Dünya denizlerinde seyahat eden ya da ülkenin ekonomik durumundan muzdarip amatör denizci dostlarımız bu kışı yurtdışında geçirecek. Yurtdışında kışlama avantajlı mı dezavantajlı mı diye bir araştırma yapalım dedik ve konuyu kaptan dostlarımıza sorduk.
Yazı ve fotoğraflar: Özlem Ulubay Şahin (Instagram: @baskaturluyasamak- Youtube: youtube.com/baskaturluyasamak Facebook: @baskaturluyasamak)
Bu aralar, Türkiye’den hangi denizci dostumuzla konuşsak ya da sosyal platformları okusak herkesin ortak sorunlarından birinin artan marina fiyatları olduğunu görüyoruz. Pandemi sonrası gem vurulamayan keşfetme arzusu ve uzaklara yelken açma hayallerinin yanına eklenen ülkemizdeki marina fiyatları amatör denizci için oluşan bağlanma sorununa alternatif mi yarattı diye düşünüyorum. Çünkü son dönemde birçok denizci dostumuz, yeni rotalarındaki, aslında hep var olan ama çok da sıcak bakılmayan bağlanma olanaklarını değerlendirmeye başladı.
İYİ BİR ALTERNATİF Mİ?
Hâl böyle olunca da kapsamlı bir yurtdışı dosyası yapmak amatör denizcilerimiz için boynumuzun borcu oldu. 2013-2014 kışında eski teknemiz Flo’yu İtalya’nın doğu kıyılarında, Brindisi Marina’da bağlamıştık. O zamanlar, Türkiye’de bağlanmayı planladığımız fiyatın aynısı bir teklif alınca mecburi olarak; sezon sonu olduğu ve Türkiye’ye hızlıca dönmek istemediğimiz için İtalya’da kışlamıştık. Kızımızı bırakıp dönmüştük. O zamandan bu zamana Türkiye’de çok şeyler değişti; hizmet sektörü açısından her daim önde olan ülkemizde, kalite ve marina sayısı arttı.
Ancak hâlâ barınma imkânlarıyla tekne sayısı eş noktada değil. Bu da tabii ki fiyatlara yansıyor ve amatör denizciyi zorluyor. Bunun nedenleri uzun uzun tartışılır ama ortadaki gerçek; yakınmalar ve kaçışlar, bunun ülke ekonomisine özellikle küçük esnafa etkisi de yadsınamaz. Bu dosyada benzeri soruları farklı ülkelerde kışlamış veya kışlayacak denizcilerimize yönelttim, buyurun onların görüşleri.
MAHİR GÜNŞİRAY — YUNANİSTAN
Tekneyle yurtdışı deyince, akla gelen ilk ülke tabii ki hemen dibimizde, Ege’nin karşı yakasındaki komşumuz Yunanistan oluyor. Oyuncu, tiyatro yönetmeni Mahir Günşiray da maviye tutkunlardan. 1997 model teknesi Beneteau 461 Baluna ile yelken yapıyor ama denizcilik tutkusu asıl, çocuk yaşta babasının teknesinde başlamış. Çalışma hayatı yoğunluğu, kendi teknesine sahip olma fırsatını ise ancak 15 yıl önce vermiş… Her yıl 5-6 ayda ortalama 1700 mil yaptığı teknesi Baluna’yı bu kış ve 2024 kışında Midilli Setur Marina’da bağlamış.
Tekneniz Baluna’yı Midilli Setur Marina’da nasıl bir sözleşmeyle bağladınız? Karada mı, denizde mi kışladınız?
Teknemiz yıllık anlaşmayla Setur Midilli Marina’ya bağlı. Bu kışa özel maalesef sadece bir kere gelebildik tekneye. Normal olarak kışın da zaman zaman teknede olduğumuzdan karaparkını tercih etmiyoruz. Suda giden bir yelkenli suda olmalı. Antifouling olarak Coppercoat kullandığımız için karaya alma zorunluluğumuz da olmuyor, özel bir durum olmadıkça.
Türkiye’de en son hangi marinalarda kışlamıştınız?
Bir yıl önce İskenderun’da Madenli Marina ve Mersin’de Kumkuyu Marina’da.
Kaç yıldır yurtdışında kışlıyorsunuz?
Daha önce yine bir yıl Midilli’de ve bir kış da Yunanistan’da Stilida’da kışladık.
Yurtdışında kışlamayı neden tercih ediyorsunuz? Usta, servis, malzeme bulmak kolay mı?
