Marmara Denizi’nde deniz salyası problemi

Marmara Denizi’nde deniz salyası problemi

Marmara Denizi’nin her bir kıyısını deniz salyası adı verilen müsilaj kapladı. Mevsimsel olarak arttığı bilinse de bu yıl çok yoğun seviyeye ulaşan müsilaj tabakaları denize ve deniz canlılarına zarar veriyor.

Marmara Denizi’nin her bir yanından son günlerde deniz salyası haberleri geliyor. Deniz salyası olarak da bilinen müsilaj; denizin üzerinde oluşan beyaz, kaygan ve yapışkan bir tabaka olarak görülüyor. Deniz salyası, neredeyse tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Muharrem Balcı, “Deniz salyası, deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların aşırı artış göstererek ortama salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşuyor. Bu organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişiyor, gözle görünür hale geliyor ve deniz salyası oluşuyor. Deniz salyasının oluşması için bazı özel koşullara ihtiyaç vardır. Bu özel koşullar için yüksek derece de azot ve fosfat girdisiyle su sıcaklığı gerekir” diyerek müsilajı tanımlıyor.

1800’lü yıllardan beri denizlerde gözlenen müsilajın, kirlilikle doğrudan bağlantısı var. Ancak bu kadar görünür olması ve uzun süre yüzeyde kalması nadir görülüyor. Küresel ısınmanın etkisiyle Marmara Denizi’nin son yıllarda deniz suyu sıcaklığı normalin birkaç derece üstünde seyrediyor. Suların ısınmaya başlamasıyla denizin tabanındaki deniz salyalarının bir tabaka haline gelerek yüzeye çıktıları biliniyor.

Yaza başlarken son yıllarda yüzeyde deniz salyası görmek Marmaralı denizciler ve balıkçılar için sürpriz değildi. Ancak bu sene yaşanan durumda, hava sıcaklığının 20 dereceyi geçmesiyle ortaya çıkan müsilaj dağılmadı ve tabakalar halinde kıyılara yayıldı. İstanbul, İzmit Mudanya ve Tekirdağ sahillerinde kıyıdan metrelerce uzanan deniz salyası tabakaları görülüyor. Ayrıca uydu görüntülerinde denizin ortasında da birikmeler gözleniyor.

MÜSİLAJIN ZARARLARI NELER?

Müsilaj normalde kolay dağılırken bu sene olduğu gibi uzun süre denizin üzerinde kaldığında çürümeye başlıyor ve kötü kokular yayıyor. Rengi normalde beyaz olan tabakalar zaman geçtikçe kahverengi bir hal almaya veya köpükleşmeye başlıyor. Sahillere yakın oturan kişiler en çok kokudan şikayetçi.

Müsilajın koku ve görüntü kirliliğinin yanı sıra denize ve deniz canlılarına da büyük zararları olabiliyor. Müsilaj deniz yüzeyini kapladığı için denizdeki oksijen oranını azalttığı gibi balıkların solungaçlarına yapışıp nefes almalarına engel olabiliyor. Dibe çöken deniz salyalarının balıkların yumurtlama alanlarını daralttığı biliniyor.

Deniz salyası, ayrıca kaygan ve yapışkan yapısı balıkçıların ağlarına, teknelerin motorlarına zarar veriyor. Balıkçıların şu anda balığa çıkamadığı ve sezonu ağlarına yapışan müsilaj sebebiyle erken kapadıkları da biliniyor.

Turizm sezonu açılmaya hazırlanırken, hem görüntü hem koku olarak kirlilik yaratan ve sağlığa da zararları olabileceği ifade edilen deniz salyasının bu yaz Marmara’daki deniz turizmine darbe vurabileceği de konuşulanlar arasında.

DENİZ SALYASI NASIL YOK OLACAK?

Teknelerin bozulmasına yol açan deniz salyası, su sporlarıyla uğraşanların da antrenmanlarına ve çalışmalarına engel oluyor. Kano İstanbul’dan Emre Ayan, İstanbul sahillerinde görülen müsilajla sıklıkla karşılaşan isimlerden.

Ayan, “2020-21 kış mevsiminin sıcak geçmesi sonucu Marmara denizinin su sıcaklığı olması gereken seviyeye inemedi. Bu durum müsilajı meydana getiren mikroorganizma ve bakterilerin aşırı derecede çoğalmasına sebep oldu. Müsilajı meydana getiren mikroorganizmaların çok uzun süre yaşayamamaları nedeni ile bir süre sonra bu maddenin kendiliğinden yok olması bekleniyor. Ancak o zamana kadar ekolojiye zarar vermeye devam edecek.” diyor.

Uzmanlar da müsilajın kendiliğinden yok olacağını söylese de durumun vehameti de göz ardı edilmemeli. Müsilaj bir iklim değişikliği sorunu olduğu kadar kirlilikle de çok bağlantılı bir sorun.

İBB’den yapılan açıklamada, “Deniz salyalarına karşı deniz yüzeyi temizleme tekneleriyle (DYTT) mücadele ediliyor. Çalışmalar derin ve geniş alanlarda sürdürülüyor. DYTT’lerin pervaneleriyle deniz salyası öbeklerini parçalayıp dibe indirmek ve toplamak amaçlanıyor. Ancak akışkan, yapışkan ve sıvımsı olmasından ötürü DYTT’ler, deniz salyası karşısında yeterli etkiyi gösteremiyor.” denildi.

Dergimizi abone olarak ya da Turkcell Dergilik ve Magzter uygulamasını IOS ve Android tabanlı tablet ve telefonlarınızdan indirerek okuyabilirsiniz.