Denizin, insanı içine çeken bir büyüsü olduğu kesin ama bu büyüden herkesin etkilenme derecesi değişken. Kimi altını seviyor, kimi üzerini, kimi de uzaktan izlemeyi. Bu ay şarkıcı, şair, söz yazarı, müzisyen Nev (Nevzat Doğansoy) ile mavi bir sohbet yaptık. Kendisi zaten bestelediği şarkılarla bir haber konusu, o ayrı. Ama bu sefer onun için yeni olan “tekne hayatını” konuşmak üzere biraraya geldik. Sohbeti ilerleyen sayfalarda okuyabilirsiniz. Benim burada yazmak istediğim, röportajdan bana kalan bir cümle…
“Yukarıda oturup tekneyi seyreden adam mı daha mutlu, teknenin içindeki mi?”
Cümlenin hikayesi şöyle; Hani yüksek bir yerde oturur, aşağıdaki masmavi denize dalıp gidersin ve o sırada önünden beyaz bir yelkenli kuğu gibi süzülür ya… Ah keşke içinde olsam dersin… “ İşte bu ruhani noktada Nev, kendine yıllarca yukarıdaki soruyu sormuş.
İnsanı mutlu eden o fotoğrafı yaratıyor olmak mı, yoksa eylemi yapmak mı? İçerideyken gördüğün ile dışarıdayken gördüğün ne kadar örtüşüyor? Yoksa zaten mutluysan nerede olduğunun önemi yok mu?
Şimdi Nev, kendi teknesinde bu soruların cevabını arayacak. Belki bulacak belki de bulamayacak. Bir sanatçı için nimet bir paradoks…
Yol alacak, beslenecek ve üretecek…
İyi okumalar, iyi seyirler
Selcen Tanınmış
selcen@motorboatdergi.com
