Denizde hayatta kalma sertifikasının zorunlu tutulması son derece önemli bir hamle. Ancak bu hamle sadece TAYK ile sınırlı kalmamalı, tüm yat yarışlarında uygulanmalı.
Yeni sezon Marmaris ve Bodrum yarışlarıyla başladı. TAYK aralık ayında yatçılara bilgilendirme toplantısını gerçekleştirmişti. Yarış takvimine baktığımızda tarihlerde ileri geri oynamalar olmuş ancak geçen yıla benziyor. En önemli yeniliklerden biri ise ekipten en az bir kişinin “denizde hayatta kalma sertifikası” almasının zorunlu tutulması. Bu sayı gelecek yıllarda daha da arttırılacakmış. Ciddi pahalı olan bu eğitimin RYA’den alınma zorunluluğu var. Böyle bir eğitimi alma zorunluluğu sadece TAYK yarışlarında değil tüm yat yarışlarında uygulanmalı.
Ancak bu eğitimin kolayca yayılabilmesi için mutlaka yerli bir kaynak kullanılmalı diye düşünüyorum. Dünya çapında tersanelere ve deniz ticaret filosuna sahip ülkemizde, yatçılara bu eğitimi verebilecek birçok kurum olduğuna eminim. Belki Yelken Federasyonu da devreye girip bu işte düzenleyici ve denetleyici rolünü oynamalı. Adet yerini bulsun şeklinde bir uygulama değil de konu güvenlikse bunu daha ulaşılabilir yapmanın bir yolunu bulmalıyız.
Geçen yıl güney yarışlarında kuvvetli sayılabilecek rüzgârlar yaşadık, 30-35 knot esen rüzgârlar filoyu bir hayli zorladı. Bir gerçek ortaya çıktı ki bu tip rüzgârlara alışık daha da önemlisi hazırlıklı değiliz. Bu konuda TAYK hemen refleks gösterdi, yarışı rüzgârların daha az olduğu eski tarihlere çekti. Yarışın rotasını değiştirmeyerek ülkemizin tek kısa “uzun” yarışına bir disiplin getirdi. Toplantıda ise katılımcıların bir bölümü, uzun süre rotanın eski etaplı düzenine geri dönmesi için düşüncelerini belirttiler. Geçen yıl yaşanan olayları tekrar tekrar ortaya koydular. Haklı olmalarına rağmen, tartışılması gereken konu filomuzu bu koşullara nasıl hazırlayacağımız olmalıydı. Gerçekçi olmak gerekirse, hava sertti fakat okyanus koşulları yoktu. Rota, kolayına tasarlanmıştı. Orient Express 6’da bizler de dahil olmak üzere takımlar bu yarışı küçümsedik ve gereken hazırlıkları yapmadık. Organizasyon da aynı havadaydı. Güvenlik kontrolleri adet yerini bulsun diye yapıldı. Life raft’ı starttan önce göstermek iyi de gerekli bakımın yapılıp yapılmadığının kontrolünün de sağlanmış olması gerekli. Hatta hem kontrol edilip hem de “tüm güvenlik önlemleri alınmıştır” diye tekne sahibi, sorumlu kişi ve kaptana resmi tutanak imzalatılmalı.
Bu kontroller gerektiği kadar yapılmadığı zaman RYA’den alınacak denizde hayatta kalma eğitiminin bir işe yaramayacağı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Teknelerimizin okyanustaki en zor koşullara göre tasarlandığını düşünürsek, bizlerin böyle bir yarışa hazırlanırken olabilecek rüzgâr koşullarına göre yelken envanterimize bir kaç parça daha eklememiz gerekmekte. Dalgayla gelen suyun girmesini önlemek ve tahliyesini sağlayan pompa sistemlerini kusursuz hale getirmemiz gerekiyor. Yıllar önce hantal IOR teknelerle, durmaksızın yapılan Kuşadası ve Bodrum yarışlarını düşündüğümüzde, güney yarışının rotasından hoşnut olmayanların eleştirilerini yerinde bulmuyorum. Etaplı yapılacaksa yarışın Mersin’e kadar uzatılmasını, Ege Rallisi gibi bir haftalık açık deniz festivali yaşanması gerekiyor diye düşünüyorum.
İşin gerçeği ülkemizde yat yarışlarında artık iddialı tekne sahiplerinden çok, bu yarışları ticari bir getiriye çeviren yelken okulları ağır basıyor. Yarış etaplar halinde ve kolay rotalar şeklinde yapıldığında pazarlaması da buna bağlı olarak daha kolay oluyor. Haklılar da… Marmara Denizi’nde çoğu rüzgârsız havada eğitim alan, yeni başlayan yelkenciler için bu tip etapsız yarışlar hem kırıcı hem de korkutucu olabilir. Sosyal açıdan düşünüldüğünde de etaplı yarışlar daha keyifli. Hem ekipler daha çok dinlenebiliyor hem de uğranılan yerlerde turistik açıdan keyif yapılabiliyor. Önerim ise uzun yarışın tarihlerinde bol etaplı bir rally-yarış düzenlenmesi. Startın aynı zamanda verilip, yarış filosu direk giderken, eğitim filosunun etaplı şekilde aynı rotayı yapması. Yine yarış filosu inshore yarışlarını tamamlarken hafta sonunda iki filonun birleşerek büyük kapanışın gerçekleştirilmesi. Bu tip bir organizasyonun hem sponsorların hem de katılımcıların daha çok ilgisini çekeceğinden kuşkum yok.
Adil ve kolayına rüzgârlar dilerim. MBY