Shangri-La’nın büyüsü

Shangri-La’nın büyüsü

İç mimar Ceren Civaoğlu Tugay, dergimiz okurları için Hollywood ihtişamı ile Uzak Doğu’nun zarafetini bir araya getirdiği bir yeni yıl sofrası hazırladı. Üstelik bir zamanlar Robert Mitchum’a ait olan Shangri-La teknesinde… 

Bu yılki yeni yıl soframız, geçtiğimiz yıl satın aldığımız, yaşı oldukça ileri ama bir o kadar da alımlı Viareggio yapımı bir İtalyan motoryatında gerçekleşti. Bu tekneyi ilk gördüğümüzde bizi en çok etkileyen ve teknenin yaşına rağmen karar vermemizde karşı konulması zor bir unsur olan en önemli şey, teknenin ilk sahibinin efsanevi aktör Robert Mitchum olmasıydı. 

Tekne İç Mimarı Ceren Civaoğlu Tugay
Tekne İç Mimarı Ceren Civaoğlu Tugay

Hollywood ihtişamı

1960’ların altın Hollywood çağıyla büyülenmiş bir tasarımcı olarak, o dönemin sofistike zarafeti ve şıklığına hayranım. Şimdi ise, zamanında efsanevi aktör Robert Mitchum’a ait Shangri-La adlı bu muhteşem motoryat, ailemizin bir parçası haline geldi. Tasarım anlayışımda büyük yeri olan Hollywood’un bu ihtişamlı mirasını, tekneyle yeniden hayata döndürmek, benim için tarif edilemez bir mutluluk olacak. Shangri-La sadece bir tekne değil, aynı zamanda tasarım hayallerimin bir yansıması; uzmanlık alanım olan iç mekân tasarımı ve hayran olduğum Hollywood estetiğini ShangriLa üzerinde yeniden yaratmaya çalışmak benim için büyük heyecan kaynağı. Teknenin içinde, aslına sadık kalarak, tekstil ve kaplamalarda yenilikler yapacağız. Biraz zamanımızı alacak fakat bir yandan da tekneyi deneyimlemek ve sevdiklerimizle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Bu bakımdan güverteyi kullanılabilir ve işlevsel hale getirdik. İlk yemeğimiz de yeni yılı karşıladığımız günlere denk geldi. Biz de bu sofranın detaylarını sizinle paylaşmak istedik.

Hollywood ve Uzak Doğu’nun buluşması

shangri-lanin-buyusu
Şans getirdiğine inanılan Japon koi balığı figürleri ve aristokrasi simgesi yelpazeler…

Shangri-La, adını Uzak Doğu’nun mistik ve huzurlu diyarlarından alıyor. James Hilton’un aynı isimli romanında hayali bir cenneti temsil eden bir yer. Bu yüzden bu yılbaşı sofrası temamızda, Hollywood’un parıltısı ile Uzak Doğu’nun dinginliğini bir araya getirdik. Güvertede kurulan sofra, denizin ortasında bir vaha misali, ince detaylarla bezeli. Dramatik koyu masa örtüleri, Uzak Doğu’nun olmazsa olmazı derin bordo ve kırmızılar, narin bambu yemek takımları, pirinç mumluklar ve Uzak Doğu motifleriyle süslenmiş aksesuarlar… Yeni yılın ilk günlerinde hepimizin en çok ihtiyacı olan şey umut ve önümüzde uzanan günlerde neler olacağına dair bir merak. Şans getirdiğine inanılan Pirinç Japon Koi balığı figürleri, altın yansımalı tabaklarda servis ettiğimiz Fortune Cookieler ve bir zamanlar lüksün ve aristokrasinin simgesi olan Uzak Doğu kültürünün önemli unsurlarından katlanır yelpazeler, her bir konuğumuz için tabağının hemen yanı başında sofrayı süsleyen en karakteristik detaylardan oldu. Tabii ki kutlama sembolü, şampanya kadehlerimiz de olmazsa olmazımız. Hayalimizde yaşattığımız Mitchum’un Hollywood dünyasını, Shangri-La isminin ilham kaynağı olan Uzak Doğu’nun zarafetiyle harmanlayarak, James Hilton’a da bir selam göndererek keyifle yeni yılın ilk konuklarını ağırladık.