Kuzey Denizi’nde 10 Mart tarihinde meydana gelen gemi kazası ciddi çevresel endişelere yol açtı. Stena Immaculate adlı petrol tankerine, Solong adlı kargo gemisinin çarpmasının ardından saatlerce süren yangınlar başladı ve denize jet yakıtı ve plastik pelet karıştı.
10 Mart’ta, İngiltere’nin Yorkshire kıyılarının 13 mil açığında demirlemiş olan, ABD donanmasının kiraladığı Stena Immaculate adlı petrol tankerine, Portekiz bayraklı Solong adlı kargı gemisi yaklaşık 16 knot hızla seyrederken çarptı.
Çarpışmanın etkisiyle her iki gemide de büyük yangınlar çıktı. Mürettebatın tahliyesi için acil durum prosedürleri devreye sokuldu ve geniş çaplı bir kurtarma operasyonu başlatıldı. Yangınlar 24 saatte kontrol altına alınamadı.
Toplam 32 mürettebat üyesi güvenli bir şekilde tahliye edildi. Ancak, Solong’un 38 yaşındaki Filipinli mürettebat üyesi Mark Angelo Pernia kayboldu ve yapılan aramalara rağmen bulunamadı. Mürettabatın öldüğü varsayılıyor.
Gemi kazasının ardından Solong’un 59 yaşındaki Rus kaptanı Vladimir Motin, ciddi ihmal sonucu adam öldürme şüphesiyle tutuklandı. Motin, Hull Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı ve duruşması 14 Nisan’da Old Bailey’de devam edecek.
Gemi kazasının nedeni henüz kesinleşmemiş olsa da, uzmanlar insan hatası, teknik arıza veya kasıtlı bir eylem olasılıklarını değerlendiriyor. Her iki geminin de gelişmiş radar sistemlerine sahip olması, olayın nasıl gerçekleştiği konusunda soru işaretleri yaratıyor. İncelemeler sırasında, gemilerin seyir verileri ve mürettebatın ifadeleri kritik öneme sahip olacak.

Çevresel endişeler
Stena Immaculate, 220 bin varil jet yakıtı taşıyordu ve uzun süren yangınlarda en az bir tankın hasar görmesi sonucu yakıtın bir kısmı denize sızdı. Yetkililer, sızıntının büyük ölçüde sınırlı kaldığını belirtse de, çevreye yönelik potansiyel tehditler konusunda endişeler devam ediyor.
Çevresel açıdan, denize sızan jet yakıtının deniz yaşamı üzerinde toksik etkileri olabileceği belirtiliyor. Yakıt sızıntısının temizlenmesi ve çevresel etkinin azaltılması için çalışmalar sürdürülüyor.
Başlangıçta Solong’un sodyum siyanür gibi yüksek toksik kimyasallar taşıdığı bildirilmişse de, geminin sahibi Alman şirket Ernst Russ, bu kimyasalın gemide bulunmadığını açıkladı. Solong, plastik endüstrisinin temel yapı taşı olan plastik pelet taşıyordu.
Solong gemisinin taşıdığı plastik peletlerin denize dökülmesi, özellikle Norfolk ve çevresindeki kıyılarda plastik kirliliğine neden oldu. Plastik reçineden üretilen bu küçük parçacıklar toksik olmamakla birlikte, doğal yaşama zarar verme potansiyeline sahip. 1 mm ile 5 mm arasındaki küçük plastik parçacıkları, deniz canlıları tarafından yutulduğunda ölümcül riskler taşıyor.
Denize dökülen binlerce plastik peletin temizlenmesi için bir operasyon başlatıldı. Kraliyet Ulusal Can Kurtarma Kurumu (RNLI) tarafından tespit edilen bu peletler, Norfolk ve çevresindeki kıyılara vurmaya başladı.
Çevre uzmanları, bu plastik peletlerin deniz kuşları ve deniz memelileri için tehlike oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Deniz kuşlarının plastikleri yemeleri durumunda boğulma veya açlıktan ölebilecekleri belirtiliyor. Yetkililer, kirliliğin boyutunu değerlendirmek ve temizleme çalışmalarını koordine etmek amacıyla düzenli olarak güncellemeler sağlıyor.
Greenpeace Araştırma Laboratuarlarından Dr. Paul Johnston yaptığı açıklamada, “Henüz tehlike bölgesinden tam olarak çıkmış değiliz, ancak bir çevre felaketi kıl payı atlatılmış gibi görünmeye başladı.
Bir futbol sahası uzunluğunda bir konteyner gemisi, binlerce ton jet yakıtı taşıyan bir tankere hassas doğa alanlarının yakınında 16 knot hızla çarptığında, ciddi zarar verme potansiyeli çok büyüktür.” dedi.