Eğer gerekli sponsor desteği bulunmazsa yelken sporu sadece maddi imkânı olanların yapabildiği elit bir spor olarak kalmaya devam edecek.
Emre Ayan – emre@motorboatdergi.com
2017 Pirat Türkiye Şampiyonası, 6-7 ve 8 Nisan tarihlerinde 420 ve 470 sınıflarıyla birlikte İzmir Çeşme’de gerçekleştirilecek.
Federasyon, bu yıl sürpriz bir şekilde Pirat Türkiye Şampiyonası’nın yerini İzmir’e aldı. Böyle önemli bir yarışın hiç pirat olmayan bir şehirde organize ediliyor olması katılımın düşeceği endişesi yarattı. Ancak gelen son haberler güzel. Şu anda 14–15 tekne yarışmaya katılmak için hazırlık yapıyor. Bu sayı bir uzak deplasman yarışı için oldukça iyi. Filonun çok uzun yıllardan beri Marmara Denizi’nin dışına çıkmadığı, dalgalı ve bol rüzgârlı bir yerde yarış tecrübesi bulunmadığını dikkate alırsak bu yıl yapılacak yarışın bol sürprizli ve yarışanlar için oldukça zorlu geçeceğini söyleyebiliriz.
Bu arada Uluslararası Pirat Birliği’nin yıllık toplantısı 11–12 Mart tarihinde Almanya’da gerçekleştirildi. Toplantıda bu yıl ve 2019’da yapılacak olan Avrupa pirat şampiyonalarıyla ilgili konular konuşuldu. Halihazırda Almanya’dan sonra en kalabalık pirat filosu Türkiye’de bulunuyor. Toplantıda aynı zamanda ülkelerdeki pirat sınıfının durumları da masaya yatırıldı. Almanya’daki tekne sayısı geçtiğimiz yıllara göre aynı kalırken Avusturya’da azalmış, Türkiye’de ise artmış. Bu yıl dünyadaki en önemli pirat yarışına ilk kez Türkiye’den 15 tekne katılacak. Ülkemizdeki yarış kalitesinin artması ve tecrübelenmesi açısından bu katılım bile tek başına ciddi bir başarı ve sınıfın ilerlemesi için önemli bir fırsat.
PİRAT’IN ÜLKEMİZDEKİ GELECEĞİ
Türkiye Pirat Komitesi’nin yapmış olduğu planlamaya gore önümüzdeki 3 yıl içinde pirat filosunun 50 tekneye çıkması hedefleniyor. Bu hedefin gerçekleşebilmesi için yelken kulüplerinin pirat sınıfına bütçe ayırması ve eğitim düzenlemesi şart. Bu nedenle komite mümkün olduğunca yelken kulüpleriyle görüşüyor ve bu sporun tanıtımı için çaba sarfediyor. Eğer bu tekneler için toplu bir talep oluşturulabilirse gerek tekne gerekse yelken, direk, salma gibi malzemelerin üretimi konusunda çok daha verimli ve ekonomik çalışmalar gerçekleştirilebilir. Halihazırda Türkiye’de pirat üreten hiçbir üretici bulunmuyor. Pirat sahibi olmak için iki seçenek var. Ya ikinci el bir tekne bulmanız gerekiyor ya da Almanya’daki üreticilere sipariş vermeniz gerekiyor. İkinci el tekne pek bulunmuyor çünkü bu teknelerin ömrü uzun olduğu için alan “bu yıl binmesem bile seneye binerim” düşüncesiyle satmak yerine saklamayı tercih ediyor. İkinci seçenek ise çok pahalı olduğundan ancak tecrübeli ve yarışlarda ilk beşe girmeyi hedefleyen piratçıların tercihi oluyor. Eğer pirat komitesi yerli tekne için bir talep yaratabilirse o zaman bir yerli üretici bu talebi karşılamak için yatırım yapacak ve sınıfın gelişiminin önünü açacaktır. Konuyla ilgilenen yelken kulüpleri pirat komitesine ulaşırlarsa her türlü bilgiyi temin edebilirler.
PİRAT İÇİN DESTEK GEREKLİ
Her malzeme sporunda olduğu gibi yelken sporu da ciddi bütçeler gerektiren bir dal. Eğer yelkeniniz iyi değilse, teknenizin bakımı yapılmadıysa istediğiniz kadar tecrübeli bir sporcu olun rakipleriniz sizi geçecektir. Yelken yarışlarının şanssızlığı ise seyircisiz bir spor olması. Seyirci olmayınca sponsor desteği bulmak çok zorlaşıyor. Ancak yine de bu sporun yaşaması ve gelişmesi için sponsor desteği şart. Aksi takdirde sadece maddi imkânı olan sporcuların yapabildiği elit bir spor olarak kalmaya mecbur. Keşke finans ve sigorta kuruluşları, akaryakıt, otomobil ve benzeri firmalar pirat gibi sınıflara destek olsalar. Hatta sadece bir tekneye sponsor olmak yerine yıl içinde yapılan tüm lig yarışlarına isimlerini verseler ne güzel olur. Sponsor destekli yarışlar hiç şüphesiz çok daha kaliteli ve çekişmeli olur ve pirat sınıfına ilgi hızla artar. Dileyelim öyle olsun. MBY
