Tekneyi yazdırmak mı? Daha neler göreceğiz!

Tekneyi yazdırmak mı?  Daha neler göreceğiz!

Değişen dünya değişen tasarımlar - 2021 Ocak ayı Edito

MotorBoat& Yachting’in Türkiye’deki 14’üncü yılında ilk kez bir şubat ayı fuarsız geçiyor. Tuhaf bir boşluk hissi var ancak değişen sezona alışmamız gerekiyor. Değişen sadece sezon mu? Hayatımızda şu son bir yılda o kadar çok şey değişti ki, bilimkurgu filmlerinde izlediğimiz birçok sahne belki de artık çok uzakta değil. Bunun sebebini pandemiye bağlayanlar olsa da bence o sadece açığa çıkmasına yarayan bir çatlak oldu. Yeni çağı hızlandırdı; ihtiyaçların ve beklentilerin aslında alıştığımızdan farklı olduğunu gösterdi. Dolayısıyla tasarım ve teknolojiler de bu yeni ihtiyaçlara doğru şekillenmeye başladı.

Ray Kurzweil’in insanlığın tamamen değişeceğini, yapay zekanın geleceğini anlattığı “İnsanlık 2.0” kitabına gittikçe yaklaşıyor muyuz? Bizden sonraki nesil için sıradan olacak bazı şeylerin şu anda ilk adımları atılmıyor mu sizce de? Bizi anlayan, bizimle konuşan cihazlar çoktan bazılarımızın evine girdi bile. Aralık 2020 sayımızda yer verdiğimiz geleceğin süperyat tasarımları sadece fütürist görünmekle kalmıyor aynı zamanda da işlevsel.

2019 yılında ilk kez 3D yazıcı kullanılarak 7.3 metre boyunda bir tekne yazdırıldı ve suya indirildi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Maine Üniversitesi ekibinin bu başarılı girişiminin ardından 2020 Genova Boat Show’da ise Moi Composites ekibi tarafından ilk fiberglas tekne Mambo yazdırıldı. (Sayfa 101)

Düşünsenize marinada oturmuş, bilgisayarınızdan ya da tabletinizden bir form doldurarak istediğiniz tekneyi tasarlıyorsunuz, karşınıza önce çizimler geliyor ve sonra bir tuşla teknenizi yazdırıyorsunuz. Bu kadarı belki uçuk gelebilir ancak çok da uzak olmayan bir zamanda 3D tekneleri satın alıyor ya da üretiyor olmamız olası görünüyor.

Biz şimdilik bunu hayal etmekle yetinelim ve hali hazırda tersaneden çıkmış birbirinden güzel tekneler arasından hangisinin bize uygun olduğunu bulalım. Bu dünyaya ilk kez adım atacaklar Kaptan Fırat Göker’in yazısına da (Sayfa 96) bir göz atın derim….

İyi okumalar, iyi seyirler.