Hem Yunanistan’da seyir yapmayı seviyoruz hem de tabii ki bağlama ücretlerinin daha uygun olmasından dolayı tercih ediyoruz. Malzeme temin etmek hiç sorun değil, Atina’dan 1-2 günde geliyor. Bakım işlerini kendim yaptığım ve şimdiye kadar büyük bir tamir sorunu çıkmadığı için usta ya da servis kullanmadım, ama -Yunanistan adaları özelinde söylüyorum- her adada olmasa da büyük adalarda her zaman bir usta bulunuyor. Midilli de bu konuda hiç fena değil. Marina personeli son derece yardımcı. Tuvalet, duş bakımlı ve temiz. Çamaşır makinesi var. Marina içerisinde iyi bir kafe-bar, restoran bulunuyor.
Sosyalleşme imkânı var mı?
Türklere ait birçok tekne var, bir yardımlaşma grubu kurduk. Ancak farklı zamanlarda marinada olunca ortak sosyal faaliyetler fazla olamıyor.
Vize sorun oldu mu?
Eşim Fransız, benim de Avrupa oturumum olduğu için vize sorunumuz yok.
Kaldığınız marinayı seçme nedeniniz neydi?
Eğer Ege Denizi’nde Türkiye’ye yakın bir marinada kalacaksak ilk tercihim Midilli olur herhalde. Temiz, sakin, huzurlu ve ayrıca Midilli’yi çok seviyoruz. Tabii ki Türkiye’deki fiyat politikası Yunanistan’da da uygulanmadığı sürece. Öyle bir ihtimal de görmüyorum çünkü Yunanlar protesto etmeyi bilen bir toplum. Eğer orada marinalarda yüzde 300 fiyat artarsa neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum.
Yurtdışında kışlamanın avantajı ya da dezavantajı nedir?
Avantajı bağlama ücretleri, dezavantajı yaşadığınız yere uzak olması. Ayrıca, vize sorunu olanlar için de düşündürücü. Nerede kışladığınız, nerelerde ne tip seyirler yaptığınız da avantaj ya da dezavantaj olabilir.
Türkiye’deki marinalarla kıyaslar mısınız kaldığınız marinayı?
Bunu bir iki cümleyle yapmam haksızlık olur. Türkiye’de çok farklı nitelikte marinalar var. Tek kolay yapılabilecek kıyaslama bağlama ücreti. Türkiye’deki bağlama ücretlerindeki artışın dövizdeki artış ya da enflasyonla alakası olduğunu düşünmüyorum. Bu talep artışıyla ilgili.
Peki yurtdışında kışlamayı tavsiye eder misiniz?
Eğer kışın sıklıkla tekneyi kullanmıyor, iki ayda bir gidiyorsanız tavsiye ederim. Midilli, Sakız, Samos, Leros gibi adalarda denizde ve karada kışlama imkânlarını kullanarak ciddi bir tasarruf sağlanabilir. Zorunluluk halleri dışında, ödenen bedellerin sokağa atılan para olduğunu düşünüyorum. Olunca da atılıyor galiba. Pandemi döneminde kapanan sınırlar ve siyasi gerilim de tekne sahiplerini tedirgin ediyor. Türkiye’de çoğalan teknelerle denizcilik kültürü artabilecekken, ne yazık ki bu ekonomik koşullar nedeniyle tekneleri elden çıkartma dönemi başlayabilir.
EMİNE & AHMET ÖZDEMİR — KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
Aslında hemen yanı başımızda çok da akla gelmeyen bir ülke var; Yavru vatan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de kışlama için yakın alternatiflerden biri. Daha önce aynı marinada kaldığımız ve birlikte Akdeniz Rallisi’ne katıldığımız Emine-Ahmet Özdemir çifti ve tekneleri 2008 model Bavaria46 Bluebay, 2022-2023 kışını Kuzey Kıbrıs Girne Marina’da geçirmiş.
Antalya Kemer’de ikamet eden Özdemir çifti “Bizim için de tatil oluyordu” diyerek, iki kere uçakla 15 günlüğüne gidip gelmiş Kıbrıs’a. Teknede kaldıkları sürece Girne merkeze yürüyüşler yapmışlar, akşamları da marina otel içinde olduğu için eğlenceli oluyormuş. Bluebay’in marinada kaldığı altı ay süresince karinasında kekamoz ya da yoğunlaşma olmamış.
