yüzyıllar o izleri temizleyemiyordu. Bu cennet koylarımızın çocuklarımıza, onların çocuklarına ve gelecek nesillere kalmasını istiyorsak gezdiğimiz kadar sorumlu da olmalıyız. O yüzden Ali Çiçekli’nin isteğini buradan, altını çizmiş olmak için bir kez daha paylaşıyorum.
“Memleketin Ege kıyıları kadar güzel ne bir yer gördüm ne de bu güzelliklere sahip olabilecek bir memleket duydum… Korkarım, gezdiğim yerler arasında bizim koylarımız kadar tahrip edilen ve hor kullanılan koylar görmedim. Yaklaşan bayram tatilini teknede geçirecek deniz tutkunları için en sevdiğim koyları bir şartla sizlerle paylaşacağım. Eğer bu koylarda doyasıya yüzerken deniz altında pet şişe, cola şişesi, tekerlek vs görürseniz çıkaracağınıza, torbalarınızı tekneden uçmaması için bağlayacağınıza, bu Tanrı’nın bize armağan ettiği cennet koyları koruyacağınıza söz verirseniz…”
İyi okumalar, iyi seyirler
