İstanbul’un sürpriz rüzgârları, ardı ardına atılan tramolalar ve kavançalar eşliğinde beINSPORTS’un başarılı ismi Şükran Albayrak ile teknede çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Röportaj: Eray Emin Aydemir Fotoğraflar: Osman Uğur
Şükran Albayrak için “10 parmağında 10 marifet” tanımlamasını yapmak hata olmaz. Başarılı isim, zaferlerle geçen basketbol kariyerinin ardından golf sporuna adım atarken, şu an beINSPORTS gibi önemli bir yayın kuruluşunun en değerli ekran yüzleri arasında yer alıyor. Biz, “denizcilikle ne kadar ilgileniyor, acaba yelkenli tekneyi sevecek mi” diye düşünürken o amatör denizcilik belgesini masaya koydu. Meğer hedefleri arasında uzun bir deniz seyri varmış. Bu yüzden bütün kış oturup ehliyeti almak için çalışmış ama denize hiç çıkmamış. Kısmet bizeymiş. Şükran Albayrak’ın hayaline bir parça katkımız olduysa ne mutlu bize..
Cheese Sailing’e ait M.A.T. 1010’la gerçekleştirdiğimiz seyirde hem İstanbul’un keyfini denizde çıkarmak hem de Şükran Albayrak’ı dinlemek ve onu tanımak bizim için büyük bir keyifti.
Başarılarla geçen profesyonel basketbol yaşamınızı geride bıraktınız, kariyeriniz nasıl başladı?
İlkokul döneminde okul bünyesinde kurulan hentbol takımında spora adım attım ve milli takıma kadar yükseldim. Ablam, ben ve kuzenim Arçelik Spor Kulübü’nde oynuyorduk. Kulüp kapanma kararı aldı. Yaz dönemiydi ve ne yapacağımı bilmiyordum. Tesadüfen elime bir basketbol topu geçti. O dönemde Fenerbahçe Spor Kulübü’nden seçmeye geldiler. Aynı zamanda Ülker’de antrenörlük yapan Türk basketbolunun çok kıymetli isimlerinden Recep Türkoğlu aile dostumuzdu ve basketbol konusunda bize yardımcı olmaya başladı. Neredeyse bütün evren bir oldu. Fenerbahçe’ye antrenmana gittik. Kısa sürede takıma seçildik ve ailece üç kişi ilk beşi kapattık.
Hem kolej döneminizde hem de Fenerbahçe ve milli takımda sayısız başarı kazandınız. Geriye baktığınızda neler hissediyorsunuz?
2007 yılında profesyonel basketbol kariyerine nokta koymuş biri olarak şunu düşünüyorum; bir şeye emek vermenin ne demek olduğunu basketbol bana çok iyi şekilde öğretti. Küçük takımdan A takıma kadar Fenerbahçe’de forma giymiş olmam, her kategorinin zorluklarını yaşayıp bununla mücadele etmek bana çok şey kattı. Talihsiz günler de yaşadım tabii. Sakatlığım zor bir süreçti. Ancak geriye dönüp baktığımda milli takım formasını giymiş olmam benim için büyük bir mutluluk. Her sporcunun hayal ettiği ancak başaramadığı bir şey bu. Basketbol bana mücadele ruhu kazandırdı. Bu ruh doğrultusunda kişisel veya iş ilişkilerimde çok kolay teslim olmadığımı, kopmadığımı, bu ilişkileri uzun yıllar sürdürdüğümü görüyorum. Bunların hepsinin basketbola duyduğum bağlılık duygusunun bir sonucu olduğunu düşünüyorum.
Şükran Albayrak röportajının devamını Ağustos 2018 sayımızda okuyabilirsiniz.