Türkiye’de daha önce beş yıl kemer G Marina’da bağlanan Bluebay, iki yıl da Finike Setur Marina’da kalmış. Onların da en baştaki tercih sebebi maliyetler. Ahmet Özdemir “Türkiye’nin yarısı” diyerek özetliyor ve ekliyor: “Marinalar Euro kuru üzerinden ücret alıyorlar. Hem Euro, TL’ye karşı değer kazanıyor hem de her ay zam yapıyorlar.”
2023-24 kışını aynı marinada geçirmeyi planlayan Özdemir çifti, Girne marinadaki sosyalleşme ve misafirperverliğin de altını çiziyor; “Küçük bir marina olduğu için insanlar çok sıcak, hemen dostluklar oluşuyor. 2023 Haziran sonunda Girne Yat Yarışı Festivali düzenlendi, o da çok keyifliydi.”
CEMAL ÜLGEN — TUNUS
Ve kışlama deyince pek de akla gelmeyecek, biraz uzak ama farklı bir coğrafya var sırada. 70 yaşındaki Cemal Ülgen aslen İstanbul’da yaşıyor, lise yıllarından beri denizle içli dışlıymış ancak yelkene 2007 yılında başlamış. Türkiye’nin Çevlik limanından Hopa limanına kadar tamamını bir kere, İstanbul Antalya arasını belki 10 kere gezmiş. Cemal Kaptan şimdi ise; teknesi Ülgen (1988 yılı imalatı Beneteau 430 model tek gövde yelkenli) ve sevgili eşi Mine Ülgen’le beraber bu kış (2023-2024) teknesini bağlayacağı Tunus yolunda. Tunus’ta Monastir Marina’da denizde kışlamayı planlayan Ülgen, yıllık bağlama ücreti için yaklaşık 1700 Euro ödeyecek. Bu fiyatın içine su, elektrik ve vergiler dahilmiş.
Türkiye’de işçiliği çok pahalı bulan Ülgen, acil durum hariç kışı Tunus’ta geçirecek ve teknesinin eksiklerini de orada tamamlayacak. İlk defa yurtdışında kışlayacak olan Cemal Ülgen’in bu kararındaki etkenlerden biri ekonomik olsa da bunun yanında yeni yerler görecek olması da önemli başka bir sebep. Usta, servis, malzeme konusunda ise “Belki Türkiye kadar çok değil, ama orada da yavaş yavaş marina mantığı gelişiyor. Marinanın misafirlerinin kurduğu WhatsApp gurubunda üyeyim. Yaşamadım ama yazışmalardan anladığım kadarıyla sosyalleşme mükemmel” diye belirtiyor Cemal Ülgen. Ülgen ekibi şimdi Yunanistan’da, iki ay İtalya, sonra Malta ve Tunus olarak planlamış rotayı. Bu arada hemen şunu da belirtelim; onlar da yol üstündeki Avrupa ülkelerinde gemi adamı cüzdanı kullanıyor ve Tunus Türk pasaportuna vize istemiyor.
AHMET BAKIR — İTALYA
1993 yılından beri denizde olan Ahmet Bakır, 2007 yılında kendi teknesiyle seyir yapmaya başladı. Bakır da bu kışı yurtdışında geçirecek. Tercihi Sicilya’nın güneyindeki Licata Marina. 2013-2020 yıllarında yaz-kış denizde yaşayan Ahmet Bakır, son yıllarda yaklaşık altı ayını teknesi Melody 2’de geçiriyor. Melody 2, ahşap lamine Tuzla yapımı, 16 metre boyunda, Türk Bayraklı bir yelkenli tekne. 2013 yılında denize inen kızının yapım süreciyle bizzat uğraşmış Ahmet Bakır ve Melody 2 ile Türkiye kıyılarında, Ege ve İyon Denizi adalarıyla İtalya, Sicilya’da ve Malta’da yelken yapmış. 2022 yazında, bizim rotamız okyanusken onlarınki Sicilya’ydı ve Mora Yarımadası’nda birlikte yelken yaptık.
Bakır 2022-2023 kışında 16 metrelik teknesinin, 7 ay 15 gün marinaya denizde bağlanmaya 2 bin 300 Euro (KDV dahil) ödemiş. Geçen sene ayrılırken bir hafta ve bu sezon başında gelince 15 gün kadar teknede vakit geçirmiş. Maalesef kışın tekneye gitme imkânları olmamış. Türkiye’de hiçbir zaman marinalarda kışlamamış Melody-2, en son Bodrum-Ören’de “ARK Marin” çekek sahasında karaya alınan tekne için yedi ayda gene 2 bin 300 Euro karşılığı TL ödemiş. Daha önceki iki yıl da Bozburun’da DSV Çekek yerinde karada kışlamaya sezonluk 1560 Euro ödenmiş Melody-2 için.
Ahmet Kaptan’a göre yurtdışında kışlamanın avantajı daha uygun fiyatlarken, dezavantajları ise; vatana uzak, yaşam ve alışveriş Euro farkı nedeniyle daha pahalı, malzeme ve ekipman temininin Türkiye’ye göre daha zor olması. “Fiyatlar çok daha uygun doğru fakat usta ve servis bulmak hiç kolay değil ve çok pahalı. Ancak Türkiye’de de usta ve servis bulmak hiç kolay değil, işçilikler ise nispeten Avrupa’ya göre daha uygun. Motor bakımı, zehirli boya, ırgat bakımı, tüm sök-tak işleri, ahşap, boya, elektrik gücüm yettiğince kendim yapmaya çalışıyorum.”
Bu yıl 5,5 ay Avrupa’da kalan Ahmet ve Sibel Bakır çifti yeşil pasaport ve Gemi Adamı Cüzdanı sayesinde bir sorun yaşamamış. Çift Licata Marina’yı sevmesine rağmen memlekete uzak olmasından dolayı bu sene orada kışlamayacak. “Licata Marin gayet temiz. Duş WC binaları, barbekü, piknik alanı ve oturma yerleri var. Sosyalleşme harikaydı, yeni dostlar edindik. Avrupalı 70-80 tekne sahibi kışı teknelerinde burada geçiriyor. Her pazar BBQ, çarşamba toplu olarak yoga ve fitness, çarşamba ve cuma akşamları ise happy hour var. Ayrıca bazı münferit etkinlikler (doğa yürüyüşü ve sergi, müzik dinletisi vb.) de oluyor. Ancak Türkiye’ye uzak o yüzden bu kış Ege’de Yunan Adaları’ndan birinde kışlamayı planlıyorum.”
BETÜL & SEZGİN TEKİN — MALTA
İki eski denizci ve bizim de birlikte çokça seyrimiz olan bir çift Tekinler. Onlar da yurtdışında kışlayacak ancak onlarınki biraz da “yol üstü” durumu. Betül Tekin emekli öğretmen, eşi Sezgin Tekin ise avukat, o da emekli sayılır çünkü ofisini ve işini büyük macera (yani dünya turu) için tasfiye etti. Yaşadıkları Antalya’dan yelken açtılar uzak denizlere, tekneleri Amel 55 Kekova ile. Tekin çifti yaklaşık 27- 28 yıldır tekne sahibi ve hep denizle içi içe olmuşlar. 38 yıllık birlikteliklerinin hiçbir aşamasında ne zihnen ne de mesafe olarak denizlerden uzak kalamayan bir çift onlar da ve son kışlarını Malta Manoel Island Yacht Marina’da geçirmişler. Marinaya aylık 1200 Euro gibi bir ödeme yapan Tekin ailesi, dokuz ay boyunca Malta’da teknelerinde kalıp, sadece iki kez kısa aralıklarla ve sırf seçim için Türkiye’ye dönmüşler. Kızları Kekova bu süreç boyunca daima denizdeymiş.
Türkiye’de birçok marinada kışlayan çift en uzun Fethiye Ece Marina’da kalırken, Setur marinalarında da 27 yıldır çok zaman geçirmiş ve en son olarak da Setur Antalya ve Setur Finike marinada kalmış. Yurtdışında kışlama tercihlerinin ana nedeni yolda olmaları. “Malta’da seyahate devam edebilmek amacıyla kışladık. Geri dönmeksizin uzunca bir seyahat…
Sağlığımız, koşullarımız elverdiğince denizde kalmak ve gidebildiğimizce batıya gitmek hedefimiz.” diyor Betül Tekin. Eşi Sezgin bey yurtdışında kışlamanın zorlukları olduğunu ekliyor: “Bazen, özellikle nitelikli teknik personel açısından, çok zorluklar yaşanıyor. Çok gelişmiş, denizcilik sektöründe oldukça deneyimli ülkelerde bile yedek parça bulma güçlüğü çekiyorsunuz. Ama mutlaka bir çözüm bulunuyor. Bu konuda rahat ve sakin, ama olabildiğince tedbirli olmak gerekiyor. Özel olarak Malta’yı soruyorsanız, oraya giderken yapılacak iş bırakmamanızı öneririm. İnsanlar çok sözünde durmuyor. Marinalarda duş, wc, elektrik su gibi olanakları sunuyorlar. Havuz, spor salonu gibi imkanlar da olabiliyor ama çok yaygın değil. Sosyalleşme ise size ve isteğinize bağlı; tabii ki mümkün.”
Türkiye’deki marinalar ve marina hizmet anlayışını çok üstün bulan çift, “Türkiye’deki her marina (hazırlıksız, personelsiz çekek yerlerinden söz etmiyorum) çok daha iyi, yurtdışında olmanın avantajı olarak belki kışladığınız ülkede gezip tozarsınız hepsi bu” derken şunu da söylemeden edemiyor; “Ancak, Türkiye’deki fiyatların aşırı artması, galiba hepimizi bu yolda zorlayacak.”
Metİn Alkan & Canan Durmaz — İSPANYA
Tekneleri Fountaine Pajot Elba 45 katamaranla “Serene 2020” tayfası var sırada. Onlarla da çokça ortak rotamız oldu daha önce ve bizi okyanusa doğru uğurlamadan önce en son Sicilya’da birlikte miller kat ettik. 1980 yılında İTÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra 43 yıllık iş hayatını bitirme kararı alan ve işlerinden birini kapatıp diğerini de çocuklarına devreden Metin Alkan, hayat arkadaşım dediği Canan Durmaz ile birlikte karadan palamarları çözmüş. Durmaz da 36 yıllık meslek hayatında, mevcut işlerini tekneden yürütebilecek kadar minimize edebilmiş.
Serene ekibi 2022-2023 kışını İspanya Valencia şehrindeki La Marina De Valencia’da geçirmiş. Altı ay denizde kışlama için vergi dahil ödedikleri tutar 5 bin 232 Euro. İlk kez yurtdışında kışlayan çift için İspanya bir mola. 17 Mayıs 2022 tarihinde okyanusu geçmek ve dünya turu yapmak niyetiyle Kaş’tan ayrılan Serene 2020 tayfası ilk yıl Akdeniz havzasını gezip keşfetmek istediği için İspanya’da kışlamış. Peki İspanya’da şartlar nasıl, usta ve yedek parça bulmak kolay mı?
“Valencia marinada çekek yeri yok. Dolayısıyla teknesine bakım yaptırmak isteyenler, tekne genişliklerine göre uygun bir tersane seçmek durumunda” diyor Kaptan Alkan. “Biz 1 Mayıs tarihinde Valencia marinadan ayrılıp, yedi mil batıdaki Varedero Shipyard’da tekneyi sezona ve uzun yola hazırlamak için karaya aldık. Karaparkta dokuz günde teknenin zehirli boyası, motor, jeneratör, dingi motoru, elektrikli vinç ve ırgat bakımları yapıldı. Shipyard ile üç ay önceden yazılı rezervasyon yaptığımız için dokuz günde karaparktaki işimiz bitti. Yapılacak her bir iş için rezervasyonunuz yok ise usta bulunamıyor. İşçilik fiyatları ülkemizden pahalı, 60 Euro/saat olarak genel işçilik fiyatlaması yapıyorlar. Çalıştıkları saatleri de hep üste yuvarlıyorlar. Üstelik bulundukları yerden gelip gitme süresini de işçilik fiyatına ilave ediyorlar. Valencia gibi büyük şehirlerde her türlü malzeme, servis ve usta bulmak mümkün. Marina personeli gayet samimi ve yardımsever. Bir marinada olması gereken duş-wc vardı. Ücret karşılığında çamaşırhane, spor salonu ve havuz imkânı mevcuttu. Sosyalleşme Türkiye gibi yaygın değil ya da biz deneyimleyecek kadar marinada kalmadık.”
Alkan ve Durmaz çifti yurtdışında kışlamanın en önemli avantajının o ülkenin kültürünü, coğrafyasını, mutfağını, halkını tanımak ve kısmen de olsa dilini öğrenmek olduğunu söylüyor. Onlar için dezavantaj ise ailelerinden, dostlarından, konfor alanlarından ve ülkeden uzakta olmak. Metin Alkan “Biz hayallerimizin peşine düşüp bu uzun yola çıktığımızda ilk yıl Akdeniz havzasının batısında bir yerlerde kışlamamız gerekiyordu. Bizi hangi şehir ve marina mutlu eder diye planlarken, seyir mesafesi, mevsim, lokasyon ve fiyat analizinde en uygun yer olarak Valencia ile yollarımız kesişti. Ülkemizdeki bir marinanın yarı fiyatını ödedik diyebilirim. Ayrıca Valencia’ya Türk Hava Yolları ile 3-4 saatlik bir direkt uçuşla kısa zamanda ulaşılabilmesi de büyük etken” diyor.